The Starry Night/ Yıldızlı Gece
Hastane odasından müze duvarlarına ulaşan ünlü tablo "Yıldızlı Gece"
Vincent van Gogh denilince akla gelen ilk eser "Yıldızlı Gece" oluyor. İnsanı derin duygulara sürükleyen tablo, düşündürüyor ve hissettiriyor. Her gözlemci için farklı duygular hissettirmesi muhtemel görünüyor. Kimileri, kasabayı aydınlatan ay ve yıldızın ışığı ile büyülenirken kimileri de selvi ağacının çağrıştırdığı ölümü hatırlıyor.
Hayatı genelinde psikolojik hastalıklar ile boğuşan Van Gogh, tablonun yapıldığı 1998 senesinde de rahatsızlığı sebebi ile Saint-Remy'deki akıl hastanesinde tedavi görmekteydi. Öncelerde bir manastır olan akıl hastanesi Fransa'da bulunmaktadır.
Özellikle çalışma arkadaşı Paul Gauguin ile yaşadığı tartışma sonucu ağırlaşan psikolojik rahatsızlıklar beraberinde kulak kesme hadisesi yaşanmış ve hastanede kaldığı süreç boyunca akıl hastalıklarından korunmak için tablo yapmaya başlamıştır. Bu kanıya kız kardeşi Theo’ya yazdığı mektuplar ile varmaktayız. Çalışmalarının desteklenmesi sonucunda hastanedeki stüdyosunda birçok tablo çalışması sürdürmüştür. Hastane odası yeşil bir manzaraya baksa da tabloda bulunan yapıları içermemekteydi, zira "Yıldızlı Gece" tablosu diğer manzara tablolarından farklılık göstererek hayak gücü neticesinde yapılmıştı.
İlk olarak "Yıldızlı Gece" tablosunun özelliklerinden bahsetmeliyiz. Tablo 1998 yılında yapılmıştır. Tuval üzerine yağlı boya tekniği ile yapılan tablo 73,7 x 92,1 cm boyutlarındadır. Şimdilerde New York'ta, Modern Sanat Müzesinde (Museum of Modern Art) sergilenmektedir.
Resmin odak noktası gökyüzüdür, yıldızlar ve ayın yaydığı yüksek ışık ile gece aydınlanmıştır. Kompozisyonun ışık kaynağı ay ve yıldızlardır. Resmin ön planında ise koca bir selvi ağacı gözlemlenmektedir. Selvi ağacı çoğunlukla ölüm ile bağdaştırılır. Mezarlıklarda bulunan selvi ağaçlarını buna bir örnek olarak söyleyebiliriz. Tablonun alt bölümünde, bir kasaba ve küçük kasaba evlerini görmekteyiz. Kasabanın ortasında ise göğe doğru uzanan sivri kulesi ile bir kilise resmedilmiş. Dış bölümde, çevreyi saran koca dağlar görünüyor. Tablodaki yuvarlak fırça darbeleri arasında ufak boyutlarda tuvalin kendisini görmekteyiz. Tuval, açıkça bir süreklilik ve dengeye tabi tutulmuş. Zıt renklerin çokça kullanılması resmi epey güçlendirmiş.
Ünlü bir tablo; üst bölümünde aydınlık ve ışık ile büyük bir gücü yansıtıyor. Alt bölümünde kasaba ve yaşam gösterilmekte. Ortada ise hem yere hem de göğe uzanan selvi ağacının çağrıştırdığı ölüm ve çevreyi saran koca dağlar. Bir denge timsali, tamamen bir yaşamı çağrıştırır gibi.