Toplumdaki Kadın ve Kadındaki Toplum
Gülten Akın'ın "Kestim Kara Saçlarımı" adlı şiirinin incelemesi
KESTİM KARA SAÇLARIMI
“Uzaktı dön yakındı dön çevreydi dön
Yasaktı yasaydı töreydi dön
İçinde dışında yanında değilim
İçim ayıp dışım geçim sol yanım sevgi
Bu nasıl yaşamaydı dön
Onlarsız olmazdı, taşımam gerekti, kullanmam gerekti
Tutsak ve kibirli -ne gülünç-
Gözleri gittikçe iri gittikçe çekilmez
İçimde gittikçe bunaltı gittikçe bunaltı
Gittim geldim kara saçlarımı öylece buldum
Kestim kara saçlarımı n'olacak şimdi
Bir şeycik olmadı - Deneyin lütfen -
Aydınlığım deliyim rüzgârlıyım
Günaydın kaysıyı sallayan yele
Kurtulan dirilen kişiye günaydın
Şimdi şaşıyorum bir toplu iğneyi
Bir yaşantı ile karşılayanlara
Gittim geldim kara saçlarımdan kurtuldum”
Ataerkil, kelime anlamı olarak “Soyda babayı temel alan ve ailede çocukları baba soyuna mal eden, toplumda ve yönetimde erkeklerin güç sahibi olduğu, kadınların çoğunlukla dışta tutulduğu düzen” olarak geçmektedir. Ataerkil toplum yapısı içerisinde kadının saygı gören bir konumda olmaması, ancak çoğu toplumun hala bu patriyartik bir düzene sahip olmasının doğurduğu eşitsizlik, çoğu yazar ve şair tarafından eleştirilmekte, ve dolaysıyla birçok eserlerine konu olmaktadır. Bu eserlerden biri ise Gülten Akın’ın “Kestim Kara Saçlarımı” şiiri olarak görülmektedir.
Başlıkta verilen “kestim” kelimesi, “-im” iyelik eki kullanılarak kesme işinin şiir kişisi tarafından yapılan bir eylem olduğu belirtilmiştir. Kesmek, burada şiir kişisinin istediği değişimi vurgulamaktadır ve başlıktaki öge sıralaması, kara kelimesini vurgulayacak şekilde ayarlanmıştır. “Kara” ifadesi siyah, olumsuzluk, kader izleklerini çağrıştırmaktadır. Aynı zamanda toplumda bulunan kadınların çoğunun bu saç rengine sahip olması, şiir kişisinin belirli bir kadın değil, toplumdaki “kadın” figürünün bir sembolü olduğunu vurgulamaktadır. “Saçlarımı” kelimesindeki iyelik eki, saçların şiir kişisine ait olmasının altını çizmekle beraber, şiir kişisinin kara saçlarını kesmesi, olumsuz bir durumdan kurtulmak metaforunu aktarmak için kullanılmıştır.
Birinci anlamsal kesitteki ilk dizedeki “Uzaktı dön yakındı dön çevreydi dön” dön kelimesinin tekrarları, şiir kişisinin sürekli kendisine bazı sebepleri hatırlatarak yapmak istediğinden vazgeçmesini vurgulamaktadır. Dizede geçen “çevreydi” kelimesi toplumun kısıtlaması sonucu kadın figürünün üzerinde kurulan baskı ve bunun şiir kişisi üzerindeki etkilisini göstermektedir. Çevrenin ne düşüneceğini önemseyen şiir kişisi, yapmak istediği şeye bir engel olarak toplumu, çevresini göstermektedir.
“Yasaktı yasaydı töreydi dön” Bu dizede ise kadın figürünün, yasak, yasa ve töreler tarafından kısıtlanmasını ve istediğini yapamadığını belirttiği görülmektedir. Yasak ve yasa kelimeleri arasındaki ses benzerliği bu kısıtlama durumunun üzerinde durmaktadır. “İçim ayıp dışım geçim sol yanım sevgi” dizedesindeki, “içim ayıp” ifadesi, şiir kişisinin içindeki duygu ve düşüncelerin toplum tarafından ayıplandığını belirtmektedir. “Dışım geçim”, kadının toplumdaki yerine bir vurgu olarak, toplumdaki çoğu kadının sahip olduğu geçim kaygısına bir ithafta bulunan bir ifadedir. Ancak “sol yanım sevgi” ifadesi, toplumdaki kadının her şeye rağmen kalbinde sevgi olduğunu belirtmektedir. Yaşadığımız toplum yapısında, eril bir baskı olduğundan, sevgi, erkeklerle bağdaştırılmayan bir duygudur.
“Bu nasıl yaşamaydı dön” dizesinde “dön” kelimesinde kullanılan emir kipi, tekrarlarla verilmiş olan kelimenin adeta altını çizmektedir. “Bu nasıl yaşamaydı” ifadesindeki “yaşamak” eylmeninin geçmiş zamanla çekilmiş olması, şiir kişisinin yaşamının artık bu şekilde olmadığının göstergesidir.
İkinci anlamsal kesitte geçen “Onlarsız olmazdı, taşımam gerekti, kullanmam gerekti” dizesindeki onlar, toplumu sembolize etmekle beraber, kadının toplumdaki yerine ve kadının yaşamındaki toplumun öneminin üzerinde durmaktadır. Üçüncü anlamsal kesitin ilk dizesindeki “tutsak” kelimesi, kadının toplumda kendini olduğu gibi gösterememesi üzerine kısıtlandırılmış ve özgür hareketleri ve düşünceleri elinden alınmış gibi hissetmesini belirtmektedir.
“İçimde gittikçe bunaltı gittikçe bunaltı” dizesindeki “gittikçe bunaltı” ifadesinin tekrarı, şiir kişisinin içinde bulunduğu hal ve durumu gösterirken, toplumsal baskının kadın üzerindeki olumsuz etkisini de vurgulamaktadır. “Gittim geldim kara saçlarımı öylece buldum” dizesi ise şiir kişisinin gidip gelmesi üzerine hiçbir şeyin değişmemesi, şiir kişisinin içindeki hislerin aynı kaldığı belirtilmektedir. “Kara saçlar” bu dizede metaforik bir bağlamda alışılmamış bağdaştırmalar üzerinden şiir kişsinin hissettiği bunalım durumu ve baskılanmışlık hissiyatını vurgulamaktadır.
Dördüncü anlamsal kesitteki “Kestim kara saçlarımı n’olacak şimdi” dizesinde, şiir kişisinin toplumun baskısından kurtulması üzerine istediğini yapma sonucu hissettiği karışık duygular belirtilmektedir. “n’olacak” ifadesi, aslında bir şey olmayacağına yapılan ince bir imadır. Benzer bir şekilde sonraki dizede verilen “Bir şeycik olmadı - Deneyin lütfen” ifadesindeki -cik küçültme ekiyle, değişimin kötü ve korkulacak bir şey olmadığını belirtmektedir. “Deneyin lütfen” tümcesindeki siz hitabı, toplumdaki diğer kadınlara yöneltilmiştir. Kadınların değişimden ve toplumun düşüncelerinden korkmamaları gerektiğini ifade eden şiir kişisi, onları değişime ikna etmeye çalışmaktadır.
Eserde tekrarlarla vurgulanan kadın eşitsizliği ve kadının ataerkil toplum yapsındaki yeri şiir kişisi tarafından eleştirmekle beraber, böyle bir toplumda bile değişimin mümkün olduğunu ve kadınların kendi hakları ve mutlulukları için çabalamaları gerekiğini belirtmektedir. Şiir kişisi, kendi değişimini örnek göstererek patriyartal yapıyı eleştirmekle kalmamış, bu tür bir toplumda yaşayan diğer kadınları da bu konuda cesaretlendirmeye çalışmaktadır.