Toplumun Bize Dayattığı Kalıplar

Toplumun istediği gibi yaşamak.

Hepimiz bir toplumun içerisinde doğarız ve toplumun istediği şekilde yaşamaya çalışırız. Toplumun oluşturduğu kalıplara o kadar alışmışızdır ki, toplumun gözüne girmek için birçok alışkanlığımızı değiştirmek zorunda kalırız. Peki, toplumun bize dayattığı kalıplar nelerdir? Birlikte bakalım.

Cinsiyet Eşitsizliği

Toplumda kadınlara birçok rol verilmiştir. Cinsiyet eşitsizliğinin başladığı nokta, kadınlar ve erkeklerin birbirleriyle kıyaslanmasıdır. Kadınların erkeklere göre daha güçsüz görülmesi ve “kadının yeri evidir” anlayışı, kadınları toplumdan dışlamaktadır. Erkeğe ve kadına yüklenen roller, bir noktada eşitsizliğe yol açmaktadır. Bu roller genellikle küçük yaşlarda şekillenir. Örneğin, erkek çocuklarının mavi giysilerle giydirilmesi ve oyuncak arabalarla oynatılması, kız çocuklarının ise pembe giysilerle giydirilmesi ve bebeklerle oynatılması, toplumun dayattığı kalıplardır. Toplum, hayatımızda o kadar etkili bir rol oynar ki, bu etkiyi atasözleri ve deyimlerde de görmek mümkündür. Örneğin, “erkek adam ağlamaz” deyimi, ağlamayı bir güçsüzlük olarak simgeler ve erkeklerin güçlü olmaları gerektiği, bu yüzden duygularını bastırmaları gerektiği anlayışını ortaya koyar. Ağlamak güzel bir duygudur ve kimseyi güçsüz, savunmasız yapmaz. Toplumun dayattığı bir diğer kalıp ise giyim tarzıdır. Erkeklerin renkli giyinmesi, saç uzatması, küpe takması toplum tarafından hoş karşılanmaz. Bunu yapan kişiler ise toplum tarafından yargılanır.

Evlilik ve İlişkiler

Toplumun bize dayattığı bir diğer yargı ise evliliktir. Evlilik, toplumda genellikle bir başarı olarak görülür. Bekar kalan kişiler ise sıklıkla baskıya maruz kalır. “Ne zaman evleniyorsun?” veya “Hayırlı bir kısmet yok mu?” gibi sorularla sürekli karşılaşmak, bu baskının örneklerindendir. Ancak evlilik, bir seçimdir. Kimi insanlar evlenerek mutlu ve huzurlu bir yaşam sürerken, kimisi de kariyerine odaklanarak işinde en iyisi olmaya çalışır. Her insan, kendi yaşam yolunu seçme hakkına sahiptir.

Başarı Tanımları

Toplumun bir diğer dayattığı yargı ise başarıdır. Yüksek puan almak, iyi bir kariyere sahip olmak veya para kazanmak, toplum tarafından başarı olarak görülmektedir. Öğrenciler, yüksek puan alamadıklarında ya da iyi bir üniversite kazanamadıklarında kendilerini yetersiz hissedebilirler. Ancak gerçek başarı, bireyin kendi değerleri, hedefleri ve yaşam amacına ulaşmasıdır. Başarı, sadece maddi kazanımlar veya statü ile ölçülmemelidir.

Güzellik Standartları

Toplumun güzellik algısı genellikle vücut şekli, yüz hatları ve saç gibi fiziksel özelliklere dayanır. Uzun boylu olmak, zayıf olmak ve pürüzsüz bir cilde sahip olmak, toplumun genellikle “güzel” olarak kabul ettiği özelliklerdir. Ancak, güzellik anlayışı kişiden kişiye değişir ve her bireyin estetik algısı farklıdır. Güzellik algısına uymayan bireyler üzerinde baskı oluşturmak ve onları belirli bir kalıba sokmak, dijitalleşmenin etkisiyle daha da yaygınlaşmıştır.

Toplumun oluşturduğu kalıplar, bireylerin davranışlarını etkileyen güçlü bir faktördür. Ancak bireyler, bu kalıpların dışına çıkarak kendi kimliklerini bulma hakkına sahiptir. Her bireyin özgürlüğüne saygı göstermek, daha adil ve anlayışlı bir toplum oluşturmak adına büyük önem taşır.