Trakya'nın En Güzel Doğa Harikası: Dupnisa
Kesinlikle ziyaret etmeniz gereken doğa harikalarından biri!
Trakya’da gezebileceğiniz tek mağaradır, Dupnisa Mağarası. Kırklareli'nin Demirköy ilçesi sınırları içinde, Bulgaristan sınırına oldukça yakın bir konumda yer alır. Mağara, Sarpdere Köyü’ne 6 km uzaklıkta, Istranca Dağları’nın eteklerinde, yoğun ormanlık bir alanda bulunur. Dupnisa Mağarası, toplamda 3.150 metre uzunluğu ile Türkiye’nin en büyük mağara sistemlerinden biridir ve iki ana bölümden oluşur: Kuru Mağara ve Sulu Mağara. Kuru Mağara, turizme açık olan üst kat bölümüdür; devasa sarkıt ve dikitlerle kaplı, göz alıcı bir görselliğe sahiptir. Sulu Mağara ise, yer altı nehri ile bilinir ve 2720 metrelik bir bölümünde yer yer derinliği 2 metreyi aşan göller bulunur. Mağara sistemi, yaklaşık dört milyon yıldır oluşumunu sürdüren devasa bir doğal yer altı dünyasını gözler önüne seriyor.
Mağara, adını Bulgarca'da "delik" anlamına gelen "Dupnisa" kelimesinden almıştır. Sulu ve Kuru Mağara bölümleri, ışıklandırılarak ziyaretçilerin daha rahat gezebilmesine olanak sağlar. Kuru Mağara'nın girişinde yer alan devasa taş kütleleri, krem ve kahverenginin tonlarıyla kaplıdır ve karstik oluşumlar, perde ve bayrak damla taşları mağara içindeki eşsiz jeolojik güzellikleri oluşturur. Işıklandırmanın mağara içerisindeki etkileyici atmosferi daha da vurgulaması sayesinde, ziyaretçiler bu olağanüstü yer altı dünyasında adeta büyülenir. Ancak, mağaranın içinde ilerledikçe sıcaklık değişiklikleri ve nem oranındaki artışlar, nefes almayı zorlaştırabilir; bu yüzden yavaş ve dikkatli bir şekilde gezmek tavsiye edilir.
Mağaranın üst katında yer alan Kuru Mağara’da ortalama sıcaklık 17 derece civarında olup oldukça kurudur. Buna karşın, alt katlarda bulunan Sulu Mağara’da sıcaklık 10 dereceye kadar düşer ve nem oranı daha yüksektir. Bu sıcaklık ve nem farkı, mağara içinde belirgin bir hava akımı oluşturur ve bu akımın, mağarayı ziyaret edenler için sağlık açısından olumlu etkiler sağladığı düşünülür. Kız Mağarası olarak bilinen bölüm ise, binlerce yarasaya ev sahipliği yapar ve yarasaların korunması amacıyla bu bölüm ziyaretçilere kapalı.
Bu eşsiz mağarayı keşfetmek, sadece bir doğa gezisi değil, aynı zamanda bir tarih ve kültür yolculuğu sunar. Hem mağaranın büyüleyici yapısı hem de çevresindeki doğal ve tarihi zenginlikler, bu bölgeyi ziyaret etmeyi benzersiz kılıyor.