Turgut Uyar'ın Huzursuzluğu ve 'Cinsel Yalnızlık'
'Ben'in ontik yalnızlığı ve cinsel yalnızlık
Yanızlık, öteki 'ben' ve cinsellik
Turgut Uyar, şiirlerinde üç türde yalnızlığı ele alır. Bunlardan ilki kişinin 'ben' ini farkına vardığında, yani kendi bilincine ulaştığında çektiği ontik yalnızlıktır. Diğeri modern insanın kendi elleriyle kendisini mahkum ettiği 'şehir' yani mekansal yalnızlıktır. Büyük şehirlerde kendisini yalnızlığa mahkum eden bireyi işlemiştir. Son İkinci yalnızlık şekli ise cinsel yalnızlıktır. Ontik yalnızlık çeken birey -ki çoğunlukla toplumdaki cinsellik tabusundan dolayı bu yalnızlığı en çok çeken kadınlardır- hem mekanla hem de kendisiyle bütünleşemediği için bu yalnızlığı cinsellikle gidermeye çalışır. Uyar, ontik yalnızlığı iki kişinin birleşememesinden doğan cinsel yalnızlığa indirger.
"İnsan kendi bilincine vardığı ölçüde yalnızdır." Erich Fromm
Turgut Uyar Yalnız Dürdanecik (Büyük Saat, 2015)
Turgut Uyar, Sartre'ın 'insan dünyaya düşmüş, fırlatılmıştır' düşüncesini ele alarak dünyada yalnızlığın her daim var olacağını ve bireyin bundan kaçışının olmadığını söyler. Uyar'ın huzursuzluğu, şehir hayatına kısılmasıyla başlar. İnsanın dünyada yalnızlıktan kaçmasının hiçbir yolu yoktur. Bu durum başkaldırıyı getirir, insanın sonsuz olma isteği de diyebiliriz buna. Fakat birey'in ölümden de kaçışı yoktur. Bunun bilincine varan insanın çaresizliği ve topluma, daha sonra kendisine yabancılaşması nevrozu beraberinde getirir. Uyar, cinselliğin kişiyi nevrozdan uzaklaştırdığını öne sürer.
Turgut Uyar Kan Uyku (Dünyanın En Güzel Arabistanı, 1994)