Türkiye'deki Akademik Kongreler
Türkiye'de özellikle son 10 yıldır düzenlenen akademik kongre sayısında büyük bir artış yaşandı. Fakat bunların büyük bir çoğunluğu Türkiye'deki akademik çalışmaları desteklenmesi yerine akademiyi ticarethaneye dönüştüren kesim oldu. Ne konaklama ne de yeme-içme gibi belki temel kıstasları bile ayarlamayan bu güruh astronomik katılım bedelleri ile göze çarpmaktadır.
Üniversiteler tarafından düzenlenen sempozyum-kongre ya da öğrenci kongrelerinde bu durum pek yaşanmayabiliyor. Ama astronomik katılım bedelleri dışında bu sefer de lisans öğrencilerinin akademik çalışma yapabilmesi engelleniyor. Lisanüstü ya doktora şartı arayan çoğu devlet üniversitesi sempozyumdaki durum Türkiye için hiç de iyi değil.
Lisans öğrencisini dışarıda bırakarak yapılan akademik çalışmalar komik durmakta. Sadece kendi aralarında top çevirmeye dönüşen bu kongrelerde lisans öğrencisi "sanki akademiyeye bir şey mi katacak" anlayışının bir an önce vazgeçilmesi gerekiyor.
Mümkün olan akademik organizyonlarda lisans öğrencisinin de kendini göstermesi gerekiyor. Bazı hocaların ya lisans dışında öğretim gören diğer öğrencilere karşı donanımı geliştirmesi gerekiyor. Bununla birlikte lisans öğrencilerine akademik kongreler nelerdir?, nasıl bildiri sunulur?, nasıl kitap bölümü yazılır gibi çeşitli alanlarda eğitiminin de verilmesi gerekiyor. Bilgi üretim seviyesini yaş olarak ne kadar aşağıya çekersek akademi için de o kadar güzel olur.
Bununla birlikte son yıllarda lisans öğrencisine önem veren kongreleri de unutmamak gerekiyor. Makul katılım ücretleri ile belli temalarda düzenlenen bu kongreler lisans öğrencilerinin akademik gelişmeleri için çok önemli. Çünkü şu dönemde okullarda verilen dersler pek işlevli olmayıp öğrencinin detaylı araştırma yapması sonucunda bilgiyi öğrenebilmekte.
Sonuç olarak akademik kongrelerin astronomik katılım bedelleri ödenerek düzenlenmemesi yani akademinin ticarethaneye dönüştürülmemesi ve aynı zamanda lisans öğrencilerine akademik hayatları için yol gösterilmesi gerekiyor.