Türkiye'deki Terör Saldırıları ve Asla Alınmayan Önlemler

Türkiye'de gerçekleşen terör saldırısına bakış.

24.10.2024 tarihinde Türkiye Cumhuriyet'inde bulunan Türk Havacılık ve Uzay Sanayi'ne (TUSAŞ) yapılan saldırı sonrasında her an şehitlerin ve yaralıların sayısı yükselmeye devam ediyor.

Bu saldırıyı yakından bakmadan önce TUSAŞ'ın öneminden ve anlamından bahsetmemek olmaz.

BBC News Türkçe - 23.10.2024

Türk Uçak Sanayisi Anonim Ortaklığı (TUSAŞ), 28 Haziran 1973 tarihinde Türkiye'nin savunma sanayisinde dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde kurulmuştu ve Türkiye'nin ilk milli muharip uçağı KAAN 21 Şubat 2024'te ilk uçuşunu gerçekleştirmişti.

NTV Haber Merkezi 23.10.2024

Havacılık ve uzay sanayisinde küresel ilk yüz oyuncu arasında yer alan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii, proje konularına bağlı olarak; Havacılık Yapısalları Grubu, Uçak Grubu, Helikopter Grubu, İnsansız Hava Aracı (İHA) Sistemleri Grubu, Uzay Sistemleri Grubu, Milli Muharip Uçak Grubu, Mühendislik Grubu olmak üzere altı stratejik iş merkezi bünyesinde örgütlenmiştir. Ayrıca, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii tarafından tasarlanan/üretilen tüm ürünlerle ilgili olarak entegre lojistik destek hizmeti sağlanmaktadır.

CNN TÜRK

TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TAI), 15 Mayıs 1984 tarihinde Türk Ticaret Kanunu ve Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu uyarınca kurulmuştur. TUSAŞ’ın genel merkezi Ankara Kahramankazan'da bulunur. Uçak Projeleri, Havacılık Yükseltmeleri ve Savunma Sistemleri gibi alanlarda önemli çalışmalar yapan TUSAŞ’ın binlerce çalışanı bulunuyor.

Farklı haber kaynaklarında da TUSAŞ'tan her anlamda övgüyle bahsedilir.

Geç kalınmış bazı durumların üzerine yapılan, aynı şekide "geç kalınmış" çalışmalar için "hiç olmamasından iyidir" diyerek kendimizi avutmuşuz gibi gelse de bu süreçte destek vermeye devam ettik.

BBC News

"Türkiye'de yaklaşık 50 yıldır savunma sanayinde 'dışa bağımlılığın azaltılması' girişimlerinde Türk Havacılık ve Uzay Sanayisi (TUSAŞ) önemli bir miladı temsil ediyor."

Peki ya TUSAŞ bu kadar önemli ve gözbebeği iken büyük ve gelişmiş bir güvenlik ekibi ile donatılmış ve korunuyor olması gerekmez miydi? Yalnızca staj yapmak için gelen öğrencileri dahi didik didik arayan güvenlik ekibi, üstünde çantalar ve ellerinde silahlarla giren kişileri aramıyor yahut karşı koyamıyor mu? Ya da içeriden bir ekip açıkça girişlerine izin veriyor ve onları içeriye kadar sokarak bu saldırıya ön ayak mı oluyor?

https://x.com/dorotheagibi/status/1849156007227711702

Bu sorular açıkçası hepimizin bir noktada sorması gereken çok önemli ve gayette açık cevaba sahip sorulardır aslında. Açıkça birileri bunun olacağını bilmese dahi ön ayak olduğu yahut hedef göserdiği açıktır. Peki nasıl bu kadar suçlayıcı konuşuyorum konusuna gelirsek, 22 Ekim 2024 tarihinde MHP'nin grup toplantısında açıkça Devlet Bahçeli arkasından aldığı destekler ile:

"Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM'de DEM Parti grup toplantısında konuşsun"

diyerek, İmralı Cezaevi'nde bulunan Kürdistan İşçi Partisi (PKK) lideri Abdullah Öcalan'a açık davette bulundu. Bu açık davet bir terör örgütü üyesi ve başkanı için ne anlama gelir diye düşünmek saçma olacaktır çünkü yıkım yapan insan, her zaman size yıkımla gelecektir. Kendi kafasında oluşturduğu ideolojik bir amaç uğruna küçücük çocukları dahi kandırmaktan çekinmeyen ve dünyaca herkesin 'terör örgütü' demekten çekinmediği bir ele başını ülkeye getirmek istemek; bir tür hainlik yahut açıkça iş birliğidir benim fikrimce.

"Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın," diyen Bahçeli, "Umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın" sözlerini dile getirmişti.

Bütün bu sözler bir saldırıya kapı açmakla kalmamış aynı zamanda da cesaret vermiştir. Tabir-i caizse ağzına bir parmak bal çaldıktan sonra devamının gelmemesini beklemek akla mantığa sığmıyor.

Lakin olayda tüm suçu yalnızca bir alana yığmak akıllıca değildir. Bir o kadar da şu sorulmalı, bütün bunlar olduktan sonra dahi yalnızca sözde bir üzüntü mesajı yayınlamak ne kadar insancıl? Birlik olunması gereken noktada muhalefetin çiçekçi böcekci gezmesi, iktidarın ise yerinde sayması neyi anlatıyor?

Bu ülkede yaşayan bir vatandaş olarak yalnızca şunları talep ediyorum; hayatta özgürce yaşamak, özgürce konuşmak, özgürce yargılanmak ve vatanıma sahip çıkmak istiyorum.