Türklerde Ölüm

Türk Kültüründe Ölüm

Ölüm, insanlık tarihinin en büyük bilinmezlerinden biri olmuştur. Pek çok kültürde ölüm, bir son olarak algılansa da, bazı topluluklar onu yeni bir hayatın başlangıcı olarak kabul eder. Türklerde ölüm ve defin gelenekleri de bu iki bakış açısını birleştirir; hem fiziksel yaşamın sona erdiği hem de ruhun başka bir dünyaya geçtiği düşünülür.

İslamiyet öncesi Türk toplumunda ölümün bir son olmadığı, ruhun başka bir alemde yaşamaya devam ettiği inancı yaygındı. O dönemde ölen kişi için sıkça uygulanan 3 farklı yöntem bulunmaktaydı; Cesedin toprağa gömülmesi, yakılması ve mumyalanması. Nadir olarak görülse de bir diğer yöntem ise cesedin sergilenmesi olmuştur. Bu yöntemde cesetler ya yere öylece bırakılır ya da ağaca ya da kazıklara asılırdı. Bunun sebebi ise iklim şartlarından dolayı toprağı kazamama durumu olmuştur.

Çeşitli defin yöntemleri olsa da ölüleri toprağa gömme inancı daha yaygın olmuştur. Ayrıca Türkler, İslamiyet öncesi dönemde ölümün bir son olmadığını, ruhun başka bir dünyaya geçtiği inancına sahip olduğu için ölünün yanına sonraki hayatında ihtiyacı olabilecek şeyleri de gömmüşlerdir. Örneğin yemesi için yemek, giymesi için kıyafetler, mücevherler gömülmüştür. İslamiyet sonrası dönemde ise ölülerin yanına eşya gömme geleneği terk edilmeye başlanmış bunun yerine dua etmek, mevlit okutmak, sadaka vermek ön plana çıkmıştır.

Türk kültüründe mezarların yeri her zaman önemli olmuştur. İslamiyet öncesi dönemde ölüler genellikle dağ başlarına, su kenarlarına veya ağaç altlarına gömülmüştür. Özellikle zengin ve önemli kişilerin mezarları gizlenmiş, bu sayede mezarların yağmalanmasının önüne geçilmiştir. Önemli kişilerin mezarlarına eşyalarının yanı sıra öteki dünyada onlara hizmet etmeleri amacıyla hizmetçileri ve yakınları da öldürülerek gömülmüştür. Bunun dışında Eski Türklerde eğer ölen kişi hayattayken birini öldürmüşse öldürdüğü kişi adedinde taş dikme inancı da yaygındır. Bu dikilen taşların kişiyi ölümden sonraki hayatında koruyacağı düşünülmüştür.

Ölen kişinin ardından düzenlenen cenaze törenlerinde cenaze evine yakınlar tarafından yapılan yemekler getirilmekte ve bu yemeklere ise  ölü aşı denmektedir. Cenaze evinde yemek pişmediği gibi ölünün eşyaları da tehlikeli görüldüğü için bir anca önce evden çıkarılmaktadır. Cenaze töreni sonrasında ise ölü için yas tutulmuş ve ağıt yakılmıştır.

Türk kültüründe mezar ziyaretleri de derin bir anlam taşımıştır. Özellikle bayramlar, ölüm yıldönümleri ve dini günlerde ölen kişilerin mezarlarına gitmek önemli bir sorumluluk olarak görülmüştür. Bu ziyaretleri ihmal edenler ise toplum tarafından ayıplanmıştır.

Kaynakça:

Alsan, Ş.(2022). TÜRK KÜLTÜRÜNDE ÖLÜM OLGUSU VE ÖLÜM SONRASI RİTÜELLERİ. Motif Akademi Halkbilimi Dergisi,15(37), 179-196.