Umut

Ne kadar gereksiz değil mi?

Umut her zaman çok abartılı gelmiştir bana hayatı yaşanılır kılmanın şartlarından mıdır ki umut abartılır bu kadar? Umutsuzluğa kapılmak çok kolayken umutlanmak çok zordur ama kötü olan her şeyi hissetmek daha kolaydır zaten.

Bizimki gibi bi ülkede yaşayıp umutsuz bir ruh halinde olmayan insan sayısı ne kadardır ki? Ekonomik durum, gelecek planları, hayallerinde umutsuzluk, gayet sıkıcı. Aslında, insanlık tarihine baktığında da umutsuz olabilir insan hiçbir zaman hiçbir şey yoluna girmemiş ki zaten, savaşlar hastalıklar kıtlıklar nefret ayrımcılık, bence hayatı yaşanılabilir kılan yaşamın kendisidir, doğal döngü içinde varolmak hayatı hayat yapar. Baktığın zaman gayet umutsuz bir düşünce, yaşamak için yaşamak gibi ama değil. 

Aslında yaşarken düşünmek, üretmek, insanları etkileyebilmek, hayata karşı umut beslemesine yardım edebilir insanın. Bana sorsanız umutsuz musun geleceğin hakkında diye, insan olarak haliyle umutsuzum ama kişi olarak umutsuz değilim derim. Şunun şurasında 70-80 yıl yaşayan bi canlının kendini bu kadar büyük görmesine de gerek yoktur bence, ama kişi kendi yaşamının da merkezindedir. Kendimden büyük bir şeyi düşündüğüm zaman umutsuzluğa kapılırım sürekli, kendim kadar küçülttüğümde bakışımı umutsuzluğum kaybolur artık. Düşündüğüm şeyler beni tatmin etmediği zaman kapılabilirim umutsuzluğa, ya bundan sonra da düşünmezsem diye. İnsan ırkını düşündüğüm zaman umutsuzluğa kapılırım ben hiçbir şey düzelmeyecek, hatta daha kötü olacak diye. Belki kendini kandırmak keyifli olandır. Sanatı kendine araç edinmişsindir, iyi bir sanatçı olma umudun vardır, hayatin gayesini bulmaya çalışıyorsundur, bulma umudun vardır. Umut bir çok formda kendini gösterebilir umutsuzluk daha çok. 

Twittera girip haber okuyan bir insanin ülkedeki geleceği hakkında umut beslemesi imkansızdır zaten. İnsanın hayatı yaşanılabilir kılması için dikkatini dağıtıp umut besleyebileceği şeyler bulmalıdır belki. İnsanin ruh halinin yaşadığı ülkeye bu kadar bağlı olması da hep çok gülünç gelir bana. Sınırların olması, sınırlar insanı umutsuzluğa sürükler. Fikrini ifade ettiği için hapis yatacağını ceza alacağını düşündüğü zaman umutsuzluk hakim olmaz mı insana. Bizi biz yapan nedir fikirlerimiz mi söylediklerimiz mi yaptıklarımız mı? İnsan umutsuzlukla dolmaz mi öleceğini öğrendiğinde? İnsan ne kadar daha çok yaşamak ister ki zaten hayata karşı ne kadar umut beslenebilir? Gerçekten güzel olacak mıdır şu ana kadar hiç olmayan şey. Öleceğini bilen canlı ne kadar umutlu olabilir.