Vegan Yaşam

Vejetaryenliğin en katı halidir, hayvanların her türlü sömürülmesini ve zulmünü dışlamayı amaçlayan bir yaşam biçimidir.

Veganlığın Tarihçesi

Veganizm terimi her ne kadar 1940’ların başlarına kadar kullanılmamış olsa da, aslında bu yaşam tarzı eski Hint ve Doğu Akdeniz toplumlarına kadar geri gidiyor. Vegan Society'ye göre, insanların hayvansal ürünlerin tüketiminden ve kullanımından kaçınmayı seçtiğine dair kanıtlar 2000 yıl öncesine dayanıyor.

MÖ 500 gibi erken bir tarihte, Yunan filozof ve matematikçi Pisagor ve birçok takipçisi vejetaryenliği temelde dini ve ahlaki nedenlerle uygularken, Siddhārtha Gautama (Buda), takipçileriyle vejetaryen diyetleri tartışıyordu. Hinduizm ve Jainizm'in takipçileri de vejetaryenliği savunuyor ve insanların diğer hayvanlara acı vermemesi gerektiği inancını teşvik ediyorlardı. Bilinen en eski veganlardan biri Arap şair el-Maarri idi ve argümanları sağlık, ruhların göçü, hayvan refahına dayanıyor; eğer insanlar adaleti hak ediyorsa, hayvanlar da hakkediyor felsefesini savunuyordu.

Vejetaryenlik, 19. yüzyıl Britanya'sında ve Amerika Birleşik Devletleri'nde önemli bir hareket olarak öne çıktı. 1813'te şair Percy Bysshe Shelley, “hayvansal gıdalardan ve alkollü içkilerden uzak durmayı" savunan Doğal Beslenmenin Doğrulanması'nı yayınladı ve 1815'te Londralı vegan bir doktor olan William Lambe, hayvan tüketimini "alışılmış tahriş" olarak adlandırarak savını “yeryüzünün bize doğrudan sunduğu ürünleri dışındaki her madde türünün besin olarak kullanılmasına itiraz etme nedenim, başka hiçbir maddenin insan organlarına uygun olmadığına dair geniş bir zemine dayanmaktadır ve bu sadece et, balık, tavuk değil yumurta, süt, peynir için de aynı kuvvetle geçerlidir” şeklinde açıkladı.

İlk vejeteryan topluluğu ise 1847'de İngiltere'de kuruldu. Üç yıl sonra, Graham krakerlerinin mucidi Sylvester Graham, Amerikan Vejetaryen Derneği'ni kurdu. Kasım 1944'te Donald Watson vejeteryanlardan farklı olarak süt ve yumurta yemeyen insanları tanımlamak için yeni bir terim yaratacağını duyurdu. Bir yıl önce İngiltere'nin süt ineklerinin yüzde 40'ında tüberküloz bulunmuştu ve Watson bunu kendi lehine kullanarak vegan yaşam tarzının insanları kirli gıdalardan koruduğunu kanıtladığını öne sürdü. Eleştirmenler, Watson’ın önerdiği diyetle hayatta kalamayacağını iddia ettiler.

Vejateryenlik ve Veganlık Arasındaki Temel Fark Nedir?

Vejetaryen veya vegan bir yaşam tarzı sürmeyen kişiler için bu iki kavram arasındaki fark belirsiz görünebilir. Elbette, her iki felsefe de et, balık, tavuk veya diğer canlıları tüketmemek üzerine inşa edilmiş prensiplerdir. Ancak vejetaryenler hayvansal ürünler yemezken onlardan gelen süt ürünleri ve yumurta gibi besin gruplarını yiyebilirler.

Vejetaryenlik Türleri

  • Lakto-ovo vejetaryenler: Latince süt ve yumurta için kullanılan lakto-ovo, en yaygın vejetaryenlik türüdür. Adından da anlaşılacağı gibi, bu diyeti uygulayan kişiler süt ürünleri ve yumurta yerler ancak et, kümes hayvanları ve deniz ürünlerinden uzak dururlar.
  • Lakto vejetaryenler: Lakto-ovo vejetaryenlere benzer şekilde, et, deniz ürünleri ve kümes hayvanlarını tüketmezler, ancak lakto-ovo grubundan farklı olarak yumurta da yemezler. Yumurta haricindeki diğer süt ürünlerini tüketirler.
  • Ovo vejetaryenler: Bu şekilde beslenen kişiler yumurta yerler ancak süt ürünleri, et, kümes hayvanları veya deniz ürünleri tüketmezler.
  • Pesco vejetaryenler veya peskataryenler: Vejetaryenliğin genel tanımını teknik olarak karşılamayan bu yarı vejetaryen diyeti uygulayan kişiler, balık ve diğer deniz ürünlerini yerler, yumurta ve süt ürünlerini tüketirler, ancak kümes hayvanları veya et yemezler. 
  • Pollovejetaryenler: Peskataryenler gibi bu grup da vejetaryenliğin tam tanımını karşılamaz. Bu beslenme biçiminde et ve balık tüketilir ancak kümes hayvanlarını tüketilmez.

Peki Veganlık Nedir?

Vejetaryenlerin aksine veganlar çok daha katı bir diyet uygular ve herhangi bir hayvansal ürünü tüketmekten kaçınırlar. Yumurta, peynir, yoğurt, mayonez hatta peynir altı suyu ve jelatin de dahil olmak üzere bir hayvandan gelen herhangi bir şeyi tüketmezler. Bir hayvandan yapılmış herhangi bir giysi, aksesuar veya deri, yün, inci, fildişi gibi nesneleri de kullanmazlar.

İnsanların bir kısmı bu diyeti dini sebepler veya hayvanlara zarar verme konusundaki ahlaki ve etik endişeler veya sürdürülebilirlik nedeniyle seçerlerken, bir kısmı da sağlık sorunları sebebiyle bu diyete yönelir. Bitki temelli bir diyet olduğundan dolayı çok sağlıklı kabul edilen veganizm oldukça sağlıklı bir yaşam biçimidir. Vegan bireyler, vegan olmayanlara göre daha düşük bir vücut kitle indeksine sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda fazla kilolu veya obez olma olasılıkları da daha düşüktür.

Veganlığın Faydaları

-Veganlarla yapılan birçok araştırma, onların tükettikleri besin gruplarına bağlı olarak daha az stresli ve psikolojik olarak daha sağlam bir yapıya sahip olduklarını ortaya koyuyor. Dünya ve hayvanlar için yaptıkları iyi şeyleri ve yaşam tarzları ile onların hayatlarına da saygı duydukları fikri ile kendilerini iyi hisseden veganlar, vücut için gereksiz yük oluşturan besinlerden de uzak durarak stresi hayatlarından daha rahat atabiliyorlar.

-Veganlar, hiçbir hayvansal tabanlı gıda tüketmezler. Bunu sadece sağlık ya da lezzet açısından değil, hayvanların yaşam ve varlıklarını sürdürme haklarını duydukları saygıdan da yaparlar. Bu açından veganlık, gezegenimizin daha iyi ve sürdürülebilir bir yaşama kavuşması için de önemli bir bakış açısı ve yaşam tarzıdır. İklim değişikliği başta olmak üzere daha çevreci bir bakış açısı getiren bu yaşam tarzı ile dünya üzerindeki varolan sistemlere karşı da bir adım atmış olursunuz.

-Belirli besinler açısından zengindir. Birkaç çalışma, vegan diyetlerinin daha fazla lif, antioksidan ve faydalı bitki bileşikleri sağlama eğiliminde olduğunu bildirmiştir. Ayrıca potasyum, magnezyum, folat ve A, C ve E vitaminleri açısından daha zengin görünüyorlar. Bitkilerin sağladığı demirin formu, hayvansal gıdalarda bulunan form kadar biyoyararlı olmasa da, vegan diyetleri demir açısından daha yüksek görünüyor. 

-Kan şekeri ve böbrek fonksiyonlarını iyileştirir. Tip 2 Diyabet ve azalan böbrek fonksiyonu için de fayda sağlayabilir. Gerçekten de veganlar daha düşük kan şekeri seviyelerine ve daha yüksek insülin duyarlılığına sahip olma eğilimindedir ve tip 2 diyabet geliştirme riski daha düşük olabilir. Araştırmalar, vegan diyetlerinin diyabetli kişilerde kan şekeri düzeylerini düşürdüğünü belirtmiştir. Araştırmalar ayrıca, et yerine bitki proteini kullanan diyabetli kişilerin böbrek fonksiyon bozukluğu riskini azaltabileceğini öne sürüyor, ancak bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. 

-Artrit kaynaklı ağrıları azaltabilir. Farklı artrit tipleri olan kişilerde olumlu etkileri olduğunu bildirmiştir. Vegan diyeti olanlar, diyetlerini değiştirmeyenlere göre daha yüksek enerji seviyeleri ve daha iyi genel anlamda işlevsel olduklarını belirttiler. Vegan diyetinin yüksek antioksidan, probiyotik ve lif içeriğinin yanı sıra belirli tetikleyici gıdaların olmaması bu faydalardan sorumlu olabilir.

Veganlar Besin Öğeleri Nelerden Karşılayabilir?

-Kalsiyum: Zenginleştirilmiş soya veya pirinç sütü, zenginleştirilmiş portakal suyu, kalsiyum eklenmiş tofu, brokoli, fasülye vb. baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, badem, badem ezmesi, susam, soya fasulyesi

-Demir: Soya fıstığı, soya peyniri, kale, ıspanak, fasulye vb. baklagiller, fıstık ezmesi

-Protein: Mercimek ve fasulye gibi baklagiller, kinoa, yulaf ezmesi, fındık vb. kabuklu yemişler

-B12: Zenginleştirilmiş soya sütü, portakal suyu ve tahıllar

Vegan Beslenmenin Riskleri Nelerdir?

-Kalsiyum, B12 ve D vitamini eksikliği.

-Hücre oluşumu ve onarımı için doğru aminoasit karışımlarına ihtiyaç vardır, bunu da çeşitli protein kaynaklarından kolay yoldan et ve süt ürünlerinden sağlarız. Veganlar proteini doğru bir şekilde elde etmek için dikkatli planlama yapmalıdırlar.

-Vegan olmak sağlıklı bir diyetiniz olacağı anlamına gelmez. Vegan olup da her gün cips, bisküvi, alkol vb. alıyor olabilirsiniz. Önerilen sağlıklı beslenme rehberi doğrultusunda vegan olsanız da olmasanız da günde 5 porsiyon sebze-meyve alımını diğer önemli besin gruplarıyla dengeleyerek yapmalısınız.

-Çocuklar ve hamileler vegan diyeti uyguluyorlarsa yeterli besin aldıklarından emin olmak için ekstra dikkat göstermelidir. Doktor ve diyetisyen gözetiminde gidişatları takip edilmelidir. 

https://www.oggusto.com/gastronomi/vegan-ne-demek-veganlik-ve-vegan-yasam

https://www.iyihisset.com/ye-ic/organik-yasam/vegan-yasam-tarzinin-hayatiniza-kattigi-5-ozellik

https://www.lezzet.com.tr/lezzetten-haberler/vegan-beslenme-nedir-faydalari-nelerdir#:~:text=Bitki%20bazl%C4%B1%2C%20yumurta%20ve%20s%C3%BCt,uzun%20%C3%B6m%C3%BCr%20sa%C4%9Flamas%C4%B1%20ile%20ili%C5%9Fkilendirilmesidir.