Yalanın İcadı
Doğruların söylendiği bir evrende yalan söyleyen tek kişi olmanın heyecanını yaşamının en değişik şekli.
İzlerken gerçek dünyayı sorgulatan ve Ricky Gervais ve Jennifer Garner'in başrollerinde olduğu komedi filmi.
Yalanın olmadığı bir dünyada düşünün, herkesin acımasız gerçekleri birbirine söylediği ve gizliliğin olmadığı bir dünyada Mark Bellison'un hayatını izliyoruz.
Mark, dış görünüşü ve başarısızlıklarından dolayı dışlanan bir kişidir. Aşık olduğu Anna ile bir buluşma ayarlar, bu buluşma beklediği gibi gitmez. Anna Mark'ı dış görünüşünden dolayı sevmez ve evrende yalan olmadığı içinde yüzüne direkt olarak söyler. Bu günden sonra hiçbir şey doğru gitmez. Ertesi gün işinden kovulur ve kirasını ödeyemeyeceği için evinden kovulmak ile tehdit edilir. Bankasından para çekmeye gider ve orada hesabındaki paranın 300 dolar olmasına rağmen 800 doları olduğunu söylemesi ile hayatı değişir. Mark'ın beyni bu yalan ile değişir ve diğer insanlar gibi doğru söylemek yerine yalana başvurarak hayatını düzeltmeye başlar ama bu duruma açıklık getiremez çünkü yalan kelimesini ve bunun ne olduğunu bilemez.
Mark, yalan söylemesi ile sadece kendi hayatını değil diğerlerinin hayatını da değiştirmek ister. En basit yalanlardan en karışık yalanlara kadar birçok yalan söyler. Onu en çok zora sokan yalan ölüm döşeğindeki annesine ölümden sonra güzel bir hayat var demesi ile başlar. Bu yalan herkese yayılır ve bir anda insanlar onun etrafına toplanmaya başlar. Bu bilgileri Gökdeki Adamdan alıyorum diyerek uydurduğu yalanları da insanlara anlatmaya başlar. Bu özelliğini insanlara söyler ama kimse yalanı bilmediği için bunu anlamazlar ve Mark'ın dediği her şeyi yapmaya başlarlar. Mark bu durumu asla çözemez ve yalanlar ile hayatına devam eder.
Bu evrende din olup olmadığından bahsedilmedi. Mark'ın yalan söylemeye başlaması ile gökyüzünde üstün bir insanın yaşadığı ve bütün olayları onun kontrol ettiğinden bahsedilmeye başlanır. İnsanların başına gelen iyi şeylerden de kötü şeylerden de o sorumludur. Mark, kötü şeyleri onun yaptığını söylediğinde insanlar ayakalanıp onu gökyüzünden indirmek isterler ama iyi şeyleri de yaptığını öğrenince de onu severler. Bu evrende bana bu durum, bir din gibi geldi. Yalandan önce üstün ve bütün olaylardan sorumlu bir kişi yokken yalanın icadı ile birden insanlardan üstün bir varlık ortaya çıkar. Bu filmde beynim acabalar ile doldu, acaba gerçekten de dinler bu şekilde mi çıktı? Yalan olmasa dinler olur muydu gibi sorular aklıma geldi.
Bu bir komedi filmi ama insanın aklına değişik soruların gelmesine ve acabalar ile izlemesine neden olmaktadır. Siz ne dersiniz bu filmdeki gibi üstün bir varlığın olduğu yalan ile mi ortaya çıktı? Yalansız bir dünyada insanlar üstün bir varlık olduğunu düşünmeden mi yaşarlardı?