Yalnızlık
Zihninde kaybolmanın en acı hali.
Etrafımda insanlar var ve hızlı geçen bir zamanın içinde kaybolan ben. Bu kayboluş insanlardan kaynaklanan bir şey değil bu benden kaynaklanan bir şey. Ben bu dünyaya ait değilim asla ait olmadım. Çabaladım ama olmadı ve olmayacak.
Etrafımda insanlar var beni önemsiyorlar mı bilmiyorum ve bilmeyeceğim çünkü ben zihnimde kayboldum. Zihnimde kaybolmayı şu şekilde tarif edebilirim, bir ben varım birde öteki. Zihnimde asla tek kalamıyorum. Dış dünyayı kimse ile paylaşmıyorken zihnimi biri ile paylaşmak çok kötü.
Benim kaybolmuşluğum dış dünya ile değil zihnim ile ben zihnimde kayboldum en kaybolunmayacak yerde kayboldum. İçince kimsenin bilmediği en kötü acılarımın ve sahte mutluluklarımın olduğu karanlık ve sessiz yerde kayboldum. Bu karanlık yerde tek başıma iken en kötü ve acınası anımda öteki geldi. Öteki benim zihnimde olan ve beni en dibe çeken acınası bir varlık. Bana her zaman yalnız olduğumu, acınası olduğumu hatırlatan ve her şeyden kolay vazgeçmeme neden olan o kötü düşünce. Onun fiziki bir tanımı yok. Öteki beni çok korkutuyor ona kapılıp hareket etmek en çok korktuğum şey ama onun yolu o kadar kolay ki sedece beni karanlıkta bekliyor.
Yalnızlıktan çok korkuyorum, o karanlık olan yalnızlıkta öteki beni bu girdaba çekmek için pusu kurmuş bekliyor. Şu an onu hissediyorum bir andalyeye oturmuş sabır ile gözlerini bana dikmiş daha da karanlığa gelmemi bekliyor ve ben her gün o karanlığa bir adım daha yaklaşıyorum bir gün beni içine çekecek ve artık öteki ben olacak, ben ise yok olacağım.