İnsan Yaşlandıkça Daha mı Mutludur?

İnsan yaşlandıkça daha mı mutludur?

Mutluluğun hangi değişkenlerle azaldığı veya arttığı yıllardır tartışma konusu. Kimisi parayla mutluluğu ölçerken kimisi bunun başarıyla doğru orantılı olabileceğini söylüyor.

Laura Carstensen Amerikalı bir psikoloji profesörü ve Standford Üniversitesi'nde psikoloji departmanı başkanı. Kendisi "Socioemotional Selectivity Theory (Sosyo-Duygusal Seçicilik Teorisi)" ile biliniyor. Bu teori ise erken yetişkinlikten yaşlılığa kadar bilişsel süreçlerdeki değişimlere odaklanıyor.

"Older people are happier (Yaşlı insanlar daha mutludur)" adlı TED konuşmasında zannedilenin aksine mutluluğun gençlikte değil yaşlılıkta zirve noktasına ulaştığını öne sürüyor. Bunun için sebepleri ise oldukça basit aslında.

  1. Anda Kalmak

Geçmişle ilgili pişmanlıkların artık önemsizleştiği ve gelecek ilgili kaygıların da yer bulmadığı bu zaman aralığında yaşlı insanların anda kalabilmesinin daha kolay olduğunu söylemek mümkün.

2. Neyin Önemli Olduğunu Bilmek

Yaşananlar sayesinde insanın kendisi için neyin önemli neyin önemsiz olduğunu bilmesi ve vaktini ona göre kullanması ise artan deneyim yüzünden yaşa bağlayabileceğimiz bir konu.

3. Mutlak Şeylere Yatırım Yapmak

Yine deneyimin söz konusu olduğu ama daha çok belirsizlikle baş etmenin temel aldığını düşündüğüm bir madde. Yaşlı insanların neyin işe yaradığını neyin yaramadığı konusunda daha bilgili olmaları da hayal kırıklığına uğramalarını azaltacağından daha mutlu olmaları için bir sebep olabilir.

4. Derin İlişkiler

Hayatlarına insan alma konusunda daha seçici olan ve var olan ilişkilerinin kendileri için önemli olduğu bilen insanların bu deneyimi yine yaşla kazanması mümkün. Vakitlerini değer verdikleri insalara ayırmaları mutluluk grafiklerini pozitif etkileyebileceğini söylemek de.


5. Hayatın Tadını Çıkarmak

Geriye çok zamanı kalmadığını düşünen insanların elinde olan vakti daha kıymetli bulduğunu söylüyor Carstensen. Bu yüzden bu insanların hayatlarını olumlu yönde değiştirmek için yeni bir perspektif edindiğini söylüyor. Bu perspektif zamanını rastgele deneyimlere açmaktan ziyade önceki deneyimlerden elde edilen bilgiye göre şekil almakta. Hatta bu yüzden yaşlı insanların kör randevulara gitmediğini söylüyor. Hayatın tadını çıkarmak ve yine vakitlerinin kıymetini bilmeleri de bu noktada bahsedilebilir.

Bütün bu maddelere ek olarak Carstensen kültürün de mutluluk için önemli olduğunu söylüyor. Yaşlı insanların daha gelişmemiş ülkelerde mutlu olabilmesinin zor olduğunu da.

Kendisine çoğu noktada katılsam ve deneyimin yaşla artmasından dolayı insanın mutluluğuna ivme kazandırabileceğini düşünsem de insanın en mutlu zamanının yaşlılık olduğunu düşünmüyorum. Bütün bunlar hataların getirdiği pişmanlığı unutmak için geliştirilmiş gibi hissediyorum. Ama ben ne bilebilirim ki, daha 22 yaşındayım.

Carstensen'in teorisine zıt bir teoriye bakmak isterseniz aşağıya iki makale linki bırakıyorum, mutluluğun en yüksek noktasının genç yetişkinlikte olduğuna dair iki araştırma.


https://link.springer.com/article/10.1007/s11135-017-0570-z (p. 1818- 1829)

https://psycnet.apa.org/doiLanding?doi=10.1037%2Fpag0000034 (p. 544 - 551)


Laura Carstensen "Older People Are Happier": https://www.ted.com/talks/laura_carstensen_older_people_are_happier?subtitle=en