Yazılı Tarihin İlk Örneği Gılgamış
Gılgamış Destanı, günümüzde elimize geçen ilk edebiyat eseridir. Karaktere hızlı bir geçiş yapacak olursak Gılgamış.
Gılgamış Destanı, günümüzde elimize geçen ilk edebiyat eseridir. Karaktere hızlı bir geçiş yapacak olursak Gılgamış, Uruk kentinde 1/3'ü insan 2/3'ü tanrı olan bir kraldır. Bu kral Uruk'taki tüm erkeklerden güçlü, uzun, yakışıklıdır ve halkı tarafından çok sevilir çünkü savaştığı herkesi yenmiştir. Tabii belli bir zamana kadar kimse Tanrı kralın güç seviyesine ulaşamamıştır. Ta ki Enkidu gelene kadar. O, vahşi bir yaşamdan gelmiş insan kültürüne sonradan adapte olmuştur. Enkidu, Gılgamış'tan biraz kısa ve kültür açısından ondan alttaysa da onun kadar güçlü bir karakterdir. Gılgamış'ın da annesinin de ona layık gördüğü yoldaşı, arkadaşı olmuştur.
Bu iki karakter birlikte yenilmesi gereken bir tehdit olarak gördükleri canavar olan Humbaba'yı yenmek için Kedar ormanına gidiyorlar ve onu öldürüp kafasını Uruk kentinde yenilmezliklerinin ve kendilerinin gücünü sergilemek amacıyla dolaştırırlar.
Sonrasında bu duruma sinirlenen bazı tanrılar Enkidu'yu cezalandırır ve ölmesine karar verirler, onun ölümünden sonra da Gılgamış bir ölümsüzlük arayışına girer. Ancak sonunda, böyle bir şeyin olamayacağını kavrayıp tüm bu yaşadıklarının bir amacı oluğunu anlar ve dostluğu, insanlığı, onun değerini anlayabilmesi için olan bir ders olduğunu fark eder.
Gelgelelim, okuyunca da unutulmamalı ve hatırlanmalıdır ki destanda insanlığın bir sınırı olduğu ve yaşam içerisinde belli bir yere kadar gidilebildiğidir. Bu hayatta da şöhret ve şandansa; dostluğun, insanlığın daha önemli olduğu anlaşılmalıdır.