Yedinci Mühür: Yaşam ve Ölümün Oyunu
Düşünsel yolculuğa görsel bir şölen aracılığı ile çıkmak isteyenlere zamansız bir klasik olan Yedinci Mühür.
Ingmar Bergman, 14 Temmuz 1918’de İsveç, Uppsala’da doğmuştur. Sinema tarihine adını altın harflerle yazdıran yönetmenin en ünlü eserlerinde birkaçı: Yedinci Mühür (Det sjunde inseglet), Yaban Çilekleri (Smultronstället), Persona, Fanny ve Alexander (Fanny och Alexander) ve Kış Işığı (Nattvardsgästerna). Lutheran kurallarına sıkı bir şekilde yetiştirilmiş olan yönetmen, eserlerinde inanç, varoluş, insan ve ruhsal çatışmalar gibi temaları ele alır.
Yaşam ve ölüm üzerine yoğunlamış senaryosuyla “Yedinci Mühür (1957),” vebalı ortaçağ İsveç’inde, Haçlı Seferleri’nden yeni dönmüş olan şövalye Antonius Block ile Ölüm’ün karşılaşıp yüzleşmesini perdeye döker. Şövalye, Ölüm ile satranç oynar ve var olmaya devam eden evrenin içinde var olmaya devam edemeyen biz insanların, ölüme karşı nasıl mücadele verdiğimizi metaforik bir şekilde gösterir.
Alegori ve sembolizm araçlarını Platon ustalığıyla kullanan yönetmen, sinema severleri inanç, varoluş ve yaşam temalarını sorgulatan uçsuz bucaksız düşünce okyanusuna bir kaptan gibi yelken açmalarını sağlıyor. Hikaye evrensel olduğu için birçok eleştirmeninde dikkatini çekmiştir. Film Eric Rohmer tarafından “Şu ana kadar yapılmış en güzel filmlerden biri." diyerek yorumlarken, Andrew Sarris, "Varoluşsal bir başyapıt." olarak nitelendirmiştir.
Tabii film olumlu eleştiriler aldığı gibi olumsuz eleştirilerde almıştır. John Landqvist, Bergman'ı August Strindberg'in eserlerinden yoğun bir şekilde alıntı yapmış olduğunu ve dolayısıyla filminin özgünlükten eksik olduğunu söylemiştir. Ayrıca Expressen'deki bir inceleme, Bergman'ın görüntü konusundaki başarısını överken, hikayenin aşırı felsefi olması sebebiyle her izleyiciye uygun olmadığını yazmıştır.
Yedinci Mühür, izleyicilerin boş vakitlerini değerlendirmek için izleyebilecekleri bir eser değildir. Varoluşsal açıdan bir çok temayı inceleyen senaryosuyla bizleri inançlarımızla yüzleşmeye davet eder. Sinematografik anlatımı ve iç çatışmalarımıza dönük diyalogları ile duyguları hat safada yaşatan bu şaheser, sanat dünyasına adını bir daha silinmemek üzere yazdırmıştır. Eğer sizde düşünsel bir yolculuğa görsel bir şölen aracılığı ile çıkmak istiyorsanız Yedinci Mühür’ü izlememek için hiçbir sebebiniz yok demektir. Bu zamansız klasiği izleyecek olan sanat severlere şimdiden iyi seyirler dilerim.