Yeni Nesil Muhalefet
Ak Parti hükümetini sığınmacı sorunu üzerinden eleştirirken, muhalefeti de buna sessiz kalmakla suçluyor.
Mhp'den ihraç süreciyle başlayan bu yol İyi Parti'den ihraç süreciyle devam etti. Daha sonrasında Zafer Partisi'ni kuran isim, evet Ümit Özdağ'dan bahsediyoruz. İyi Parti'den fetö iltisaklı kişilerin yönetimde söz sahibi olduklarını açıklamasıyla disiplin kuruluna sevk edildi. Daha sonrasında Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla görevine devam eden Özdağ bu sefer kendi kararıyla İyi Parti'den istifa etti.
İlk önce Ayyıldız Hareketi'ni kuran Özdağ, 26 ağustos tarihinde ise Zafer Partisi'ni resmen kurdu. Parti temel sorunları 4 ana başlık etrafında toparladı. Bunlar sırasıyla ekonomik kriz, milli birlik krizi, devlet krizi ve sığınmacılar krizidir. Akılcı bir politika izleyen Ümit Özdağ en önemli sorunu sığınmacı krizi olarak tanımlayarak, bu sorun çözülmeden diğer sorunların çözülemeyeceği varsayımında bulundu. Çünkü sığınmacı krizi birçok sorunu da beraberinde getiriyordu. Erdoğan "40 milyar dolar harcadık, gerekirse bir daha harcarız" derken Türk Milleti'nin cebinden çıkan para değil aksine kendi parasıymış gibi hareket ediyordu. 6'lı ittifakın partilerinden -eski Ak Parti hükümeti dış işleri bakanı- Gelecek Parti'si lideri Ahmet Davutoğlu zamanında uygulanan açık kapı politikası nedeniyle Türkiye birçok soruna davetiye hazırlamıştı. Demografik yapı bozulmuş ve çoğu yerde Türk nüfusuna oranla sığınmacı nüfüsu artış göstermişti. Sorun beraberinde ekonomik külfet olarak Türk milleti hanesine yazılmıştı. Bu problemi temel alarak gündeme getiren Özdağ hem hükümeti hem de muhalefet bloğunu (kendi tabiriyle sarı muhalefet) eleştirmektedir.
Ekonomik olarak çok kötü günler geçiren ülkemiz kendi vatandaşlarında gerekli olan hizmetleri tam manasıyla sağlayamazken bir de bunun üstüne sürekli artan sığınmacı nüfüs eklenince durum içinden çıkılmaz bir hal aldı. Entegrasyonun mümkün olmadığı bu insanların ülkelerine dönmeleri zannımca büyük bir önem teşkil ediyor.
Muhalefetin sığınmacılar konusunda net bir düşüncesi yoktu. Hatta bu insanların gitmeyeceğini ve entegre olmaları gerektiğini savunan bir çalıştay da yapmışlardı. Erdoğan yönetimi zaten bunlar bizim din kardeşimiz göndermeyeceğiz diyerek muhalefetle iş birliği içindedir. Ümit Özdağ ise 365 gün içerinde planlı bir şekilde göndereceğini ifade ediyor. Çünkü bu sorun gün geçtikçe Türkiye'ye külfet olmaya devam ediyor. Her ne kadar sınırlarımız her zamankinden daha güvenli diyen Milli Savunma Bakan'ı Hulusi Akar, ülkeye kaçak girişler ve sürekli videoları ortaya çıkan insanların gerçekten nereden geldiğini bilmiyor olamaz herhalde!
Daha henüz yeni kurulan bir parti olan Zafer Parti'si 20 yıldır muhalefet yapan Chp'den daha etkili bir muhalefet yapmayı başardı. Gündem belirleyen bir yapıya bürünen Zafer Parti'si lideri Ümit Özdağ, sığınmacı krizini söylemleriyle gündeme getirerek ülkenin tamamında bu konunun konuşulmasını sağladı. Baraj sorunu yaşamayacağını ifade eden Özdağ, partisini Atatürk çizgisinde Türk milliyetçisi bir parti olarak tanımlıyor. Etkili bir muhalafet yapmasının yanı sıra büyük bir hakarete de maruz kaldı. İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu ifadesinde Özdağ için "operasyon çocuğu ve soros çocuğu" gibi ağır hakaretlerde bulundu. Bir iç işleri bakanına hiç yakışmayan bu hakaret sonrası Özdağ Soylu'yu iç işleri bakanlığı önüne çağırdı fakat bakan gelmedi.
Ak Parti hükümetini sığınmacı sorunu üzerinden eleştirirken, muhalefeti de buna sessiz kalmakla suçluyor. Sığınmacı krizi çözülmeden hiçbir sorunun da çözülemeyeceğini ifade ediyor. Bu sorunu biz çözeriz tahattütü yanında, Anadolu Kalesi ve Dpt'nin yeniden aktif olacağı başka projleri de bulunmakta ("Sığınmacı krizi dışında başka projeniz yok mu?" söylemi üzerine).
Tüm partilere muhalafet eden ve şu anlık halkta büyük bir karşılık bulan Zafer Parti'si, bu söylemlerine ne kadar devam edeceği ve 2023 seçimlerinde bunun sandığa nasıl yansıyacağı benim kafamda hala bir soru işareti olarak duruyor.