Putin'in muhalifleri
Sistem baskı ve propaganda mekanizmalarıyla ayakta ve güçlü.
Putin’in yüzde 88 oy alarak yeniden seçilmesi onun gerçekten halkın açık rızasıyla mı seçildiği sorusunu gündeme getiriyor. sanırım Rus halkının ve Batı ülkelerinin cevabını alamayacağı bir soru. Totoliter eğimli bir otorite söz konusuysa baskın iktidara karşı muhalefetlerin bir şansı kalır mı?
Putin liderliğe ilk oturduğunda asıl diktatörlük isteyenlerin onu diktatörlükle suçlayanlar olduğunu söylemiş ve 21. Yüzyıl’da sadece modern Rusya’nın varlığını vadetmişti.
Bugün Putin’in göreve geldiği 2000 yılından bugüne ölümleri şüpheden arındırılamayan muhalif siyasi liderlere göz gezdireceğiz. Siz belki biliyorsunuzdur ancak benim için yeni ve şaşırtıcı iddialar olduğu için derlemek istedim.
Hayatını kaybeden muhaliflerin ailelerinin röportajlarını inceleyince hepsinin Putin’i dolaylı olarak sorumlu tuttuğunu görebiliyoruz. Bir gazeteci ise Putin’e direkt olarak soruyor: Eğer tüm siyasi rakipleriniz ölmüş, hapse atılmış veya zehirlenmişse bu durum sizin adil bir siyasi çekişme istemediğiniz mesajını göndermiyor mu?
Yeni Rusya umudu olarak tanımladıkları Alexender Litvinenko, bir uçak kazasında hayatını kaybeden Rusya’nın paralı asker grubu Wagner’in lideri Yevgeny Prigojin, otel odasından düşen ve Ukrayna Savaşı’nı eleştiren Pavel Antov, yine Ukrayna Savaşı’na karşı olan ve pencereden düşen Maganov, gazeteci Anna Politkovskaya, eski Başbakan Yardımcısı Borris Nemtsov...
Gazeteci Anna Politkovskaya, “Rusya’da gazetecilik yaptığınızda bunun riskli bir iş olduğunu bilirsiniz.” diyordu. Yaptığı haberlerde Rus Ordusu’nun insan hakları ihlallerinden sıkça bahsediyor, gündemi tutuyordu. Bir gün evine varmak üzereyken suikaste uğradı.
Putin, bütün bu suikastlerin suçlularını ortaya çıkaracağını söylüyor; yapanları “tiksindirici zalimlikle” suçluyordu. Cezasız bırakılmayacaklarını vurguluyordu. "Putin, suçları genellikle Çeçen gruplara yükledi. Böylece halkın dikkatini başka yöne çekerek otoritesini korudu."
Rus Gizli Servisi’ndeki Litvinenko ise işin içine girince öğrendiklerinden pek hoşlanmadı. Gizli servisi yolsuzlukla suçladı ve iktidarı muhaliflere suikastle suçladı. Kendisi tabii ki devlet düşmanı ilan edildi ve görevi kötüye kullandığı gerekçesiyle tutuklandı. Serbest bırakılınca tek çaresi Avrupa’ya kaçmak olmuştu. Otoriter rejimlerde iktidarı eleştiremez ve suçlayamazsın. Hukuk iki yönlüdür, yasa güçlü için işler. Sen ancak düzeni bozmakla suçlanırsın.
Borris Nemtsov ise Liberal politikaların güçlü bir savunucusu olarak muhalifliğini sürdürdü. Yüksek katılımlı hükümet karşıtı gösteriler yapıyordu. İnsanlar haksızlık ve baskı istemiyordu. Demokrasi ve özgür alan isteyen kesimin ilgisini çekmeyi başarmıştı. Ancak yine düzenleyeceği bir miting öncesi maalesef hayattan koparıldı. Halk kalabalık gruplarla ellerinde çiçekler ve gözleri yaşlı bir şekilde miting yerine liderlerini anmaya gittiler.
Putin, önceki olaylar gibi bu işi kınadı ve suçluları bulacağına söz verdi. Suçlular ise Çeçenler oldu. Putin, ülkenin karıltırılmasından ve otoritesinin sarsılmasından mutsuzdu. Suçu tek bir yere kanalize edip sorumları tutuklarken halka bir sorun kalmadığı imajını çizmeye çalıştı. İkna olmayan gruplar da vardı tabii ki.
Navalni ise Rusya muhalefetinin en güçlü son ismiydi, son umuttu belki bazıları için. Çabaladı, tutuklandı ama yılmadı, ülkeyi terk etmek zorunda kaldı ama halkı için geri döndü ve direnmeye hazırdı. Her şeyi değiştirebileceğini söylüyordu. Umut aşılamak üzerine pozitif propagandalar yapmaya çalışıyordu. Kamudaki yolsuzlukları ifşa etti ve muhalefetteki sesini ilk olarak o zaman yükseltti. İktidar bizi görmezden gelemez diyerek kitlesine cesaret vermeye çalıştı. Putin’in kurduğu sistemin Rusya’nın kanını emdiğini iddia etti. Meydanlar “Hırsız Putin” sloganlarıyla yankılandı uzun bir süre. Birkaç defa zehirlendi ve tedavi için Almanya’ya kaçmak zorunda kaldı. Putin ise şüpheleri üstüne çektiğinde hiç bozuntuya vermeden olayın onunla ilgili olmadığını kesin bir dille ifade etti ve rakibini küçümseyerek buna ihtiyacı olmadığını söyledi. Rusya’ya geri döndüğünde tutuklanacağını bilen Navalni ise yine de tüm riskleri göze aldı. Suçu “aşırılık yanlısı örgüt kurmak”tı. Muhalefet etmenin yeni adı aşırılık yanlısı örgüt mü olmuştu? Bu demokrasi miydi? Yoksa hukuku kılıfına uydurmak mıydı?
Hükümet yanlıları Navalni zaten Putin’in rakibi değildi derken muhalefet yanlıları ise onu Rusya’nın Mandela’sı olarak tanımlamıştı.
Görüşler değişiyor tabii ki. Ancak baskı mekanizmalarının çok sert, muhalefetin tamamen bastırılmış olduğunu ve bağımsız medyanın ortadan kaldırıldığını söyleyebiliriz. Sistem baskı ve propaganda mekanizmalarıyla ayakta ve güçlü. Medya en önemli araç. Radikal değerlerle ve halkta iki kutuplu bölünme yaratarak yürüyen bir mekanizme var. Totolarizme yakın bir sistem olduğunu söyleyebiliriz. BBC’nin videosunu aşağı bırakıyorum incelemek isteyenlere.
PATRIOT ise Alexei Navalny’nin hapishanede yazdığı kitabı ancak sadece ingilizcesi var. Türkçeye çevrilmemiş.