YKS ve Üniversite Çelişkisi

Türkiye’de YKS yani üniversite sınavı birçok öğrenci tarafından hayatının sınavı olarak görülüyor. Çoğu kişi 1 yılını bir diğer çoğunluk ise 2 hatta daha fazla yılını bu sınava çalışmak için ayırıyor. Bazıları için bu kadar süreyi sadece bir sınav için harcamak hayata yapılan bir ihanet olsa birçoğu için geleceğe yapılan, ilerde yaşanacak yılları kurtaracak sağlam bir yatırım. Tabii öğrenciler bir sınava çalışmak için bu kadar vakit ayırıp, yorulup, sosyal hayatlarından verince de bu sınav bitince rahatlamak ve hayatlarına bakıp doyasıya yaşamak istiyor. Öyleki hayatın sosyal akışında geri dönebilmek, kendilerini eğlence ve gezip tozmaya verebilmek için üniversite sınavının bitmesini bekliyorlar. Bitince de rahata ereceklerini düşünüyorlar. Fakat ne yazık ki durum her zaman böyle olamayabiliyor. 

Birçok üniversite öğrencisinin de yakındığı bir konudur ki, üniversitenin vizeleri, finalleri, quizleri, projeleri derken YKS’ye çalışıldığından çok daha fazla çalışılıp çok daha mesai harcanır bu “assignment”ları başarıyla tamamlayabilmek için. Hâl böyle olunca da eğer bu düşüncelere bağlı kalınırsa “hayatının sınavına” çalışırken kurulan eğlencelere akılacak hayalleri, yoğun üniversite hayatından suda teknelerle birlikte yüzmeye mahkum kalabiliyor. Ama bu her zaman geçerli değil tabii ki. 

Gelgelelim, insanlar ne kadar meşgul olsalar da sosyal hayatından, hobilerinden ve eğlenmekten vazgeçmemeli. Çünkü hayat her zaman insanlara yapması gereken görevler verebilir ve onlar önüne engeller koydukça eğlencelerini bile yapacakları iş veya çalışacakları bir sınav uğruna erteledikçe sonuçta elde hiçbir şey kalmayabilir. Bu şekilde kendinizi ve hayatınızı ihmal etmek ise kendinize yapılacak en büyük haksızlık olur. Başarıyı ve sosyal hayatı bir arada götürmek ise en büyük iyiliklerden...