Zamanın Çağında İletişimsizlik
Zamanın çağında iletişimsizlik bir pradokstur.
Modern yaşamın getirdiği telaş ve kaos her zamanki gibi olaylara ayna tutuyordu. Adeta görünmez bir duvar örülüydü insanlar arasında. İnsanların en çok yalnızlaştığı zamanlardı. Yüzlerce insan, birbirine dokunmadan, birbirine bakmadan geçip gidiyordu. Adeta boşa kürek çeker gibi.
İnsanlar birbirlerinin hayatlarına dokunmaktan o kadar acizlerdi ki! Oysa duygularımız ve düşüncelerimizin yeşermesi için zamana ihtiyaç vardır. İletişim, artık kolay ama derinliksizdi. Kendi içinde adeta anlamını yitirmişti. Labirentin içinde kaybolmuş sokaklara benziyordu. Kendini nerede arayacağını bilmiyordu.
Gerçek iletişim, zamanın çağında, insan ruhunun derinliklerinde gizliydi. Önemli olan sadece gizemi çözmekti. Gerçeklik bir kenarda sessizce bekliyordu. Teknolojinin parlak yüzü etrafı aydınlatıyordu. İnsanları kandırmak için sinsi bir gülümseme saçıyordu etrafa.
İnsanlar birbirlerine modern dünyanın karmaşası içinde daha yakın görünse de, aslında aralarında görünmeyen, uzak bir köprü vardı. İletişim artık anlamını yitirmişti insanlar yırtık kâğıt parçalarında iletişimin anlamını arıyorlardı ama bulamıyorlardı. Zamanın içindeki boşlukta kaybolup gitmişti.
Şehrin suskunluğu kendi içinde saklıydı. İnsanların arasındaki görünmez duvarları simgeliyordu. Kendi kabuklarında birer yaşam sürüyorlardı. Birbirlerine o kadar yakın ama bir o kadar da uzaktılar. Aralarında cam tavanlardan oluşan kaskatı duvarlar vardı. Şimdilerde herkes kendi dünyasında yaşıyor, kimse kimseyle konuşmuyordu. Sessizlik sarmalı etrafı sarmıştı.
İletişimsizlik, çağımızın en büyük paradokslarından biridir. Her an her yerde olma imkanına sahipken, aslında hiçbir yerde tam anlamıyla var olamamaktır.