Zenofobi: Ayrımcılığın Gizli Yüzü – Bölüm 2

"Korku, cehaletin çocuğudur ve zenofobi bu çocuğun en tehlikeli yüzlerinden biridir." – James Baldwin

Kaldığımız yerden devam edelim o zaman. Birlikte zenofobinin tarihsel kökenlerine bakalım.

Zenofobi Tarihsel Kökenleri

  • Zenofobi, insanlık tarihinin eski dönemlerinden itibaren var olan bir olgudur. Çoğu zaman farklı kültürlerin çatışması, karşılaşmasında ortaya çıkan bu duygu, toplumsal kimliklerin korunma içgüdüsüyle ilişkilendirilmiştir. Ancak modern dünyada zenofobi, ırkçılık, ayrımcılık ve göçmen karşıtlığı gibi birçok soruna zemin hazırlamaktadır.


Zenofobi Günümüzde Nasıl Görülüyor?

Bugün zenofobi, özellikle göçmenlerin artışı, ekonomik krizler ve kültürel çatışmalar gibi faktörlerle daha görünür hale gelmiştir. Örneklerine değecek olursak:

  • Göçmenlere karşı nefret söylemleri
  • Farklı kültürlere sahip insanlara yönelik ayrımcılık
  • Medyada veya siyasette yabancıları tehdit olarak gösteren ifadeler


Zaten hali hazır da gözlemleyebileceğimiz hayatımızın içinde de birçok olgu mevcut. Şu an Türkiye’de toplumda çok fazla kültür farklılıkları var. Her yerden insan geldiği için ülkemize bunu böyle de açıklayabiliriz. Önemli olan gelen toplumların toplumumuzun kültürel değerlerine saygı duymalarıdır. Saygı duymadıkları takdirde kültürel çatışmalar, karmaşalar ortaya çıkacaktır. Aslında bence durduk yere çıkan bir olgu değildir zenofobi. 


Mesela biraz daha yakın zamanda yaşanan pandemi sürecinde Asyalılara yönelik zenofobik yaklaşımlar. COVID-19 pandemisinin başlangıcında, virüsün ilk kez Çin’in Wuhan kentinde tespit edilmesi, Asya kökenli insanlara karşı küresel bir zenofobi dalgasını tetikledi diyebiliriz. Birçok ülkede Asya kökenli bireyler, yalnızca dış görünüşlerinden dolayı önyargıya, fiziksel saldırılara veya sözlü tacizlere maruz kaldılar. Örneğin:


  • ABD ve Avrupa’ da Asya kökenli bireylerin restoranlarda ve toplu taşma araçlarında bile ayrımcılığa uğraması, hatta fiziksel saldırılara uğraması diyebiliriz.
  • Sosyal medyada ‘’Çin virüsü’’ gibi nefret söylemleriyle zenofobik bir yaklaşımla Asyalıların hedef alınması diyebiliriz
  • Bazı ülkelerde Asya restoranlarının veya işletmelerinin boykot edilmesi. Sadece bu pandemi sürecinde çıkan düşüncelerin, toplumların zenofobik bir yaklaşım sürdürmelerinden dolayı olduğunu da söyleyebiliriz.


Bu örneklerden de yola çıkarak zenofobinin nasıl kriz zamanlarında artabildiğini ve toplumlar arasında çatışmayı güçlendirdiğini söyleyebiliriz.


Değerli okurlar bu bölümüde birlikte tamamlamış bulunmaktayız. Sonraki bölümümüz son bölümümüz olacaktır bilginize.