Zevkler ve renkler tartışılmaz
Peki gerçekten zevkler ve renkler tartışılmaz mı?
Beğendiğimiz bir eseri, belki de sıradan bir şeyi genellikle saklayabilirsin. Bunu paylaştığımız da övdüğümüz ve ona baktığımız de estetik zevkin karşı bölümünde ilerlemesini bekliyoruz. Ama karşı taraftan her zaman aynı sonuç alınamaz. Bizim estetik duygumuzu taşıran bir eserken ona hiçbir şey anımsanmayabilir. İşte böyle bir olay elbette çoğu kişinin başına gelmiştir. Bu olay karşılığında sık sık bir cümle vardır: "Zevkler ve renkler tartışılmaz."
Peki gerçekten zevkler ve renkler tartışılmaz mı?
Estetik algısının tam olarak ne olduğunu bir düşünmeden önce. Estetik algısı, bir olgunun insanında bıraktığı haz duygusu kısaca ifade edilebilir. Estetik algısı tam olarak hayatımız da işe yarar bir kavram mı yada estetik algısı korunacak hayat nasıl yapılacaktı?
Estetik algısının var oluşu tek düze bir dünya da yaşamak olmaz mı? İletişim kurmanın güçlüğü, düşünmenin kısıtlı, var olmayan bir niteliğe sahip olmuş olsaydı ya da sanat olan varlıkları hiç duymamış olabilirdik.
Estetik algısını bir de sanat üzerinden inceleyebiliriz, daha basit bir şekilde desteklenebilir.
Sanat dallarından popüler olan resimlerdeki gelişmelere bakalım. Rönesans dönemiyle hayatımıza giren Klasizm akımından sonra Romantizm akımı o döneme ayak uydurup popülerleşmiş akım. Romantizm akımı genel de duygusal tepkileri, aşk, özgürlük ve doğa getirilerini ön plana çıkarmıştır. Romantizmin ardından ise sınırı olan Realizm süreci yani prosedürlük ortaya çıkar. Gerçekçilik ise romantizme kıyasla daha iyi ve duygulardan bağımsız bir sanat sürecidir. Aslına bakılırsa romantizimin estetik algısına uymayan sanatçıların tepki olarak ortaya koydukları eserlerdir realizm.
Hayatımız boyunca sadece bu akımlardan birine bağlı kalsaydık ya? Rönesans döneminden bu yana Klasizm yada Romantizim akımıyla 21. Yüzyıla gelmiş olsaydık bu sefer yapılan şeyin adı dışında sanat mı olmuştunuz?
Estetik algısı sadece tek bir şeyden hoşlanmak ve ona bağlı kalmak değildir. Bazen hoşunuza gitmeyen şeyleri kendinize göre yorumlayabilir ve o eseri kendize sevdirmeye çalışabilirsiniz. 1 gün önce beğendiğiniz nesnenin büyüklüğünün kötüleştiğinde olağan bir durum. O an baktığınız zaman size hoş bir haz sunmakta olan aynı ürünleri ve ruh halinde bakmıyorsunuz.
Aynı estetik algısına sahip olmak, insanlar veya sanatı yapanı yargılamak anlamına gelmemesi. Eleştiri kişiyi geliştiren bir olgu olabilir, beğenmediğiniz bir şeyi kötüler, hatta aşağıya doğru söylememek gerekmektedir. Bu bilinçsiz yorumların çoğunu geliştiriciyi iyileştirme gibi günlük hayatta kalan kişinin kapasitesinin eksikliğinden dolayı konuşmasını ve iletişimini kısıtlayan bir durumdur. Bunun yerine onun bakış açısına bakan eserde yada beğendiği olguda tam olarak neyden haz ettiğini okumayı çalışmayı veyahut sizin kendi estetik algınıza uygun bir şekilde yapılabilecen en uygun çözümler arasında geliyor. Bu çözümleri denemenize rağmen hala yapıt boyutunda bir haz sağlamanız durumunda demeniz gereken bir cümle var: "Zevkler ve renkler tartışılmaz."