Zoom Kullanımı: Olumlu ve Olumsuz Deneyimler

Zoom günlük hayatımıza girdiğinden beri bize kattıkları ve bizden eksilttikleri.

Teknolojinin getirdiği kolaylıklar ve küresel internet ağlarıyla insanların birbirileriyle kurabildiği eş zamanlı bağlantı, pandemi döneminde hayatın tamamen durmasının önüne geçmiştir. Online eğitim dönemi ve “home-office” iş hayatının sürdürülmesinde öne çıkan uygulama Zoom, pandeminin bitişinden sonra bile popülerliğini korumakta, yerel ve global ölçekte “sanal” buluşmalarda tercih edilen ilk uygulama olmaya devam etmektedir. Örneğin Türkiye’de Şubat 2023’te yaşanan deprem felaketi sonrası depremzedeleri mağdur etmemek adına yükseköğretimde yeniden hibrit eğitime geçilmiştir. Diğer online ve hibrit dönemlerde olduğu gibi bu dönemde de Zoom uygulaması dersler için tercih edilen uygulamalar arasındadır.

Aslında 2011 yılında ortaya çıkan bu uygulama popülerliğini pandemi döneminde arttırmıştır. Şirket ilk kez 2019 yılında kârlı hâle gelmiştir.[*] Online eğitimde daha çok tercih edilmekle beraber evden çalışanların da sık sık kullandığı bu uygulamanın çeşitli kullanım alanları mevcuttur.

Zoom, kullanıcıların bilgisayar masaüstü veya mobil uygulama üzerinden erişebilecekleri bir video konferans platformudur. Bu platform aracılığıyla kullanıcılar; video konferans toplantıları, web seminerleri ve canlı sohbetler gibi çevrimiçi iletişimlerde bulunabilirler.

COVID-19 salgını sırasında, Zoom'un popülaritesi büyük bir artış görmüştür ve milyonlarca insan, başkalarıyla iletişimde kalmak ve uzaktan çalışma veya uzaktan eğitim yapmak için Zoom'u tercih etmiştir.

Zoom uygulamasının birçok faydası bulunmaktadır ve bazıları şu şekilde sıralanabilir:

o  Kolay kullanım

o  Yüksek kaliteli görüntü ve ses

o  Çoklu katılımcı

o  Ekran paylaşımı ve iş birliği

o  Kayıt ve geri izleme

o  Çağrılara katılma çeşitliliği

o  Entegrasyonlar ve uzantılar

Zoom, bu faydalarıyla iş dünyasında, eğitimde ve kişisel iletişimde yaygın bir şekilde kullanılan bir platform olmuştur. Arayüzünün basit ve anlaşılır olması, 40 dakikaya kadar uzanan toplantı süresinin ücretsiz olması ve hesap açmanın kolaylığı bu uygulamanın tercih edilmesindeki sebeplerden birkaçıdır. Bazı okullar, öğretmenlerine ve öğrencilerine kolaylık sağlayabilmek adına Zoom’un premium seçeneğini satın alarak her 40 dakikada bir “Aynı linkten yine burada buluşalım.” zorluğunun önüne geçebilmişlerdir. 

Birçok yönden kullanılan Zoom uygulamasının avantajlarının yanı sıra bazı eksiklikleri de bulunmaktadır. Örneğin uygulamanın arayüzü kullanım kolaylığı veya internet altyapısından dolayı yaşanan problemler uygulama bazlı sorunları oluştururken, bu yazıda daha çok insanların sanal ortamda etkileşim kurma zorluğu, sanal ders ve toplantıdan alınan verimin değişkenliği gibi durumların dezavantajları incelenecektir.

Zoom kullanırken insanları en çok zora sokan durumlardan birisi ise kamusal hayat ile özel hayatın birbirinden ayrılamaz hâle gelmesidir, diğer bir deyişle resmi bir görüşme, iş mülakatı veya ders için açılan bir Zoom toplantısında arka plandan beklenmedik şekilde geçecek olan aile bireyi özel hayat ile kamusal alanın iç içe geçmek zorunda kaldığını bizlere göstermektedir.

Sanal toplantılar söz konusu olduğunda problemlerin en büyüğü etkileşim ve iletişim sıkıntısıdır. Sanal ortamda kurulan etkileşim, yüz yüze kurulan iletişim kadar etkili değildir. Sözsüz iletişim öğelerinin sanal ortamlarda daha zor anlaşılır olması, yukarıda bahsedildiği gibi kamera açma/açmama üzerine yaşanan tartışmalar ve tercihler, internetin hızına ve altyapısına bağlı olarak bazen videoların düşük kalitede gözükmesiyle beraber mimiklerin anlaşılamaması ya da görüntü ve sesin kesik kesik gelmesi gibi etkenler toplantılardaki iletişimi ve etkileşimi olumsuz etkilemektedir.

Zoom ve benzeri uygulamalar yardımıyla yürütülen “home-office” çalışmanın ve uzaktan eğitimin ne kadar verimli olduğu tartışmalı bir konudur. Sanal toplantılardan ne kadar verim alındığı kişiden kişiye değişiklik gösterse de genel kanı iletişim ve etkileşimin çok da verimli olmadığıdır. Birçok araştırmaya konu olan sanal toplantılar, özellikle uzaktan eğitimin verimi ve işlevselliğine değinmektedir. Mesela son zamanlarda literatüre “Zoom Yorgunluğu” olarak adlandırılan dijital bir hastalık eklenmiştir. Bu dijital hastalık sanal toplantılardan alınan verimi oldukça aşağı çektiği gibi insanın fizyolojik ve psikolojik sağlığını da olumsuz etkileyen bir tehdit hâline gelmiştir. Bailenson ilgili çalışmasında, Zoom yorgunluğunun sebeplerini; aşırı düzeyde yakın mesafeden bakış, bilişsel yük, tüm gün kendi görüntüsüne bakmayla artan öz değerlendirme ve hareketliliğin azalması olmak üzere dört farklı boyutta ele almaktadır.[*]

Kişisel alan tanımı kişiden kişiye ve toplumdan topluma değişmektedir. Fakat insanların yüz yüze görüşürken ortalama olarak kabul ettikleri kişisel güvenli mesafe 60 cm’dir. Güvenli mesafe aralığı azaldığı zaman, örneğin bir Zoom görüşmesinde, bireyde kişisel güvenli alan ihlal ediliyormuş hissi yaratmaktadır. Bu durum bireylerde rahatsızlık ve gerginlik hissinin oluşmasına sebep olmaktadır. Ayrıca görüşme sırasında katılımcıların kime, nereye, ne kadar süreyle baktığı belli olmadığından bireylerin göz göze gelmekten kaçınma süreleri en aza düşmektedir. Tüm bunlar, bireyin Zoom görüşmesi süresince ve sonrasında yorgunluk hissetmesine sebep olmaktadır.

Yukarıda da bahsedildiği gibi sözsüz iletişimin büyük bir kısmı Zoom’da gerçekleştirilen toplantılarda kaybolmakta ya da yanlış anlaşılmaktadır. İnsanların bilgiyi yorumlaması ve bağlamı doğru anlayabilmesi en az sözlü iletişim kadar sözsüz iletişimde gerçekleşen jest ve mimikler de önemlidir. Sanal toplantılarda kaybolan/yanlış anlaşılan ya da hiç anlaşılamayan sözsüz iletişimin eksikliği insanlarda bilişsel yükün artmasına sebep olmakta bu da mental yorgunluğa sebep olmaktadır.

Zoom görüşmelerinde, kameranın açık olması gereken/istenen bir toplantıya katıldığında insanların diğerleriyle birlikte sürekli kendi görüntülerini de izlemeleri gerekmektedir. Benlik algısı üzerine bazen olumsuz etkileri olabilen devamlı bir kendini seyretme hâli; kişinin kendi olumsuzluklarına odaklanma, kendini ve nasıl göründüğünü diğerleriyle karşılaştırma ve öz eleştiriyi gibi davranışları tetikleyen bir durumdur. Tuğba Turgut ve Sinan Oku'un Zoom yorgunluğu ile alakalı makalelerinde bu durum aynı zamanda Ayna Kaygısı olarak belirtilmiştir.[*]

Literatürde yer edinmiş Zoom yorgunluğunun aslında temel sebeplerinden biri sayılabilecek hareketliliğin azalması durumu da bu dijital hastalığı yaşama nedenlerinden biri olarak görülmektedir. İş veya eğitim hayatından geri kalmamak adına çoğu kişi pandemiyi masa başında, bilgisayarın karşısında ve minimum hareketle geçirmiştir. Kas, kemik, eklem, göz vb. bir sürü çeşitli bedensel ağrıya sebep olabilecek hareketsizlik durumu, bireylerin mental sağlıklarını da olumsuz etkilemiştir.

Sonuç olarak, Zoom gibi çevrimiçi video konferans uygulamaları, Covid-19 salgını sırasında hayatımızda büyük bir dönüşüm yaratmıştır. Bu uygulamalar, insanların uzaktan çalışmasını, eğitim almasını ve sosyal bağlantılarını sürdürmesini sağlayarak yeni bir norm hâline gelmiştir. Zoom'un kullanıcı dostu arayüzü, geniş özellik yelpazesi ve kolay erişilebilirliği, milyonlarca insanın tercih ettiği bir iletişim aracı hâline gelmesini sağlamıştır.

Zoom'un en önemli avantajlarından biri, dünya çapında insanları bir araya getirmesidir. Coğrafi engelleri aşarak farklı ülkelerden, şehirlerden ve hatta kıtalardan insanları bir araya getirerek küresel bir iletişim ortamı oluşturur. Bu, iş birliği ve uzaktan eğitim gibi alanlarda büyük bir potansiyel sunmaktadır. Ayrıca, Zoom'un sağladığı pratiklik de oldukça değerlidir. Toplantıları planlamak ve gerçekleştirmek için birkaç tıklama ile kullanılabilen kullanıcı dostu bir platform sunar. Ekran paylaşımı, belge paylaşımı, sohbet özelliği gibi iş birliği araçları da verimli bir çalışma ortamı sağlar.

Ancak, yukarıda bahsedildiği Zoom'un bazı zorlukları da vardır. İnternet bağlantısı sorunları, görüntü ve ses kalitesinde dalgalanmalar, sanal toplantılarda bazı iletişim engellerine neden olabilir. Ayrıca, özel hayatın gizliliği ve güvenlik endişeleri gibi konular da dikkate alınmalıdır. Zoom gibi çevrimiçi video konferans uygulamaları, iletişimde büyük bir rol oynasa da “Zoom Yorgunluğu” gibi dijital hastalıklara da sebebiyet verebilmektedir. Pandemi sürecinde insanların ihtiyaçlarını karşılamak için hızla yaygınlaşmış ve insanları bir araya getirerek dünyayı küçülten Zoom, kullanıcıdan kullanıcıya değişen olumlu ve olumsuz deneyimleriyle birlikte son üç yıla damgasını vurmuş bir uygulamadır.

[*] Zoom Video Communications Inc. [ZM] moved up 3.65: Why It's Important". The DBT News. 28 Nisan 2020

[*] Hall, E. T. (1966). The hidden dimension. Doubleday

[*] Tuğba Turgut & Sinan Okur, COVID-19 Pandemi Sürecinde Ortaya Çıkan Yeni Bir Kavram: Zoom Yorgunluğu, İnsan & Toplum Dergisi, 2022

[*]Bailenson, J. N. (2021). Nonverbal overload: A theoretical argument for the causes of Zoom fatigue. Technology, Mind, and Behavior, 2(1), pg. 1-6




















































































































































































































































































































































































































































































































































































































































































































[1] Zoom Video Communications Inc. [ZM] moved up 3.65: Why It's Important". The DBT News. 28 Nisan 2020