2025 Türkiye’sinde Gazete Almamın Yegane Nedeni

Bu yazımda 2025 Türkiye’sinde beni hala gazete almaya teşvik eden yegane şeyden bahsettim.

Bu yazımda 2025 Türkiye’sinde beni hala gazete almaya teşvik eden yegane şeyden bahsedeceğim ve hayır, o şey gazeteciliğin benim mesleğim olması değil.

İnternet yaygınlaştıkça artık kahvedeki yaşlıların dahi bildiği üzere dijital medyanın yükselişiyle basılı medyanın yok olduğu iletişimsel açıdan tarihsel bir kırılım noktasındayız. Bu zaten bir gerçek. Türkiye’deki ana akım olarak tarif edilen bütün basın organlarının rezilliği ülkemizdeki basılı ve genel olarak bütün geleneksel medya organlarının durumunu daha bir vahim kılıyor. Özellikle bazı batı ülkelerindeki gazetelerin içeriklerini görme fırsatı edindiğimde şunu gördüm ki daha hala satın alınıp okunmaya değer pek çok haber var. Bunun en önemli sebebi ise haberlerin genel olarak alanında uzman profesyonel gazeteciler tarafından okuyucuyu meraka sürükleyecek, sorgulamasına fırsat verecek şekilde derinlemesine ele alınmış olmaları.

Yukarıda alanında uzman gazeteciler derken kastettiğim şey bu haberleri yapan muhabirlerin belli bir habercilik alanında uzmanlaşmış olmaları. Yani ülkemizdeki gibi ekonomi, siyaset, spor vb. aklınıza gelen her bölüme aynı muhabirler haber hazırlamıyorlar kesinlikle. Bunun böyle olmadığı uzman muhabir örnekleri de vardır elbette fakat büyük ölçüde ülkemizdeki durum bu maalesef. Gazetecilik bölümü mezunu olmama rağmen bunları böyle rahatça dile getirebiliyorum çünkü zaten torpilim olmadan ağzımla kuş tutsam dahi iş bulamayacağımın farkındayım. Başlıkta bahsettiğim basılı gazete almamın nedeni de tamda bu noktada ortaya çıkıyor.

İşsizlik zor şey malum. Muhtemelen bu sitede, hatta bütün internette içeriklerinde en fazla işsizliğe değinen kişi olabilirim. İşsizliğin kötü yanı yalnızca parasızlık değil elbette. Beraberinde getirdiği can sıkıntısı ve sosyallikten uzaklaşma hali bir noktada insana asıl zarar veren durum halini alıyor. Bu can sıkıntısı halinden kurtulmak için yaptığım en önemli şeylerden bir tanesi de günlük gazetelerin bulmacalarını çözmek. Bu noktada daha çok sudoku bulmacalarına yöneliyorum. Sizin anlayacağınız bir basılı gazetenin benim gözümde değerini belirleyen en önemli şey günlük olarak bulmaca ekinde kaç farklı sudoku içerdiği. Bu bulmacalar daha öncesinde bahsettiğim Candy Crush oyunlarına benzer bir bağımlılık etkisi de yaratıyorlar bence. Tıpkı oradaki gibi oldukça basit bir mantığa dayanıyor ama aynı zamanda çokta keyifli.

İşte arada birde olsa gazete almamın tek nedeni bu. Zaten başka ne olabilirdi. Bu her satır, sütun ve 3x3’lük karelerde 1’den 9’a kadar olan rakamların bir kez yer almasını gerektiren Japon icadı zeka oyunu bu can sıkıntısını atlatmamı sağlayan nadir şeylerden biri. Esasen bu konudan neden bahsettiğimi bile bilmiyorum ama bu sefer aklıma bu geldi işte. Sonraki yazılarımda daha önemli konularla buluşmak üzere…