Teknoloji ve İşsizlik
Gelişen teknoloji ve beraberinde getirdiği işsizlik. Gelecekte bizleri neler bekliyor olabilir?
Buharlı makinelerin hayatımıza girdiği gün farklı bir dünyaya uyandığımızı anlamıştım.
Sanayi devrimi ve devamında sürekli gelişen teknoloji yaşamımıza birçok yönden etki ediyor. Teknolojinin hayatımıza etki etmesine biz mi izin veriyoruz yoksa bunun için zorunda mı bırakılıyoruz? Bu sorunun cevabı bence her ikisi de. Teknoloji gelişiyor, dünya değişiyor, değişen dünya düzenine ayak uydurmak zorundayız. Örneğin telefon kullanmak, telefon kullanmadan yaşayabilir miyiz, elbette yaşayabiliriz ancak günümüzde telefon kullanmamak işlerimizi oldukça zorlaştıracağı için telefon kullanmak zorundayızdır aslında. Şu marka telefonu kullanmalı mıyız? bu sorunun cevabı kişiden kişiye göre değişir. Kimisi telefona büyük paralar vermeye zevk, kimisi gösteriş, kimisi gereksiz diyebilir. İşte teknoloji bu noktada bizim izin verdiğimiz kadar hayatımıza girer.
E.P. Thompson-İngiliz İşçi Sınıfının Oluşumu; bir ipek dokuma ustasının şiiri/Thomas R. Malthus-Nüfus İlkesi adlı kitaptan bir alıntı.
Teknolojinin gelişmesi işsizlik oranlarında artış yapıyor mu, yoksa istihdam alanları mı yaratıyor? Teknoloji ve işsizlik incelenirken, teknolojinin en çok etki ettiği alanları hep mavi yakalı meslekler olarak düşünüyoruz ancak günümüz şartlarını incelediğimiz zaman görüyoruz ki teknolojik gelişmeler beyaz yakalı dediğimiz meslek gruplarının istihdam alanlarına da etki etki ediyor.
Sanayi alanında makineleşme ile beraber günümüzde geçmişte olan meslek gruplarının ortadan kalktığını ya da çok az istihdam alanına sahip olduğunu söyleyebiliriz. En güzel örnek geçtiğimiz haftalarda typelish sitesinde yayımlanmış olan Fordizm içeriğim verilebilir. Hatırlarsanız Fordizm üretim sisteminde makineleşmiş insanları incelemiştik. İçerikte verdiğim araçlara kapı kolu takılması, cıvata sıkılması gibi örnekleri günümüzde makineler yapmaktadır ve o alanda insan gücüne ihtiyaç duyulmamaktadır. Buraya kadar teknolojinin mavi yakalı meslek grupları üzerindeki etkisini görebiliyoruz. Beyaz yakalı meslekler için şöyle bir örnek verebiliriz; otomasyon ve ofis işlerinde de artık insan gücüne ihtiyacın giderek azaldığını söyleyebiliriz.
Teknoloji her zaman işsizlik yaratır diyemeyiz. Teknolojinin her meslek grubuna etkisi vardır ancak bu etki, istihdam açısından kimi zaman olumlu kimi zaman olumsuzdur. Teknoloji üretkenliği artırırken, ücretlerin düşmesine sebep olabiliyor, karlar tabii ki artıyor. Gelecekte neler göreceğimizi hayal edebiliyoruz ancak bir yere kadar bunu yapabiliriz, örneğin bir makinenin mimari bir yapı tasarlayabileceğini, ilaç yazabileceğini, araç kullanabileceğini hayal edebiliriz, daha ilerisi için hayal gücümüz belki de sınırlı kalıyordur.
Teknolojinin hızla gelişmesi önümüzdeki 50 sene içerisinde çoğu meslek grubuna ihtiyaç duyulmamasını beraberinde getireceğini düşünüyorum ancak meslek gruplarının ortadan kalkması o kadar da kolay değil. Teknoloji gelişiyor, kar payları artıyor, arz (üretim) artıyor, verim artıyor ancak istihdam azalıyor. Bu noktada şunu düşünmeliyiz sadece üretim yeterli mi?
Bir mal veya hizmet düşünün, şu an öncekine göre daha fazla üretebiliyorsunuz, daha fazla kar elde ediyorsunuz çünkü daha az işçi çalıştırıyorsunuz peki bu malı kime satacaksınız? İstihdam her meslek grubunda eşit seviyede düştüğünü varsaydığımız zaman üretilen malı satın alacak insanları bulmak zor olacak çünkü işsizlik oranları artacaktır. İşte bu sebepten dolayı mevcut teknolojilerin hepsi hayata geçirilmiyor. Diğer bir etken ise sendikalar ve meslek örgütleridir. Sendikalar böyle bir oluşuma izin vermeyecektir. Zaten üreticilerde tamamen insan gücünden vazgeçmeyecekler çünkü ürettikleri malların bir satın alıcısı olmak zorundadır.
Gelecekte robotların hayatımıza gireceğini düşünelim. Hasta bakıcı ve hasta arasındaki ilişki nasıl değişir? Hasta bakıcı işsiz kalır ve hasta olan kişi kimsesi yoksa duygusal bir boşluk hisseder çünkü artık kendisine bakan hasta bakıcı bir insan değildir. Tıp alanında robotların ameliyatlara, ameliyat opetatörü olarak girdiğini düşünürsek, yazılımını olduşturduğumuz robotlara canımızı ne kadar güvenerek emanet ederiz ya da edeceğiz? Bu noktada içeriğin başında belirttiğim gibi teknolojiyi hayatımıza ne kadar sokacağımız biz insanların elindedir. Teknoloji kolaylıklar getirdi elbette ancak gelecekte kolaylık olarak düşündüğümüz tüm bu etkenler tercihlerimizle beraber, karşımıza zorluk olarak çıkabilir.