27 Yaş Sendromu

Bir varoluş sancısı hikayesi.

Adına 27'ler Kulübünü kurduran ve ikinci ergenlik olarak da bilinen bolca depresif düşüncenin ve umutsuzluğun sardığı o efsane yaşın hissettirdiği varoluş sancısı.

Birçok kişinin yoğun olarak hissettiği, ortalama 25-33 yaş arasında görülen 27 yaş sendromu maalesef ki toplumda çok az kişi tarafından biliniyor. Bu sebeple de bir tek kendimizi yanlışmışız gibi hissettirip durumu daha da ağırlaştırıyor. Ama öyle değil. Kişileri depresyona sürükleyen bu sendrom, geçmişin pişmanlıkları ve geleceğe dair karamsar düşüncelerle beynimizi resmen ele geçiriyor. "Geçmişte şunu tercih etsem ne olurdu?","Hayatım boyunca bu işi mi yapacağım?" veya "Sınıf arkadaşlarım evlendi, birkaçı doğurdu bile!" telaşıyla gelen geç kalmışlık hissi bir türlü peşimizi bırakmıyor. 

İşin özü şu ki; hepimiz böyle hissediyoruz. Hepimiz hayatımızda bir şeyleri yanlış yönettiğimizi düşünüp sorguluyoruz ve belki kendimize kızıyoruz. Nerede hata yaptığımızı arıyor ve gelecekte hata olmayacağını düşündüğümüz yeni tercihlerle kendimize bir hayat kurmaya çabalıyoruz. Çünkü bu dönem gerçekten de ikinci bir ergenlik! 

Çocukluktan çıkıp gençliğe adımımızı attığımızda nasıl ki hayatı yeni baştan keşfediyorsak bu dönemde de artık gençlikten çıkıp yetişkinliğe adım atıyoruz. Üstümüze koca bir hayatın sorumluluğu yükleniyor. "Al, kocaman bir ömür. Ayrıca sadece bir kere yaşayabileceksin. Doğru kullan." Bu baskı her an tepemizdeyken tercihler yapıyoruz ya da çoktan yapmış olduğumuz tercihlerin sonucunu yaşarken buluyoruz kendimizi. Özellikle de sosyal medyayla herkes tam, bir tek biz yarım gibi hissettiğimizi sanıyoruz. Oysaki bu dönem Jim Morrison, Kurt Cobain, Amy Winehouse gibi birçok efsane ismin karamsarlığa düşüp hayatına son verdiği bir dönem. Bu sebeple hafife alınmaması ve gerekirse yardım alınması önemliyken doğal bir süreç olduğu da mutlaka bilinmeli.

Sadece siz geç kalmış veya yanlış yoldaymış gibi hissetmiyorsunuz. Bu sendromu yaşayan büyük bir kesim yetişkin hayatına geçiş yaparken aynı korkuları, aynı telaşları hissediyor. Bazıları içinde var olduğuna inandığı potansiyelini gerçekleştirememekten tedirgin olurken bazıları da hiçbir potansiyele sahip olmadığına inanarak kendine hayatı zindan ediyor. Ama bilin ki geçecek. Bu yalnızca bir adaptasyon süreci.