3 Muhteşem Kısa Modern Klasik Kitap Önerisi

Modern Klasikler Dizisi kitap önerilerine hoş geldiniz.

Modern klasiklerine başlamak istiyor fakat nereden başlayacağını bilemiyor, içeriklerini beğenip beğenmeyeceğinden mi endişeleniyorsun? Önereceğim kısa ama hafızanda iz bırakacak bu 3 kitap ile modern klasikler dünyasına küçük bir bakış atabilirsin.

  1. Stephen Crane- Sokak Kızı Maggie Bir New York Hikayesi

107 sayfa olan bu kitabımızda Stephen Crane bize 1800'lü yılların yozlaşmış New York'una pencere açıyor. İrlandalı göçmen bir ailenin üç çocuğundan biri olan alkolik ebeveynleri ve acımasız hayat şartları karşısında savunmasız kalan Maggie'nin sevilmek isteyen bir kadına dönüşünü oldukça gerçekçi bir bakış açısıyla okuyoruz. Akıcı dili ve dönemi olduğu şekliyle betimleyen Stephen Crane, kendi döneminin yazarlarının aksine bize New York hayatından gerçekçi bir hayat kesiti sunuyor. Yazarın anlatımı sayesinde ben de sanki o dönemde yaşıyormuş gibi hissettim. Sonu tatmin etmese de akıcı bir kitaptı, okumanızı tavsiye ederim.

2. Jack London- Kızıl Veba

1912 yılında İngiliz bir dergide yayımladığı Kızıl Veba yapıtıyla Jack London ''kıyamet sonrası'' edebiyatının öncüleri arasına girmiştir. 68 sayfadan oluşan bu eseriyle yazar bize bilim ve ekonomideki büyük gelişmelerin büyüsü sonucu oluşan uygarlığımızın zayıflığını anımsatır. Eski uygarlıkla köprü olan bir profesörün bakış açısıyla yeni insanlığa bu durumu anlatır. Kendi döneminden 2010'lu yıllara göz atan Jack London'ın yeni dünya hakkındaki tahminlerindeki keskinlik, kitabı günümüzde de hala canlı bir eleştiri kitabı olarak kalmasını sağlıyor. Özellikle pandemiden sonra okuduğum bu kitap, yer yer beni hayretler içerisinde bıraktı ve tek oturuşta okudum. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.

3. Anton Çehov- Altıncı Koğuş

Yine 68 sayfadan oluşan bu modern klasiğimizde Çehov, taşra kasabasındaki akıl hastanesinde bilgili ve eğitimli bir hasta olan İvan Dmitriç ile Doktor Andrey Yefimıç arasında geçen felsefi tartışmayı okuyucularına sunuyor. Dmitriç içinde bulunduğu tüm olumsuz koşullara karşı çıkarken Yefimıç bu olumsuzları görmezden gelmeyi tercih eder ve değiştirmek için hiçbir şey yapmaz. Doktor sonunda düştüğü felsefi yanılgıyı anlar ama her şey için çok geçtir. Çehov Altıncı Koğuş eseriyle dönemin Rusya'sının durumuna karşı seyirci kalmayı tercih eden elit Rus aydının ''deliliğini'' gözler önüne serer. Dmitriç'in düşünceleri, doktor ile olan diyaloğu ile derin bir düşünme durumuna giriyorsunuz. Her ne kadar kısa olsa da kitabı okurken yer yer notlar almaktan kendimi alamadım. Felsefi ve hayati konusuyla bize adeta içine çekiyor ve kendi durumumuz hakkında da şüphelenmemize sebep oluyor. Beni gerçekten etkileyen bir kitap oldu. Okumadıysanız şiddetle tavsiye ederim.

Herkese bol okumalı günler!