Aaahh Belinda VS Aaahh Belinda

Farklı dönemde geçen iki aynı(!) film.

DİKKAT! SPOİLER İÇERİR!

Netflix'in yeni filmi 'Aaahh Belinda' kırk yılın ardından tekrar izleyiciyle buluştu.Film Belinda adında bir şampuanın reklam çekimleri için evli, iki çocuklu, bankacı Handan rolüne bürünen Dilara'nın kendini birden Handan olarak bulmasını anlatıyor.

'Aaahh Belinda', 80'li yılların özgün senaryosu ve başarılı performanslarıyla ikonik filmlerinden biridir. Atıf Yılmaz'ın yönettiği, Barış Pirhasan'ın senaryosunu kaleme aldığı, Müjde Ar'ın başrol oyunculuğunu üstlendiği 1986 tarihli orijinal yapımı izlemiş olanlar iki filmi karşılaştırmadan edemiyor. Peki yeni film beklentileri karşıladı mı?

Öncelikle iki filmin işlenişindeki dönemsel farklılıklar göze çarpıyor. 80'ler Türk sineması 12 Eylül'ün etkilerini taşır. Darbe sonrası sansür politikaları pek çok sanatçının daha toplumsal konuları ele almasına sebep olmuştur. Bundan dolayı eski film, kadının toplumda kendini var etmesi gibi toplumsal konulara eğilirken yeni film Dilara'nın içinde bulunduğu psikolojik duruma odaklanmayı tercih etmiş. Tabii yeni filmde toplumsal mesajların hiç olmadığını söylemek haksızlık olur. Ancak verilmek istenen mesajlar ilk filmdeki gibi hikayede yavaşça açığa çıkmaktan ziyade bizzat başrolün hal ve hareketlerinde kendini belli ediyor.

Eski versiyon toplumsal düzene eleştiri getirmeyi amaçlayan bir filmken, yeni versiyon eleştirinin sesini kısmış, hikayeye daha teatral bir perspektiften yaklaşmış. Bu anlamda Dilara'nın çevresindeki karakterlerin daha karikatürize edilmiş olduklarını görürüz. Bu da zaman zaman karakterlerin gerçeklikten daha uzak resmedilmesine sebep olur. Orijinal 'Aaahh Belinda' ise Serap karakterinin içsel dünyasından ziyade çevresine odaklanır. Eşi Hulusi, çocukları İnci ve Hakan, alt komşuları, kayın validesi derken insanlar onu olmasını bekledikleri 'Naciye' kalıbına sokarlar. Serap başta tüm bunlara karşı durmaya çalışsa da baskıya yenilir.

Dilara ise bu gibi sorunların daha çok dile getirildiği bir dönemde yaşamanın etkisiyle olsa gerek kendi duruşunu korumak ister. Özellikle akıl hastanesindeki kadının dedikleri bu noktaya parmak basar: 'İnkar, öfke, pazarlık, depresyon, kabullenme. Ama sen kabullenme. ... Sen oyna. Sen sadece oyna.' Bu sözden oldukça etkilenen Dilara'nın Handan kılığına girse bile Handan olmak istemeyişi hep göz önündedir.

Hikayeye iki farklı perspektiften bakmayı tercih eden bu iki film arasındaki belki de en büyük fark baskılanmış kadın imajını temsil eden 'Naciye' ve 'Handan' karakterlerinin varlığına bakışlarında gizlidir.

Eski versiyon Naciye'nin hayatını bir oyuncunun rolüne bürünmesi gibi görerek metaforik bir anlatımı tercih eder. Bu sebepledir ki Serap gerçekten Naciye'ye dönüştüğünde kendi hayatına geri dönebilir. Çünkü Naciye'nin varlığı Serap'ın oyunculuk yeteneklerini sınamak içindir. Ancak biz biliriz ki Naciye gerçek olmasa bile bir yerlerde onun hayatını yaşayan pek çok kadın vardır.

Yeni versiyon ise bir yerlerde gerçekten bir Handan varmışçasına ele alır konuyu. Dilara'nın kabullenemediği şey bir oyuncunun rolünü reddetmesi değildir. Paralel bir evrende toplumun olmasını beklediği kadın imajına yani Handan olmaya karşı durma gayesindedir. Sadece kendisi olmayı ister.

Sorumuza geri dönersek yeni 'Aaahh Belinda' orijinal filmin verdiği mesajları iletme konusunda zayıf kalmış olsa da hikayeye günümüz dünyasından bakışı sağlamada etkili. Tabii bu durum eski filmin sağlam ve tutarlı senaryosuyla karşılaştırıldığında daha havada kalıyor. Karakterler ve yaşadıkları olaylar çoğu zaman verilen mesajın önüne geçiyor. Bu da ne yazık ki sanatsal yönü eksik bir filmin ortaya çıkmasına sebep oluyor. Ancak seyir zevki yüksek, izleyicinin kendini hikayeye kolayca kaptırabileceği bir film olduğunu düşünüyorum. Eğer bu tür filmleri seviyorsanız bir şans tanımanızı öneririm.