ABD Seçimlerinde Medya Çatışması

X, ana akım medyayı alt etti.

2024 Amerikan seçimlerinde medya ve sosyal medya platformları, bilgilendirme işlevinin ötesine geçerek siyasi propaganda aracı haline geldi. Bu süreçte, ana akım medya kuruluşlarının Demokrat Parti lehine tutumu dikkat çekerken Elon Musk’ın X’te sağ görüşlü içeriklere öncelik vermesi sosyal medya ile geleneksel medya arasında yeni bir güç mücadelesi doğurdu. Kamala Harris’in Demokrat Parti içindeki önemli rolü ve Donald Trump’ın sağ görüşlerin temsilcisi olarak sosyal medyada etkisini artırması, bu siyasi dengenin belirleyici unsurları arasında yer aldı.
CNN, MSNBC ve The New York Times gibi ana akım medya kuruluşları, Demokrat Parti’ye yakın bir yayın politikası izleyerek Biden ve Harris’e geniş yer verirken Trump ve sağ görüşlere daha sınırlı ve eleştirel bir çerçevede yer verdi. Bu yaklaşım, ana akım medyanın tek sesliliğe kaydığı ve demokratik çoğulculuğu ihlal ettiği eleştirilerini beraberinde getirdi. Seçmenlerin bilinçli karar alma imkanını sınırlayan bu tek taraflı tutum, muhalif görüşlerin marjinalleşmesine yol açtı.
Diğer yandan, Elon Musk’ın X’i satın almasıyla birlikte platformun sağ görüşlü içerikleri öne çıkaracak şekilde yeniden yapılandırılması, X’in de belirli bir ideolojik çerçeveye yönlendirildiği yorumlarına neden oldu. Musk’ın ifade özgürlüğünü savunduğunu iddia etmesine rağmen platform algoritmalarında sağ görüşlerin öne çıkması, X’in de kendi içinde tek sesli bir medya aracı haline gelme riski taşıdığını gösterdi.
Bununla birlikte, sosyal medya bu süreçte esnek ve hızlı etkileşim yapısıyla ana akım medyanın tek sesli etkisini dengeleyen bir alan haline geldi. X ve diğer sosyal medya platformları, kullanıcıların bilgiye doğrudan erişimine olanak tanıyarak geleneksel medya üzerindeki siyasi etkiyi zayıflattı. Bu durum, yeni iletişim çağında sosyal medyanın, özellikle genç seçmenler arasında ana akım medyayı geride bırakan bir bilgi kaynağı olarak yükseldiğini gösterdi.