Acı ve Ölüm Turizmi: Kara Turizm
Bastırılmış şiddet, gizlenmeye çalışılan öfke, insan doğasındaki vahşet, gündelik hırslarımız... Gelin, Kara Turizme beraber ışık tutalım!
Deniz, kum, güneş, dalga sesleri, plaj voleybolu, çılgın havuz partileri, kamp ateşi, köpük partileri veya doğa yürüyüşleri... Tatil denildiği zaman elbette pek çoğumuzun aklında canlananlar aşağı yukarı bu şekilde. Peki ya tüm bunlar artık seni tatmin etmiyor ve yeni bir arayış içerisindeysen? Öyleyse bu yazı tam senlik çünkü bu yazıda ölümü ve felaketi, acıyı ve korkuyu, savaşı ve işkenceyi içerisinde barındıran yeni bir tatil trendinden bahsedeceğim: Dark Turizm.
Türkçe'ye Kara Turizm veya Hüzün Turizmi olarak da geçen Dark Turizm; Savaş Turizmi, Afet Turizmi, Hayalet Turizmi, Cezaevi Turizmi, Trajedi Turizmi gibi çeşitli pek çok kola ayrılmaktadır. En basit tanımıyla Kara Turizm, insan veya doğa tarafından geçmişte yaşanmış acılara, felaketlere veya korku dolu yerlere yapılan seyehatlerdir. Ancak, bu turizmin tüm tanımlarının kesiştiği tek bir ortak nokta vardır: Ölüm ve acı.
Özellikle geçtiğimiz yıllarda şöhreti hızla artan bu turizmi gerçekleştiren kişiler Kara Turist olarak anılmaktadır. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki Kara Turistler insanın doğasında var olan ancak bastırılmış birtakım duyguların, acının ve vahşetin açığa çıkması sonucu bu turizmi tercih ediyorlar. İşin etik boyutu bir kenara bırakıldığında, kimi uygulamalar oldukça tüyler ürpertici! Gelin birlikte dünyadaki en gözde Kara Turizm mekanlarına göz atalım.
1- Auschwitz Toplama Kampı / Polonya
İkinci Dünya Savaşı'nın tüm dünyaya bıraktığı kara lekelerden biri olan bu kampta yaklaşık 1 milyon insanın katledildiği biliniyor. Giriş kapısında "Arbeit macht frei (Çalışmak özgürleştirir)" yazan bu kampta 6 gaz odası ile 4 ölü yakma tesisi bulunmaktadır. Buraya gelen Kara Turistler soğukta bırakılan, işkence gören, açlıktan can veren, tıbbi deneylerde kullanılan, yakılarak veya gaz verilerek katledilen binlerce insanın toplandığı bu kampı görmek için can atıyorlar!
2- Fukushima Hayalet Kasabası / Japonya
Şiddetli bir depremin hemen ardından tsunami ile yerle bir olan bu şehirde ne yazık ki bu felaketlerin sonucunda daha büyük bir felaket olan nükleer felaket yaşandı. Nükleer güç santralinde gerçekleşen patlama radyasyon sızıntısına sebep oldu ve binlerce insan hayatını kaybetti. Bugün hala bomboş olan kasaba da Kara Turistlerin gözde mekanlarından biri. Harap olmuş ev ve iş yeri camları, çocuk oyuncakları, marketler, sokak köşelerinde terk edilmiş bisikletler... Asıl ürpertici olansa bu kasabada hala radyasyon seviyesinin güvenli seviyenin yaklaşık 100 katı olması! Demek oluyor ki bölgedeki toz parçacıklarının az bir miktarı bile kanser olmanıza sebep olabilir.
3- Henn na Hotel / Japonya
Oteldeki resepsiyondan garsona, temizlikçiden oda servisine kadar çalışanların tamamının robot olduğu bir kıyamet sahnesi hayal edin! İşte kafanızda canlandırdığınız ve çok daha fazlası tam olarak Japonya'da bulunan dünyanın ilk insansız otelinde. Üstelik odanızda sizinle konuşan robot bir asistanınız da var. Gelecekte robotları yaşantımızın her anında görebilme ihtimali sizce de ürpertici değil mi?
4- Silah Turizmi / Kamboçya
Bu bölgede roketatar da dahil olmak üzere onlarca çeşit silahı kullanma şansınız var, üstelik ne yazık ki hedef yalnızca cansız değil. Doğru okudunuz, binlerce Kara Turist yeterli ücreti ödediği takdirde bölgedeki inek, koyun, domuz, tavuk gibi pek çok hayvanı öldürme hakkına sahip.
5- Troja Cenaze Töreni / Endonezya
Ölülerini yaklaşık iki yıl boyunca gömmeyerek onları yalnızca hasta kabul eden bu topluluk oldukça ilginç geleneklere sahip. Mumyaladıkları ölüleri temiz kumaşlara sararak, yanlarına yiyecek ve para bırakan Trojalıların cenaze merasimi adeta bir festival gibi. Üstelik ne yazık ki ölünün ardından onlarca hayvanı kurban ediyor, bazılarını çeşitli ritüeller ile bıçaklayarak yavaş yavaş öldürüyorlar. Tüm bu ilginç (!) merasimler kimi Kara Turistler için bu bölgenin gözde bir mekan olmasına neden oluyor.
6- The War and Peace Revival / İngiltere
Askeri kamuflajlar, silahlar, çatışmalar, atış talimleri... Savaş Turizmi'ni tercih eden Kara Turistlerin gözde mekanı ise İngiltere'nin küçük bir kasabası. Tarihin farklı kanlı savaşlarının canlandırıldığı bu bölgeye her yıl yüzlerce Kara Turist gidiyor. Sizce de kulaklarınızda Nazi üniformalı komutanların sesi yankılanırken Hitler için saf tutma düşüncesi kan dondurucu değil mi?
7- McKarney Manor Korku Tüneli / Amerika
LA Times muhabiri bu korku evi hakkında "En vahşisinden en adrenalin dolusuna kadar dünyada yaşamadığım macera kalmadı ama ben böylesini görmedim," diyor. Projenin yaratıcısı Russ McKarney, bu tüneli tamamlamak için tam 14 yıl çalışmış, işin ilginç yanıysa müşterilerinden para talep etmemesi; yalnızca köpek maması istemesi. Tünele girmek için 21 yaşını doldurmuş olmanız, adeta bir roman kalınlığında olan sözleşmeyi imzalamanız ve fiziksel/psikolojik sağlık raporu sunmanız gerekiyor. Üstelik tünelde karşılaştığınız her şeyin size dokunma, üzerinize kusma, çeşitli işkenceler yapma hakkı var! Nedendir bilinmez bu eve girmek için o kadar çok istekli var ki başvurunuzun ardından McKarney'in size özel bir davetiye göndermesi gerek, aksi halde bu eve giremezsiniz.
Detaylı bir araştırmanın ardından Kara Turizm'in uğrak noktalarını çoğaltmak da elbette mümkün. Asıl soru ise bu turizmin neden özellikle 2000'lerde artış gösterdiği. Mesela hayatımızın hemen hemen her noktasında bulunan, bizlerin bir parçası olan interneti ya da teknolojiyi bu durumla ilişkilendirebilir miyiz? Yoksa dışarı vuramadığımız, içimizdeki o "kötü" mü bizi buna iten? Bastırılmış şiddet, gizlenmeye çalışılan öfke, insan doğasında halihazırda olduğu söylenen vahşet ya da gündelik hırslarımız mı bizi canlı bir hayvanı yalnızca zevk için katletmeye, savaşın kanlı yüzüne tanık olmaya, geçmişte milyonlarca masum beden üzerinde kullanılan işkence aletlerine dokunmaya iten? Peki yine aynı neden mi yalnızca emekli maaşıyla geçinen Russ McKarney'in 14 yıl çalıştığı ve üzerinden para kazanmadığı halde insanlara korku ve şiddet uyguladığı evi işletmesine iten? Bir noktada durup düşünmemek mümkün değil: Neydi bizi tam olarak diğer canlılardan ayıran?
Meraklıları için birbirinden farklı sahneleri içerisinde barındıran, sürükleyici ve kimi zaman tüyler ürpertici Netflix yapımı bir Kara Turizmi belgeseli:
Peki, sizin Kara Turizm hakkında bir deneyiminiz oldu mu? Yorumlarda görüşmek ümidiyle!