Algı Yönetiminde Medya 

“Bir şeyin gerçek olması pek o kadar önemli değildir; ancak gerçek olarak algılanması çok önemlidir”

Devletler, siyasetçiler, şirketler, örgütler, medya kuruluşları, tanınmış kişiler başta olmak üzere birçok yapı kendi çıkarları doğrultusundaki fikirleri ve düşünceleri yayarak yönlendirmek için çeşitli yollar kullanmaktadırlar. Bu yollardan birisi ise en sık başvurulan yöntem algı yönetimidir.

Algı, Türk Dil Kurumu’na göre ‘’Bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma; idrak’’; algı yönetimi “kamuoyunu anlamak yerine etkilemek ve yönlendirmek amacıyla gerçekleştirilen modern bir iletişim yöntemi” olarak tanımlanmaktadır (Türk, 2017:21). Tanımlardan görüldüğü üzere algı yönetimi iletişim ile iç içe geçmiş bir yapıdır. İnsanın iletişimin en önemli ögelerinden gönderen ya da alıcıdan biri olduğu gerçeğiyle, insanın tutumları ve davranışları üzerinde bir yönlendirme iddiası bulunan algı yönetimi için iletişim kanalları olmazsa olmazdır.

Kaynak, mesaj, kanal, alıcı, feedback gibi ögeler içinde kanal bu süreçte de kitlenin büyüklüğü, kirlenin yapısı gibi koşullara bakılarak karar verilen bir mesaj yollama aracı olarak önem teşkil eder. Bu noktada medya ve sosyal medya insanlara ulaşmak için günümüzün yeni medya çağında önemli kanallardır. Çünkü sosyal medyada bir mesaj milyonlara erişebilme özelliği ve hızı sayesinde önemli bir araç konumuna gelmiştir.


Algı yöneticileri için medya ve basın geçmişten günümüze sıkça kullanılmıştır. Bunun en bilinen örnekleri arasında Nazi Almanya’sının televizyon, radyo ve gazeteleri kullanarak yaptığı propagandayı değerlendirmek mümkünüdür. Günümüzde ise medyanın bir başka kolu olan sosyal medya, algıları yönlendirebilmek için etkili kitle iletişim araçlarından biridir. Kitle iletişim araçları geçmişten günümüze insanlara olayları ve durumları aktarmasıyla bir bilgi ağı olarak insanların hayatında önemli bir yer tutmuştur. Ancak burada insanların medyanın bilgilerin ya da haberleri onların yansıtmak istediği kadarına maruz kalmaktadırlar. Bu bilgiyi servis edenin bakış açısı ya da bilgiyi yaymadaki amaç çıkarları doğrultusunda şekillenmektedir.  Cohen’in savunduğu “medya zamanın çoğunda insanlara ne düşüneceğini söylemede başarılı olamamıştır, ama okuyucuya ne hakkında düşüneceğini söylemekte fevkalade başarılıdır” (1963: 13) tezi de şunu göstermektedir medyanın düşünceleri yönlendirmede yeteneği yadsınmayacak derecededir. Özellikle sosyal medya üzerinden bu tezi irdelersek insanların bilgiye ulaşmasının hızı, insanların bu alanda eriştikleri içeriklerin nesnel ya da sembolik gerçeklik algısı gitgide azalmasıyla insanların medyanın etkilerine açıklığı giderek artmıştır.

Medya araçlarına yüklenen her bilginin doğruluğunun sorgulanması gerekmektedir. Gerçek olamayan birçok safsata sırf erişim alması sebebiyle insanlar tarafından doğru olarak kabul edilmektedir. Örneğin; bir medya üzerinden bir kişiye ya da kuruma atılan bir iftiranın halk tarafından kabul görmesi, yanlışlandığı hâlde doğruymuş gibi kabul etmesidir. Bu durumu Henry Kissinger’ın “Bir şeyin gerçek olması pek o kadar önemli değildir; ancak gerçek olarak algılanması çok önemlidir” sözü algı yönetiminin günümüzde ne kadar önemli olduğuna işaret etmektedir (Payam, 2018).


Algı yöneticilerin hedef kitleleri tanıyarak, insanlarda istenen algının yerleşebilmesi için medya ve sosyal medya kanalları aracılığıyla çeşitli yöntemler kullanmaktadır. Bu yöntemler ‘’gerçek olmayan bir olayı gerçekmiş gibi gösterme, değersizleştirme, gerçekleşen olayları manipüle etme, olaylar hakkında çeşitli uzmanlar kullanma, sunulan aynı haberleri farklı mecralarda gösterme ve sürekli gündeme getirme, gerçekleşen olayları gündeme getirmeme, kişileri hedef almak, kişileri toplum içinde kahramanlaştırmak, sunulan fikirlerin çoğunluğun fikriymiş gibi göstermek, muhalif hareketleri abartarak olumsuz göstermek, gerçekleşen olaylara farklı açılardan bakabilen kişileri toplumdan dışlamak’’ (Pamukçuoğlu, 2017). Bu yöntemlerle insanları algılara maruz bırakarak etkilenmekte ve yönlendirilmektedir. İnsanların medyada gördüklerinin gerçekliğini her an sorgulamamasıyla da algılarla tutum ve davranış değişikliği meydana gelmektedir. Bu noktada The Great Hack belgeselini izlenmesi gerekmektedir. Facebook üzerinden bir seçime nasıl etki edilebildiğine ve insanlara hangi yollarla ulaşıldıklarına kısacası algı yönetiminin boyutlarına güzel bir örnek teşkil etmektedir.


Sonuç olarak, algı yönetimi davranış ve tutum değiştirmek için kullanılır. Algı yöneticileri yönlendirme yapabilecek unsurları barındıran; büyük kitlelere anında ulaşma, uzamsal olma, multimedya, katılımın ve etkileşimin olması gibi özellikleri içinde barındıran medya ve sosyal medyayı sıkça kullanırlar. İnsanların medya ve sosyal medyanın sembolik dünyasına olan ilgileri de dikkate alındığında, algılarını etkileyen birçok unsurun varlığıyla fikir ve tutumlarını değişmesi yani algıların yönetilmesi kaçınılmaz olmaktadır.

 

Kaynakça:

·       Cohen, B.C. (1963). The Press and Foreign Policy, Princeton, NJ: Princeton University Pres.

·       Pamukçuoğlu, M. (2017). Medyanın toplumsal algı yönetimindeki rolü (Master's thesis, Sosyal Bilimler Enstitüsü).

·       Payam, M. M. (2018). GÜVENLİK BAĞLAMINDA GÜÇ KULLANIMI VE ALGI(LAMA) YÖNETİMİ . Mecmua , (5) , 15-25 . DOI: 10.32579/mecmua.420610

·       TÜRK, M.S., 2017. Algı Yönetimi ve İletişim: Algının Ötesinde Bir Gerçeklik Var mı?, Bilal Karabulut (Ed.). Algı Yönetimi, Alfa Yayınları, İstanbul, ss. 13-38