Amasya
Karadeniz'de otantik bir köşe
Oldukça otantik yapısı ve tarihi dokusuyla Şehzadeler şehri olarak da bilinen ve Orta Karadeniz'de yer alan şehrimizdir. Strabon'a göre Amasya ismi, burada yaşamış olan bir Amazon kraliçesi olan Amasis'den gelmektedir. Anadolu'nun eski yerleşim alanlarından biridir. I. Mehmet, II. Murat, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim gibi padişahlar Amasya'da şehzadelik yapmışlardır. Her dönemin kültür ve medeni özelliklerini yansıtmasından dolayı hanedana mensup şehzadelerin idari tecrübe kazanmaları amacıyla gönderildikleri sancakların başında yer alır. Bu sebeple Osmanlı İmparatorluğu için büyük öneme sahipti. 15. yüzyılda bir süre Rum Eyaleti merkez şehri konumunda bulundu. 22 Haziran 1919 tarihinde yayınlanan "Amasya Genelgesi" ile "Milletin İstiklâlini Yine Milletin Azim ve Kararı Kurtaracaktır" denilerek Millî Mücadele burada fiiliyata geçirilmiştir. Bu itibarla, Amasya, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda da ilk önemli adımın atıldığı yer olmuştur.
Amasya'da görülmeye değer birkaç mekan:
1- Amasya Kalesi: Şehri yüksekten gören bu kale, Roma dönemine kadar uzanan bir tarihe sahip. Kalenin içinden geçerken şehrin panoramik manzarasını da görebilirsiniz.
2- Kral Kaya Mezarları: Amasya'nın ünlü kaya mezarları, Pontus Krallığı dönemine tarihlenir. Kral Kaya Mezarları, Helenistik dönem'nde, Amasya'daki Harşena Dağı'nın güney eteklerindeki kalker kayalara oyulmuş olan anıt mezarlardır. Kaya mezarlarının arkalarına oyulmuş geçitler bulunur. Mezarlar kente hakim konumdadırlar.
3- Yalıboyu Evleri: Amasya'nın geleneksel Osmanlı dönemi mimarisine sahip bu evler, şehir merkezinde sıralanmış olarak bulunur. Ahşap detayları ve renkli cepheleriyle dikkat çeker. İnsanlar günlük yaşamlarını, sofa denilen odalarda geçirmektedirler. Bu odalarda genellikle ocak, şerbetlik, gömme dolaplar, raf ve sedir gibi birbirinden farklı işleve sahip olan eşyalar bulunmaktadır.
4- Amasya Arkeoloji ve Mumya Müzesi: Bu müze, Amasya ve çevresine ait arkeolojik buluntuları, tarihi eserleri ve etnografik objeleri sergiler. Müzede, 11 farklı uygarlığa ait arkeolojik ve etnografik objeler, sikkeler, mühürler el yazmaları ve mumyalar olmak üzere yaklaşık 24.000 eser vardır. Hitit Çağı'na ait iki adet vitrin ve Hitit Tanrı Heykeliciği de burada teşhir edilmektedir.
5- Gök Medrese: Selçuklu dönemine ait bir medrese olan bu yapı, taş işçiliği ve mimarisiyle dikkat çeker. Çevresi geometrik motiflerle süslü ana kapının iki yanındaki pencereler Selçuklu taş işçiliğinin en güzel örneklerindendir.
6- Amasya İskelesi ve Yeşilırmak Nehri: Şehir merkezinden geçen Yeşilırmak Nehri kıyısında yürüyüş yapabilir, nehir boyunca kafelerde vakit geçirebilirsiniz. Gondol seyahati yapabilirsiniz.
7- Hazeranlar Konağı: Amasya'nın en güzel tarihi konaklarından biri olan Hazeranlar Konağı, Osmanlı dönemi yaşam tarzını yansıtır ve müze olarak ziyaret edilebilir.
8- Amasya Saat Kulesi: Şehir merkezinde yer alan bu saat kulesi, Amasya'nın sembollerinden biridir ve Osmanlı dönemine tarihlenir.
9-Boraboy Gölü: Şehir merkezine biraz uzak olsa da, doğa severler için ideal bir yerdir. Doğal güzellikleri ve göl çevresindeki yürüyüş yolları ile bilinir. Aynı zamanda kamp alanıdır.
10- Amasya Sultan II. Bayezid Külliyesi: Sağlık kompleksi olarak yapılan bu külliye, cami, medrese, imaret ve darüşşifa gibi yapıları içerir. II. Bayezid, Osmanlı saltanatının kendisine nasip olmasının bir şükranı olmak üzere bu külliyeyi inşa ettirmiştir. Çeşitli tarihlerde Amasya'da meydana gelen depremlerde ve Yeşilırmak'ın taşkınlarında zarar gören cami, her zarar görüşünden sonra tamir edilmiştir.
11- Sabuncuoğlu Tıp Müzesi: Amasya’da İlhanlı Dönemi’nden günümüze ulaşan tek eserdir. Özellikle yapının ön cephesi sanat bakımından çok değerlidir. Sadece Amasya Bimarhanesi’ne mahsus bir özellik olarak kapı kilit taşında diz çökmüş vaziyette insan kabartması mevcuttur. Anadolu'da müzikle tedavi yapılan ilk hastane olarak bilinmektedir. Müzede, Fatih Sultan Mehmet döneminin önemli hekimlerinden ve 14 yıl boyunca başhekimlik yapmış Sabuncuoğlu Şerefeddin'in kendi yazmış olduğu ve ilk Türkçe cerrahi eser olan Cerrahiyyetü-l Haniye kitabındaki çizimlerde yaptırılan 10 ayrı branştaki tıp ve cerrahi aletlerinin sergilendiği ve tedavi yöntemlerinin gösterildiği Sabuncuoğlu Salonu, cerrahi operasyon ve tedavilerin yapıldığı Sabuncuoğlu Kliniği ve o dönemki hastalara uygulanan müzikoterapide kullanılan musikinin temel aletlerini ve tedavide uygulanan Türk Musikisi makamları hakkında detaylı bilgi edinebileceğiniz Müzik Tedavi Salonu bulunmaktadır.
12- Yıldız Hamamı: 510 yılında yapımı tamamlanan Hatuniye Külliyesi'nin bir parçasıdır. Çukur Hamam ya da Hatuniye Hamamı olarak da bilinen kare planlı hamam fenerli bir kubbe ile örtülüdür. Kubbeli bir soyunmalık, soyunmalığın güneyinde soğukluk, bunun doğusunda yer alan tuvaletler ile batısında yer alan sıcaklık ve külhan (hamamın suyunun ısıtıldığı ocaklık) bölümlerinden oluşur.
Amasya'ya uğramayı unutmayın!
https://youtube.com/shorts/lHlrsG1D02Y?si=v_zsPR4vnDWmJixD