Amer

Yönetmenliğini ve senaristliğini Hélène Cattet ve Bruno Forzani'nin üstlendiği "Amer", Belçika-Fransız-İtalyan ortak yapımı gerilim filmi.

Yönetmenliğini ve senaristliğini Hélène Cattet ve Bruno Forzani'nin üstlendiği "Amer", Belçika-Fransız-İtalyan ortak yapımı bir gerilim filmidir. 2009 yılında çekilen film, üç farklı dönemdeki bir kadının (çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik) cinsellikle, ölümle ve kimlik arayışıyla dolu içsel yolculuğunu anlatır. Film; deneysel kurgusu, görsel estetiği ve sembolik anlatımıyla dikkat çeker.

Çocukluk döneminden başlayacak olursak film protagonistin çocukluk dönemine odaklanarak başlar. Bu dönemde, karakterin cinsellikle ilk kez tanışması ve bu deneyimlerin onun üzerindeki etkileri incelenir. Psikanalitik açıdan, çocukluk dönemi genellikle kişilik gelişiminin temellerinin atıldığı bir zaman olarak görülür. Bu dönemde yaşanan deneyimler, ilerleyen yaşamda kişilik ve davranışları şekillendirir. Filmde sürekli geriye dönüşlerle çocukluk dönemi anıları gösterilir ve böyle başlar. Bu anılar, karakterin zihninde derin bir etki bırakan belirli olaylar ve deneyimlerden oluşur. Özellikle, çocukluk döneminde yaşanan travmatik olaylar veya belirli ilişkiler, karakterin ilerleyen yaşamındaki davranışlarını ve ilişkilerini şekillendirir.

Ergenlik dönemine geçişle birlikte karakterin cinsellikle olan ilişkisini derinlemesine inceler. Ergenlik, cinsel kimliğin ve arzuların keşfedildiği bir dönemdir ve bu süreçte yaşananlar, kişinin yetişkinlikteki ilişkilerini etkileyebilir. Bu dönemdeki sahnelerde, Lacan'ın "aynı ve öteki" kavramlarıyla ilgili fikirlerine göndermeler yapılabilir. Protagonistin kendini ve cinselliği keşfetme süreci, toplumsal normlarla çatıştığı ve içsel çatışmalarla yüzleşmesi gösterilebilir.

Olgunluk dönemine geçişini ve yaşamın sonuyla yüzleşmesini ele alır. Bu dönemde, cinsellikle olan ilişkisi ve ölümle ilgili korkularıyla yüzleşmesi sembolik olarak anlatılır. Filmdeki görsel imgeler ve semboller, karakterin içsel dünyasını ve filmin temasını yansıtabilir. Örneğin, film boyunca tekrar eden çocukluğun korkutucu anıları, zihinsel ve duygusal dünyasını etkileyen sembolik bir motiftir. Renkler, filmin sembolik anlamını güçlendirebilir. Örneğin, kırmızı sıklıkla tutku, tehlike veya arzu ile ilişkilendirilirken, mavi sıklıkla dinginlik, huzur veya gerçeklikle ilişkilendirilir. filminde kullanılan renk paleti ve renklerin filmin farklı bölümlerindeki kullanımı, karakterin içsel durumunu ve filmin temasını yansıtır. Filmdeki mekânlar ve çevreler, karakterlerin içsel durumunu ve filmin temasını sembolize edebilir. Örneğin, klostrofobik bir ortam karakterin içsel sıkıntılarını yansıtabilirken geniş açık alanlar özgürlük veya kaçış arayışını temsil eder.


İyi seyirler, bir sonraki film incelemesi Netflix de de bulunan bir film olan Cam filmi olacaktır. :)