ANLAMAK VE ANLAŞILMAK SANDIĞIMIZDAN DAHA MI ZOR?
Size bir sır vereyim. Çıkıyorsunuz fakat geçmişte sizin hayatınıza müdahale etmiş insanların davranışlarını örnek alarak sürdürmeden.
İletişim kurabilmek bence çağımızın en büyük sorunu. Çünkü birbirimizi anlamaya aşırı kapalıyız. Birbirimizi dinlemek bile bazen zor geliyor. Sabırsız, çabasız, uğraşsız tavırlar. Neden mi? Bana kalırsa tüketmeye alıştık. Hayal edelim sevdiğin bir yiyecek ya da içecek onu tüketirken hızlı mı tüketirsin yoksa bitmesin mi istersin? Genellikle bitmesin isteriz değil mi? Peki insan ilişkileri; ebeveyn, arkadaşlık, romantik ilişkilere geldiğimizde neden bu kadar sabırsız davranıyoruz? Bu konuda zihnimde bir sürü senaryo var. Ama ben bir tanesinden kendi gözlemlediğim ve hayatımdaki var olandan bahsetmek istiyorum. Biz doğmadan önce her adımımız planlanmıştı. Biz küçükken bize sorulmadan bir start verildi. Aniden anaokuluna sırasıyla ilkokul, ortaokul, lise ve oradan üniversite. Bir yarış startıyla hayatta birçok şeyi yaşadık. Güzellikler görmezden gelindi, akran baskıları ise psikolojinin bozulmasına zemin hazırlarken, anlayışsız ve zor insanlara kendimizi anlatmaya çalıştık. Bir baktık ki kaybolmuşuz. Hayatımız bir yarış alanına dönmüş benim bu durumda rolüm ise hala o yarışı bitirememiş bir kız çocuğu. Evet 22 yaşında bir kız çocuğu. Açıkçası çevremdeki yakınlarımın hayatına dair gözlemlerim ve kendi yaşamımın deneyimine bakarsam hayata gelirken nasıl bize sorulmadıysa çocukluktan yetişkinlik dönemine gelirken de geleceğimizde ne istediğimiz, ebeveynlerimizden beklentilerimiz sorulmadı. Ebeveynlerimizin, akrabalarımızın belirlediği belli kalıplara göre büyüdük. Mutsuz yetişkinlere dönüştük. Sabırsız, gelecekten beklentisi kalmamış. Dahası geçmişte bunu yaşarken herkesin hayatında hala atlatamadığı travmalarından bahsetmiyorum. Bunu da eklersek nasıl çıkalım ki bu durumun içinden değil mi? Size bir sır vereyim. Çıkıyorsunuz ama geçmişte sizin hayatınıza müdahale etmiş insanların davranışlarını örnek alarak sürdürmeden, kendinizi, benliğinizi onlardan bağımsız inşa ederek, geçmişte size ne istediğiniz sorulmadı. Ama şuan siz kendinize ne istediğinizi sorarak yeni bir hayat inşa edebilirsiniz. Bunu başardığınızda ise tabii ki hayattaki mücadeleleriniz bitmeyecek. Ama kendinizi bulmak istediğiniz bu arayışa girerek en büyük adımı atacaksınız. Karşınıza yeni kişiler çıkacak, tanışacaksınız. Buradaki en güzel duyguyu ise tanışma aşamasında karşınızdaki kişiye ön yargısız, iyimser yaklaşırken tadacaksınız. Yılları devirdiğiniz ama bir o kadar samimiyetsiz dostluklarınız, yakın akrabalarınız bazen ebeveynlerinizle olan ilişkileriniz bile size bu kadar güzel gelmeyecek. Çünkü hayatınıza aldığınız insanların neredeyse sizinle aynı dertlerden yakındığının farkına varacaksınız. Neredeyse aynı hikayelere sahip bireyler olarak bir araya gelmenin tadı ise size yeni, samimi ilişkilerle sorunlarınıza çözümler getirmiş olacak. İşte bu noktada anlaşılmak, anlamaya çalışmak bu kadar zor olmayacak. Çünkü karşınızdaki kişileri tanımaya fırsat verdiğinizde, sohbet ettiğinizde karşınızdaki kişi bu yüzden hayatınıza girmiş. Bir bakmışsınız ki anlayabildiğiniz, anlaşılabildiğiniz aniden konfor alanınızı oluşturmuşsunuz. Sonunda ise fark edeceksiniz anlamaya çalışmak ve anlaşılmak bu kadar zor değil.