Büyük Sır
“Sır; olmuş, olan ve olacak olan her şeyin cevabıdır.” -Ralph Waldo Emerson.
Dünyadaki canlı cansız her şey birbiriyle titreşimler aracılıyla bağlantı halindedir. Bu bağlantı aslında iki kişi arasındaki iletişim gibidir. İnsanlar sözcüklerle iletişim kurarlar. Ancak evrenle aramızdaki bağlantı biraz farklı işler. Herkesin kendisine has bir titreşimi vardır. Bu titreşimler, dalgaları oluşturur ve bu dalgalar da iletişim aracımız olur. İşte bu iletişim, düşünceler ve duygular ile sağlanır ve buna çekim yasası denir. Mesela sabah uyandınız, çok yorgun hissediyorsunuz ve bu his size günün ileriki zamanlarını verimli geçiremeyeceğinizi düşündürttü. Daha sonra yüzünüzü yıkamak için banyoya gittiniz ve bir de baktınız ki sular kesilmiş. Bu, gününüzün daha da kötü geçeceğine dair olan hissi kuvvetlendirdi. Öyle de oldu, o gün aksiliklerin ardı kesilmedi. Burada birbirini takip eden olaylar, düşünceleriniz ve duygularınız ile şekil almaktadır. Kötü bir düşünce, olumsuz bir duygu, aslında evrenle anlaşma noktamızdır. Evren karmaşık değildir ve bizlere yerine getirmek üzere sadece tek bir şey söyler, “Dile benden ne dilersen”. Bu olayı lambadan çıkan cine benzetebiliriz. Lambayı ovalarız, içinden cin çıkar ve bize 3 dilek hakkımızın olduğunu söyleyip “Dile benden ne dilersen,” der. Evren ile cinin arasındaki tek fark evrenin bizi 3 dilek ile kısıtlamaması ve isteklerimizi o anki düşünce ve duygularımız doğrultusunda gerçekleştirmesidir. O günün kötü geçeceğini düşündüğümüz an evren bunu anında gerçekleştirir. Düşüncelerimiz ve duygularımız bir dalga oluşturur ve o dalga o an bulunduğumuz ortamı, çevremizdeki insanları, tüm düşüncelerimizi etkiler. Neyi hissedersen onu çekersin. İnsanların “Her zaman pozitif ol. Pozitif düşün. Negatif olma.” demelerinin sebebi budur. Bir şeyi gerçekleştirmek istiyorsanız, takip etmeniz gereken birkaç ana adım vardır.
İlk adım: İnanmak ve hayal etmektir. Ev almak mı istiyorsunuz? O evi aldığınızı, içine taşındığınızı, kaç odası olduğunu, renginin ve dizaynının nasıl olduğunu, hatta o evde yaşadığınızı hayal edin. O evde yaşıyormuşsunuz gibi davranın. Hayaliniz gerçekleşmiş gibi davranın. O evi alacağınıza dair inancınız asla yok olmasın. Hiçbir olumsuz düşünceye kafanızda yer vermeyin.
“İlk adımı inançla atın. Merdivenin sonunu görmeniz gerekmez. İlk adımı atın yeter.”
İkinci adım: Yarattığınız enerji alanını çok daha fazla yükseltin. Etrafınızdaki insanların bile hissedeceği kadar güçlü olsun. Burada çalışma ve teksir yasasından yararlanırız. Bu yasa, isteklerimizin olması için enerjinin belli bir eşik değerine ulaşması ve onu geçmesi demektir. Bu nedenle isteklerimizi oluştururken ısrarcı olmalı ve enerjiyi yoğunlaşmalıyız.
Üçüncü adım: Yarattığınız o enerjiyi serbest bırakın. Bırakın gitsin. Burada devreye külli çekim yasası girer. Bu yasa iki şeyin birbirini çekmesi veya itmesi olayıdır. Yani serbest bıraktığınız bu enerji benzer enerjileri size çeker. Hayatınıza giren inşalar buna çok güzel bir örnek olarak verilebilir. Daha sonra ise tüme-varım (bumerang) yasası denilen yasa ile sizden çıkan enerji kaynağa yani size geri döner. Böylece isteklerinizi kendinize bu şekilde çeker ve onlara ulaşırsınız.
Yaşamış bilim insanlarının ve önemli devletlerin büyük sır olarak adlandırdığı şey işte tam olarak budur.