İngilizce Öğrenme

Bilindiği üzere yıllardır okullarda İngilizce eğitimi aldık fakat çoğu insan dili anladığını ama konuşamadığını söylüyor. Bunu sebebi elbette ki gramer odaklı eğitim almamızdır ve pratik yapmamamızdır.

Bir dili öğreneceğimizde o dile maruz kalmak dili kolayca edinmemizi sağlar. Ancak okullarda aldığımız eğitimler gramer, konu ve sınav odaklı olduğu için İngilizceyi konuşacak seviyede öğrenemedik. Buna sebep olan şeylerden birisi müfredattır, diğeri ise uygulanan dil öğretme metotları ve teknikleridir. Öğretmen müfredatta yazan konuları ve planları uygulamak için derste kullandığı teknikleri müfredata göre tasarlar. Bu tasarı gramer ve konu odaklıysa öğrenci sadece dilin kurallarını öğrenir. Fakat dil öğrenmedeki önemli kurallardan birisi dilin gündelik hayatta da kullanılmasıdır. Öğrenciden sadece kitaptan dilin kurallarını öğrenerek okul dışında da günlük hayatta dili etkinleştirmesi beklenemez. Bunun için dil öğretiminde kullanılan teknik ve metotlar önemlidir ve öğrencilerin performansına, yaşına, genel kişilik özelliklerine, sınıfın yapısına ve konuya göre şekillendirilmelidir. Derste sadece tek bir tekniğin kullanılması veya yanlış metotların uygulanması hem öğrencinin dili etkili bir şekilde öğrenememesine hem de öğrencinin dil öğrenme motivasyonunu kırar. Bundan dolayı öğrenciler İngilizceyi sevmemeye ve önemsememeye başlar. 

Bunlara istinaden dil öğretiminde kullanılan tekniklerin öğrencilerin yaşlarına, bilişsel düzeylerine ve kişilik özelliklerine göre uygulamaya koyulması öğrencilerin İngilizceyi daha etkili bir şekilde edinmesine ve dili okul dışında da kullanmasına yardımcı olmaktadır. Sınıf içi etkinlikler, grup çalışmaları, 5 dil becerisini (dinleme, konuşma, yazma, okuma ve gramer) destekleyen aktiviteler, gerçek yaşam odaklı etkinlikler ve güncel materyaller dil öğreniminde önemli rol oynayan araçlardır. Okullarda bunlar uygulamaya konulursa İngilizceyi sadece anlama değil, konuşma, okuma ve yazma düzeylerinde de öğrenebiliriz.