Anne Boleyn

Anne Boleyn'in aşk, ihanet, hırs ve trajediyle iç içe geçmiş karmaşık hayatı...

Anne Boleyn, tarih sahnesinde önemli rol oynayan kadınlardan biridir. İngiltere'nin siyasi ve dini yapısında köklü değişiklikler yapmıştır. Bu zamana kadar hakkında birçok kitap yazılmış ve filmler çekilmiştir. Anne Boleyn'i bu kadar önemli yapan hırs, ihanet, aşk ve trajedi dolu hayatına göz atalım.

Anne Boleyn 1501 yılında, İngiltere'nin Norfolk bölgesinde doğmuştur. Doğum tarihi hakkında elimizde kesin bir bilgi yoktur. Kardeşi Mary Boleyn'den küçük olduğu tahmin ediliyor. Babası birçok dil bilen bir diplomat Sir Thomas Boleyn ve annesi Elizabeth Howard ise soylu bir ailenin kızıdır.

Bu denli güçlü bir aileden gelen Anne, çocukluğunu Fransa'da geçirmiş ve burada eğitim almıştı. Burada zarif ve akıllı biri olarak tanınmış. Fransız kültürü ve adabı hakkında bilgi edinmiş.

Anne Boleyn, 1520'lerin ortasında İngiltere kralı VIII. Henry ile tanıştı. Ancak bu süreçte Kral, Aragonlu Catherine ile evliydi ve kralın bir metresi vardı bu kişi de Anne'nin kardeşi Mary'di.

Kral ve Catherine'in başlarda mutlu bir evliliği olsa da bir erkek bebeklerinin olmaması evliliklerini tehlikeye atmıştı çünkü kralın bir varise ihtiyacı vardı.

Mary, kralın metresiydi ve o dönemde kralın bir metresi olması şaşırılmayacak bir durumdu. Ancak kral, Anne'den çok etkilenmişti. Anne, dönemin güzellik anlayışından farklı olarak ortalama bir boyu olan, bembeyaz tenli, simsiyah saçlı zarif bir genç kızdı. Kral VIII. Henry dahil olmak üzere birçok erkeği etkilemişti.

Dönemin kadınlarının aksine kendine güvenen ve kararlı tavırlarıyla kralı etkilemeyi başarmıştı.

Anne, kralın aşkına karşılık vermiyordu, anlaşılan kaçan kovalanır taktiği 16. yüzyılda da işe yarıyormuş. Anne'e kraldan her gün hediyeler ve mektuplar geliyordu ancak Anne bir metres olarak anılmak istemiyordu. Bu durum VIII. Henry ve Catherine'in boşanma sürecini hızlandırmıştı.

Katolik inancına göre boşanma diye bir durum söz konusu değildir. Ancak VIII. Henry, Anne ile evlenmek için her şeyi göze almıştı ve ülkesini Katolik Kilisesi'nden ayırdı ve İngiliz Reformunu başlatan o adımı attı. VIII. Henry, 1533 yılında Anglikan Kilisesi'ni kurdu. Böylece Anne Boleyn ile evlenmenin yolunu açmış oldu.

VIII. Henry, 1533 yılında Anne Boleyn'le gizlice evlendi ve aynı yıl I. Elizabeth isminde bir kızları oldu.

İlk başta Anne Boleyn'i onaylamayan parlemento görüşünü değiştirdi ve başpiskopos da bu evliliği onayladıktan sonra karar verildi ve Anne kraliçe olarak anılmaya başladı. Kral aşkı için her şeyi göze alıp papaya bile karşı çıkarak tarihte unutulmaz bir iz bıraktı. Anne, 1 Haziran'da resmi olarak taç giydi.

Henry, Anne'e büyük bir sevgi beslese bile halk bunu kabullenmedi. Meselenin dini boyutunu bir kenara bırakalım, halk Catherine'i gerçekten çok seviyordu.

I. Elizabeth'in doğumundan sonra kral yıkıldı çünkü hala bir varisi yoktu. Ancak umutsuzluğa kapılmadılar çünkü sağlıklı ve genç bir çift olarak bir oğulları olacağına inanıyorlardı.

Anne'in başka hamilelikleri de oldu ancak bebeklerin ikisi düştü ve son olarak 1536 yılında ölü doğan bir erkek bebekleri oldu. Kral VIII. Henry, erkek varisi olmaması sebebiyle yine eşini suçlamaya başladı. Aynı dönemde Henry, Anne'in nedimelerinden biri olan Jane Seymour'dan etkilenmeye başlamıştı. Bu olaylardan sonra araları hiç düzelmedi ve büyük aşkları bitmişti.

Anne, birçok suçlama ile karşı karşıya kaldı: ihanet, zihinsel dengesizlik ve seksüel suçlar. Çoğu tarihçi, Anne Boleyn’e yöneltilen suçlamaların uydurulmuş ve siyasî bir operasyon olduğunu öne sürmektedir. Thomas Cromwell, Anne’i yıkmak için bu suçlamaları yöneltti. Anne’in kardeşi George Boleyn ile birlikte zina yapması, krala ihanet etmesi ve hatta büyücülük yapması gibi suçlamalarla, 1536’da yargılandı. Çoğu suçlama gerçek dışıydı, ancak Anne, mahkemede kendini savunmaya çalıştı.

Kraliçe Anne, 2 Mayıs 1536'da Londra Kulesi'ne hapsedildi. Hem de taç giyme töreninden önce kaldığı odada...

19 Mayıs 1536 yılında kafası kesilerek idama mahkum edildi.

Anne'in idamından 7 yıl sonra suçlamaları yapanlardan biri olan Lady Rochford, suçlamaların yalan olduğunu itiraf etti.

Anne Boleyn’in hayatı, aşkın, hırsın, gücün ve trajedinin bir birleşimidir. O, İngiltere'deki dini ve siyasi yapıyı değiştiren, monarşi tarihinde silinmez bir iz bırakan bir figürdür. Kraliçe olarak kısa bir süre hüküm süren Anne Boleyn, bugün hala hem trajik bir figür hem de Elizabeth dönemi için bir dönüm noktası olarak hatırlanıyor.

Kaynak: https://tarihakli.com.tr/tr/16-yuzyila-damgasini-vuran-2-ask-hikayesi