Elveda Rumeli -İzlemeli miyim? #28

Türk tarihindeki en başarılı yapıtlardan bir tanesi olan Elveda Rumeli'ye bir de beraber göz atalım!


Dizinin başlığını dahi atarken içimden ''Gözün kör olmasın Ramiz!'' repliğini geçirmeden edemedim. Ah ne de güzel bir an kahkahalara boğarken bir anda gözyaşlarını sel ederdi bu dizi! Eminim ki pek çoğunuz bu diziyle yıllar önce tanışmış hatta belki de tekrar tekrar izlemişsinizdir. Ancak henüz diziyi izleme fırsatı bulamayanlarla yahut izleyip de maziye şöyle bir dalmak isteyenlerle yolculuğumuza başlayalım.

Dizimiz 1800'lerin sonunda, Balkanlarda hain saldırıların yaşandığı, Osmanlı topraklarında geçmektedir. Bir yandan saraydaki umutsuzluk ve çaresizlik ele alınırken, diğer yandan halkın bu durum karşısında yaşadıkları tüm içtenliğiyle işlenmiştir. Başrolde Sütçü Ramiz ve ailesi varken öte yandan tüm iyi niyetiyle Terzi Hasan, Pehlivan Namık, gözüpek Karakalpaklı, Kaymakam Dilaver, Muallim Alex...

Tüm karakterler halktan, bizden biri. Usta oyunculukları sayesinde yaşadıkları acılar içinizi acıtırken sevinçleri yüzünüzde koca bir tebessüme neden oluyor. Dönemin şartlarından ve diziye ayrılan kısıtlı bütçeden dolayı çekim kalitesi çok başarılı olmasa da diziyi izlerken olaylara ve oyunculukların başarısına (çocuk oyuncular da dahil olmak üzere), kullandıkları dönem ve yöre diline, dizide kullanılan şarkılara öylesine kaptırıyorsunuz ki kendinizi bu durum çok büyük bir sorun teşkil etmiyor.

Aşk, dostluk, kardeşlik, aile sevgisi, hasret, çaresizlik, minnet, acı, vatan aşkı, cesaret, korku... Dizide neredeyse her bölümde birçok duygu ustalıkla ve sadelikle işlenmiş. Bana kalırsa dizinin en güzel kısmı ise bir zamanlar gerçekten bu ve benzeri olayların yaşandığını bilmeniz. Gerçekten bir yerlerde o sıradan, küçük şeylerden mutlu olan, iyi niyetli, kimileri için cahil ancak bir o kadar da vatanını seven Ramiz ve ailesi vardı. Bir yerlerde yurt düşman işgalindeyken ve aç gözlü devletler hasta adamdan bir parça fazla koparma derdindeyken canını hiçe sayan Mustafa ve Dilaver vardı. Sırf Hristiyan olduğu için aşık olduğu Müslüman kızına kavuşamayan ve sonrasında da halk tarafından linç edilen Alex vardı. Çetelerin talan ettiği köylerde yetim kalan çocuklar, evlatsız kalan analar, yüz yıllarca kardeş gibi yaşayıp sonrasında düşman kesilen köylüler vardı. Hatta bu durum öylesine iyi işlenmişti ki dizide... Ortada bir yanlış vardı, üstelik herkes bunun farkındaydı ancak kimse bu duruma müdahale edemiyordu. ''Tek bir Tanrı var, onu herkes kendine istiyor,'' diyor Alex aşık olduğu kızla evlenilmesine karşı çıkılınca.

Öte yandan dizide seyirciye pek çok mesaj veriliyor. Okuma-yazması olmayan halk, her şeyden bir haber, Osmanlı'yı koca bir dev gibi görmeye devam ediyor. Çatışmalara rağmen uzun bir süre kimse yüz yıllarca beraber yaşadıkları, aynı tastan su içtikleri, gülüp eğlendikleri insanlarla düşman olacaklarına ihtimal vermiyor.

Dizinin kötü tarafı yok mu dediğinizi duyar gibiyim. Elbette var, öncelikle daha önce de söylediğim gibi şimdilerde izlediğimiz yabancı yapımlar gibi çok yüksek bir çekim kalitesi bekleyemeyiz diziden. Ayrıca ne yazık ki dizinin son sezonunda işler biraz değişiyor ve bu durumu çok sevdiğim de söylenemez. 10 yıl sonrası anlatılmaya başlanıyor ve pek çok yeni karakter diziye dahil oluyor. İşte bu noktada, ne yazık ki o överek bahsettiğimiz başarılı oyunculuk büyük ölçüde hüsrana uğratıyor.

Yine de, her şeye rağmen (en azından son sezona kadar) izlemenizi şiddetle tavsiye ettiğim bir dizi. Özellikle günümüzde reyting arayışı içinde çekilmiş olan kerhane izlenimi verilen saraylar, atalarımızın kahramanlıkları ya da yaşadıkları sıkıntıları göstermektense yabancı cariyeleri konu edinen veya kafa kesmeyi, cellatlığı Osmanlı geleneğiymiş gibi halka sunan dizilerle karşılaştırdığımızda Elveda Rumeli bence Türk tarihindeki en başarılı yapıtlardan bir tanesidir.

Dizi vasıtasıyla da o dönemlerin yükünü sırtlayan, vatanı için kan döken tüm şehit ve gazilerimize sevgi ve minnetle.

Eğer sizin de bu dizi hakkında görüşleriniz varsa yorumlarda buluşalım!


Alex: İstemiyler sana ben bakam.

Küçük Zarife: Niye?

Alex: Çünkü ben Hristiyanım, sen Müslüman.

Küçük Zarife: O ne demek?

Alex: Bilmiyorum.

Küçük Zarife: Muallim Efendi?

Alex: Efendim?

Küçük Zarife: Ben de senin gibi Hristiyan olsam, izin verirler mi?