Annelerimizin Bahçesinin Arayışında

Alice Walker ve Womanism Kavramına Bir Bakış

Alice Walker'ın ünlü eseri, ''In Search of Our Mothers Garden'' göz ardı edilen çok önemli bir konunun analizini yapar. Feminizmde siyahi kadınların yeri var mıdır? 18.yüzyılda ortaya çıkan ve ileriki yıllarda gittikçe güçlenen feminist hareketi, 20. yüzyılın önemli kadın yazarlarından olan Virginia Woolf ile önem kazanmıştır. Özellikle Woolf'un ''Kendine Ait bir Oda'' isimli eserinde kadınların toplumdan, özellikle edebiyattan nasıl dışlandıklarını yazmasıyla pek çok kişiye kadın olmanın gerçekliğini göstermiştir. Woolf'un bu kitabında, kadınlara yol gösterir nitelikte olan sözleri, “Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!” ise, pek çok kadın yazara ışık tutmuş ve edebiyat tarihine damga vurmuştur.

Peki ya kendine bile sahip olmayan bir köle ne yapacak? Alice Walker'ın Virginia Woolf'un bu ünlü cümlesine yönelik sorusu, aslında feminizmin en büyük sorunlarından birini ortaya koyuyor. Hayatını köle olarak yaşayan siyahi kadınlar, bırakın bir oda ve bir kalemi kendilerine bile sahip değillerdi.

''Bir köle olan, hatta kendine bile sahip olmayan Phillis Wheatley gibi biri olarak ne yapmalıyız? Bu hasta, narin siyah kız, bazen kendi hizmetçisine ihtiyaç duyan, sağlığı çok kırılgan olan bu kız, beyaz olsaydı, bulunduğu toplumun tüm kadınlarının ve çoğu erkeğinin entelektüel anlamda üstünde olacaktı.'' (Walker, 404)

Walker'ın hayatını ve çalışmalarını biraz araştırınca, yineleyen bir terim çıkıyor karşımıza: Womanism. Direkt çevrildiğinde kadıncılık anlamın gelen bu kelime, 70'lerde ortaya çıkan bir kadın hakları hareketinin adı aslında. Walker'ın kendisi tarafından yaratılan Womanism terimi, temelinde feminizm ile benzer hedeflere sahip gibi gözükse de, feminizmden çok farklı anlayışlara sahip aslında. Özellikle siyahi kadınların problemlerine odaklanan Womanism, feminizmden farklı olarak daha spritüal ve çevreci bir yaklaşıma da sahip olmasıyla biliniyor. Womanism ve feminizm arasındaki bu uçurumla ile ilgili olarak bir araştırmada şöyle bir cümle geçiyor:

"Feminizm teriminin tartışmalı olduğunu biliyordum ve konuşurken ağzımda verdiği hissin pek uygun olmadığını hissediyordum. Rahatsız edici gibiydi, neredeyse yabancı bir madde gibi, beyaz kadınlar tanıdıklık ve gurur dolu bakışlarla gülümsemeye devam ederken ben zorla tüketmeye zorlanıyordum." (Dimpal Jain ve Caroline Turner,  "Purple Is to Lavender: Womanism, Resistance, and the Politics of Naming.")

Günümüzde feminizm her ne kadar kapsayıcı ve çeşitlilik ile öne çıkmaya çalışan bir akım olsa da, batılı perspektiften pek uzaklaşamamış gibi duruyor. Farklı kültürlerde yaşayan kadınları batı perspektifinden değil de, kendi kültürleri çerçevesinde ele alarak daha gerçekçi ve samimi bir şekilde kadınları güçlendirmek mümkün.

Referanslar

Jain, Dimpal, and Caroline Turner. "Purple Is to Lavender: Womanism, Resistance, and the Politics of Naming." Negro Educational Review 6263.(2012)

Walker, Alice, 1944-. In Search of Our Mothers' Gardens: Womanist Prose. 1983.

Woolf, V. (2020). Kendine Ait Bir Oda (E.T. Özkülahçı, Çev.) İstanbul: İndigo Yayınları (Orijinal çalışma basım tarihi 1929)