Anthony Bourdain'in Sırları

Ünlü şeften hayata dair sözler.

Bir yazar, ünlü bir şef, bir seyyah… Bu üç tanımın tamamı ona ait: Anthony Bourdain’e.

Yemeğe, güzel tatlara, harika anlara düşkün olan Anthony Michael Bourdain, kendi elinden gelen ölümüne değin iyi veya kötü tatları bulmaya, bu amaç için dünyayı dolaşmaya ve deneyimlerini insanlara aktarmaya devam etti. İnişli çıkışlı halet-i ruhiyesinin tesellisi olarak geride sekiz kitap, birçok televizyon yapımı ve yaşama dair izlenimlerini bıraktı.

 

İşte ünlü şeften bazı alıntılar.

“Oraya çıkıp elinizden gelenin en iyisini ve size ilginç gelen şeyleri yaparsınız. Umarım diğer insanlara da ilginç gelir. Yeterli olmak istemiyorum. Tuhaf ve harika ama en nihayetinde hata olan şeyi yaparak, görkemli bir şekilde başarısız olmayı tercih ederim.”

 

“Gezgin olun, turist değil.”

 

“Yalnız başına ya da birkaç arkadaşla oturmak, tam ayın altında hafif sarhoş ve ne kadar şanslı olduğunu anlamak… Bu anlatamayacağın bir hikâyedir. Tanımı gereği paylaşamayacağınız bir hikâye… Gerçek zamanlı olarak bunlara bakmayı ve fark etmeyi öğrendim: Gerçekten harika vakit geçirdim.”

 

“Tokyo’da gece… Yaşadığım ve bunu gördüğüm için mutluyum.”

 

“Yerel bir restoranda ye bu akşam. Krema sosunu al. Hemen hemen boş bir barda, saat dörtte soğuk birandan bir yudum çek. Daha önce hiç gitmediğin bir yere git. Ortak bir noktan olmadığını düşündüğün birini dinle. Az pişmiş bir biftek söyle. Bir istiridye ye. Bir negroni iç. Hatta iki. Yanındaki kişiyi anlamayabileceğin veya onunla aynı fikirde olamayacağın bir dünyaya açık ol. Yavaş ye. Garsona bahşiş bırak. Arkadaşlarını kontrol et. Kendini kontrol et. Sürüşün keyfini çıkar.”

 

“Bir şeyin savunucusu olsam, o da hareket etmenin olurdu. Yapabildiğiniz kadar, elinizden geldiğince. Okyanusun ötesine ya da sadece nehrin ötesine… Kendini başkasının yerine koy veya en azından onun yemeğini ye.”

 

“Bir parça sos çok sayıda günahı örter.”

 

“En büyük günah vasatlıktır.”

 

“Sanırım benim kadar seyahat ettiğinizde, daha mütevazı olduğumu söylemek istemiyorum ama galiba diğer insanların nasıl yaşadığından, nasıl zor bir hayatları olduğundan ve dünyanın ne kadar büyük olduğundan haberdar oluyorsunuz.”

 

“Öğleden sonraları içmenin harika bir yanı var. Çok soğuk olmayan bir büyük bira ve barda tümüyle yalnız olmak…”

 

“Vücudunuz bir tapınak değil, bir eğlence parkı. Tadını çıkarın…”