Antik Mısır Uygarlığı

Antik Mısır'da yaşam, mimari, sanat ve giyim...

M.Ö. 3000 civarında, Ka (akrep kral) oğlu Narmer’in veliahtı Menes, Mısır'ı birleştirerek ilk Mısır sülalesini kurdu. Bu dönemde, merkezi yönetim ve atanmış valiler aracılığıyla yerel yönetim vardı. Nil Vadisi'nin sunduğu izole ortam, Mısır'ın benzersiz bir kültür geliştirmesine olanak sağladı.

Günümüzdeki en ünlü piramitler, 4. sülale döneminde yapılmıştır; bunlar arasında Giza'daki Keops Piramidi en bilinenidir. Ancak, valilerin güçlenmesiyle birlikte Mısır, sarsıntılı bir ara döneme girmiştir. Bu dönemden sonra, M.Ö. 2000 civarında Orta Krallık dönemi başlamıştır. Bu dönemde, Levanten kökenli Hiksoslar Mısır'a gelerek yönetime ortak oldular ve atçılık ile sağlam zırhları Mısır'a tanıttılar.

Hiksoslara karşı direnen yerli halk, M.Ö. 1500 civarında Yeni Krallık dönemini kurdu. Bu dönemde, firavunlar savaşçı bir karakter kazanmış ve tanrısallaştırılmaya başlanmıştır. Mısır'ın inanç sistemi temelde Amon Ra – Güneş dini üzerine kuruluydu. Firavunlar, tanrı Horus'un temsilcisi olarak görülüyordu. Animizmden türemiş birçok hayvan kafalı tanrı vardı. Ölümden sonra yaşam anlayışı, eşyalarla gömülmeyi içeriyordu. Örneğin, ölümden sonra kalbin teraziye konarak tüy ile ölçülmesi ve yeni hayata geçiş izni verilmesi inanışı vardı.

M.Ö. 1350 civarında 4. Amenofis, tek tanrılı Aton dinine geçti ve kendisine Akhenaton (Eknaton) adını verdi. Ancak bu din değişikliği direnişle karşılandı ve sonrasında Tutankamon ile çok tanrılı Amon dinine geri dönüldü. 19. sülale döneminde, Ramsesler Mısır'ı yönetti. M.Ö. 1285'te Hititler ile Kadeş Savaşı'nı yaparak tarihteki ilk barış anlaşmasını imzaladılar.

Bu dönemde Deniz Kavimleri'nin göçü Mısır'ın gücünü zayıflattı ve ekonomik sıkıntılara yol açtı. İşçilere ödeme zorluğu yaşandı ve tarihteki ilk bilinen grev gerçekleşti; ayrıca tahıl depoları yağmalandı. M.Ö. 700-300 yılları arasındaki geç dönemlerde, Güney'den Sudan kökenli Kuşi kültürü yönetime geldi. Ardından Asur, Pers ve son olarak Büyük İskender döneminde Mısır Yunan kontrolüne girdi.

Yönetim açısından, mülk ve toprak devletin yani firavunun malı olarak kabul ediliyordu ve firavunun kararları hukuki bir sistemin gelişimini kısıtlıyordu. Bununla birlikte, gelenekçilik ve muhafazakarlık Mısır'ın yaklaşık 3000 yıl boyunca ayakta kalmasına yardımcı oldu.

Antik Mısır'da giyim kuşam, toplumun sosyal statüsünü ve dini inançlarını yansıtan önemli bir unsurdu. Erkekler genellikle kilt olarak bilinen etek benzeri giysiler giyerlerdi. Bu kilitler genellikle keten kumaştan yapılırdı ve firavunlar ile üst düzey yetkililer daha lüks ve süslü versiyonlarını tercih ederdi. Kadınlar ise uzun, hafif elbiseler giyerlerdi; bu elbiseler, vücut hatlarını belli edecek şekilde tasarlanmıştı ve genellikle ince, hafif kumaşlardan yapılmıştı. Ayrıca, zengin Mısırlılar, mücevherlerle süslenir ve başlarına çeşitli başlıklar takarlardı.

Sanat ise Antik Mısır'da hem dini hem de günlük yaşamı yansıtacak şekilde gelişti. Hiyeroglif yazısı ve ardından Kopt yazısı kullanılmıştır. Kopt yazısı, Yunan alfabesine eklenen altı harfle geliştirilmiştir. Papirus üretimi Mısır'da oldukça yaygındı ve geometri, Nil’in gelgitlerinin hesaplanması gereği nedeniyle ilerlemişti. Mısır sanatı genellikle dini ve tören temalıydı, figürler sıkça tanrıların ve firavunların portreleriyle birlikte betimlenirdi ve bu portreler genellikle idealize edilmiş, statik ve sembolik bir biçimde sunulurdu.