Antik Roma’da Seri Katiller Var Mıydı?
Para ve güç tutkunu cani imparatorların ve acımasız seri katillerin farkları neydi? Hiç Roma'da seri katiller var mıydı diye düşündünüz mü?
Ölüm ya da öldürülmek Antik Roma'da olağan dışı değildi. Küçük bir kıvılcım çatıdan çatıya atlayıp büyük bir yangına dönüşebilirdi. Yazları camlardan gelen masum sinekler insanları sıtma hastalığına yakalatıp öldürebilirdi. Ayrıca ölüm, insanların insanlara karşı yırtıcılıklarından da gelirdi. Fakat Antik Roma’daki cinayet oranını tam olarak bilmiyoruz, çoğunlukla işlenen suçlar rapor edilmemiş. Edilenlerden de çok bir şey öğrenemiyoruz.
Daha çok çarpıcı olaylar tarihi kaynaklarda görülüyor. Mesela, kölesi tarafından öldürülen belediye başkanı veya bir senatörün saunada banyo görevlileri tarafından öldürülene kadar dövülmesi gibi. Cluentius Habitus, MÖ 74'te üvey babası olan Status Albius Oppianicus'u kendisini zehirlemeye çalışmakla suçladı. Cicero da Cluentius’u savunmak için Pro Cluentio isimli bir konuşma hazırladı. Eğer Cicero’ya inanırsak, Oppianicus ilk eşinin, kayınvalidesinin, kendi kardeşinin ve birçok kişinin paralarını almak amacıyla ölümlerini düzenlemiş. Cicero’nun dedikleri doğruysa, Oppianicus üretken bir katildi diyebiliriz. Fakat Oppianicus’un işlediği suçlar para ve güç tarafından motive edildiği için, o ne bizim ne de Romalıların tanımına uygun bir seri katildi. Antik Roma’da psikolojik nedenlerle defalarca öldüren bir kişi için herhangi bir kavram veya terim yoktu. Belki de bu yüzden tarihi kaynaklarda seri katillere rastlamak zor ama yok da değil.
Çoğu insanın aklına Romalı katiller deyince imparatorlar gelebilir. Biliyoruz ki çoğu Romalı imparator problematikti. Mesela Nero. Roma büyük bir yangında yanarken oynadığı uydurma hikâyeyle ünlü olan Nero, gelmiş geçmiş en kötü şöhretli imparatorlardan biridir. Nero kendi annesini, sıradan Roma vatandaşlarını ve birçok kişiyi farklı sebeplerle öldürttü. Ancak ona seri katil diyemeyiz. Kaynaklarımızda bahsedilen olayları ele alınca, Nero’nun yaptığı herhangi bir gaddarlığın arkasındaki motivasyonun kişisel zevk için mi yoksa siyasi çıkar için mi yapıldığını anlayamıyoruz çünkü elimizdeki kaynaklar bunları anlayabilmemiz için yeterli değil.
Pergamon'da -bugünki İzmir Bergama- doğduğu tahmin edilen Doktor Galen, anekdotlarında bir hancıdan bahsediyor. Hancı, Doktor Galen’in yazılarına göre, hanına gelenleri öldürmüş, sonrasında da doğrayıp yemek diye servis etmiş. Handa yemek yiyen bir müşteri yemeğinde insan parmağı bulana kadar onları domuz diye satmış. Bu hancının, eğer gerçekse, şimdiki seri katil tanımına uygun olduğunu söyleyebiliriz. Bir başka örnek ise Roma’daki silahlı soyguncular olabilir. Çoğunlukla bu soyguncular Roma dışında çalışırlarmış ve zulümleri herkes tarafından bilinirmiş. Ayrıca birkaç Romalı mezar taşının üzerinde, mezar sahiplerinin bu soyguncular tarafından katledildiği yazar. Genellikle bu soyguncular yerel makamlar tarafından tespit edilmekten kaçınmak için insanları katletmişler. Ancak bazılarının sırf zevk için bunu yaptıkları kesin. İsmini bilmiyoruz ama bir soyguncu zamanında kurbanlarının bacaklarını kesmesi ile ünlenmiş. Bu soyguncuyu seri katile örnek veriyoruz çünkü kendisi kurbanları kan kaybından ölene kadar onları oturup izlermiş. Elbette bu bahsettiğimiz insanlar gibi daha bilmediğimiz birçok kişi vardır, belki de o kişiler kendi zamanlarında çok canlar yakmış ama tarihin sessizliğine kurbanlarıyla birlikte gömülmüşlerdir.
Yukarı Moesia'nın (Güney Yugoslavya) Methojia bölgesindeki Prizren'den mezar taşı, Sita Dasipi ve karısı tarafından haydutlarca öldürülen (interfectus a latronibus) babası Scerviaedus Siates'i anmak için yapılmış.