Tarihe Gömülmeye Çalışılanlar

Damnatio memoriae adı verilen kasıtlı olarak tarihten silme olayına beraber bakalım.

Tarih boyunca bir sürü büyük lider yaşadı. Bu liderler sevildi, sayıldı hatta antik zamanlarda birçoğu tanrılaştırıldı da. Adlarına heykeller dikildi, tapınaklar inşa edildi, yazılar yazıldı, paralar basıldı. Fakat bazı liderler vardı ki onlar tarihe gömülmeye çalışıldı. Varlıkları resmi kayıtlardan silindi, onlar adına yapılan eserler yakıldı, yıkıldı. Taşlara çizilen yüzleri kazınarak silindi. Hiç var olmamış sayıldılar. Bu planlı tarihten silme işlemi günümüzde Damnatio Memoriae olarak adlandırılıyor. Damnatio Memoriae aslen Latince olup kelime anlamı “hatırayı lanetlemek” dir. Bu terim ilk olarak 1689 yılında Almanca bir doktora tezinde kullanılmıştır. En bilindik örnekleri Antik Roma ile Antik Mısır’da görülmüştür.

Antik Roma dönemindeki en ünlü iki örnek Caligula ve Geta’dır. Caligula olarak bilinen Gaius Caesar Augustus Germanicus, üçüncü Roma imparatorudur, 37-41 yılları arası hüküm sürmüştür. Yönetimi sırasında ülkede ekonomik sıkıntılar ve kıtlık baş göstermiştir.  Kendisi ile aynı dönemde yaşamış Romalı yazar Seneca, Caligula’ yı çılgın imparator olarak betimlemiştir. 41 yılında ise Caligula suikasta uğramıştır. Caligula öldükten sonra ise heykellerine zarar verilmiş, bazılarının başı vücudundan ayırılmıştır. Bazı paralarda Caligula’nın gözlerinin zarar gördüğü görülür. Caligula’nın bir heykelinde ise heykelin yüz kısmı kazınmış, yerine bir sonraki imparator Claudius’un yüzü yapılmıştır.

Başka bir damnatio memoriae örneği ise eş hükümdarlık yapmış olan Roma imparatorları Geta ile Caracalla’dır. Babaları öldükten sonra 211 yılının başında tahta eş hükümdar olarak geçen Geta ile Caracalla bir müddet annelerinin otoritesi altında hüküm sürmüşlerdir. Yılın sonunda ise Caracalla, Geta’yı öldürtmüş, peşinden damnatio memoriae emrini vermiştir. Geta resmi kayıtlardan silinmiştir. Stellerde yüzü, taş yazıtlarda ise adı geçen yerler kazınmıştır.

Antik Mısır’dan iki örnek ise Hatşepsut ve Akhenaten’dir. Hatşepsut Antik Mısır tarihindeki ikinci kadın firavundur. İlk kadın firavun Sobekneferu hakkında neredeyse hiçbir bilgi olmadığı için Hatşepsut birçok kaynakta ilk kadın firavun olarak geçer. Üvey evladı III. Thutmose’un yaşı yönetime geçemeyecek kadar küçük olduğu için uzun bir süre firavun naipliği yapan Hatşepsut, III. Thutmose ile eş hükümdarlık döneminden sonra firavunluk makamına gelmiştir. Öldükten sonra ise yerine geçen III.Thutmose, Hatşepsut’un heykellerini, sfenkslerini yıktırmış, tapınaklarda bulunan çizimleri de kazıtmıştır. Antik Mısır’a tek tanrılı dini getiren kişi olan Akhenaten’in ise ölümünden hemen sonra, ona ve dinine ait olan her şey yok edilmeye çalışılmıştır. Firavun I. Seti’nin hazırlatmış olduğu krallar listesine Hatşepsut ve Akhenaten dahil edilmemiştir.

Damnatio memoriae olaylarının hepsinde aslında bir paradoks görülür. Bu olayın amacı kişiyi hiç olmamış gibi gösterip tarihten silmek iken, neden böyle bir yıkım ve saldırı söz konusu olduğu merak edildiği için bu figürlere daha çok odaklanılmıştır. Bu da amacın tam tersi bir durum ortaya çıkarmıştır. 


(Firavun Hatşepsut'un parçalanan sfenksi)