Antik Yunan Uygarlığı
Antik Yunan'da kültür, sanat, mimari, giyim...
Yunan uygarlığı, antik dönemin en etkili medeniyetlerinden biridir ve batı kültürünün temellerini atmıştır. M.Ö. 3000-30 yılları arasında, farklı dönemlerde gelişmiş olan bu uygarlık, sanattan felsefeye, bilimden demokrasiye birçok alanda büyük katkılar sağlamıştır.
Minoanlar
Minoan uygarlığı, M.Ö. 3000-1100 yılları arasında, özellikle Girit Adası'nda gelişmiş bir medeniyetti. Adını mitolojik Minos Kralı’ndan alır. Minoanlar, büyük bir deniz gücüne sahipti ve Akdeniz'de geniş ticaret ağları kurdu. Sanat ve zanaat, Minoan toplumunda büyük önem taşıyordu. Boyama, seramik yapımı ve metal işçiliği, Minoan kültürünün önemli bir parçasıydı. Minoan sanatı, canlı renkler, doğal temalar ve detaylı betimlemelerle karakterizedir. Freskler, özellikle sarayların duvarlarında yer alır ve günlük yaşamı, dini ritüelleri ve mitolojik olayları tasvir eder.
Mikenler
Miken uygarlığı, M.Ö. 1500-1000 yılları arasında Akalar tarafından oluşturulmuştur. Homeros'un "İlyada" ve "Odysseia" epiklerinde Akalar (Agamemnon) ve Troyalıların (Paris) Helena için savaşı anlatılır. "Odysseia", Akalı bir askerin dönüş yolculuğunu anlatır. M.Ö. 1200-800 yılları arasında Dorlar'ın istilasıyla "karanlık çağ" başlamış ve bu dönemde şehir devletleri olan "polis"ler kurulmuştur. Anadolu’daki uzantısı İyonya olarak anılmaktadır. Fenikelilerle yakın ticaret yapmışlar ve alfabeyi onlardan almışlardır. Tarım toprağı az olduğundan Akdeniz, Ege, Marmara, Karadeniz kıyılarında koloniler kurmuşlardır.
Minos ve Miken Sanatı
Minos ve Miken uygarlıkları, antik Yunan'ın atalarıdır. Her iki uygarlık da sanatlarında yaşamın özünü yakalamaya çalışmıştır. Minos sanatı daha barışçıl bir karakter taşırken, Miken sanatı daha savaşçı ve ataerkil bir yapıya sahiptir. Minos’taki figürler daha rahat hareket ederken, Miken’de sanat daha statik ve anıtsaldır. Kadın figürleri beyaz, erkekler ise siyah olarak betimlenmiştir.
Yunan Tanrı Sistemi
Yunan tanrı sistemi, Hesiodos tarafından oluşturulmuştur. Temelde 12 tanrı bulunmaktadır: Zeus (göktanrı), Hera (Doğum), Athena (Akıl), Apollon (Müzik), Artemis (Avcılık, Namus), Ares (Savaş), Poseidon (Deniz), Hephaistos (Ateş), Afrodit (Aşk), Hestia (Aile), Hermes (Haber), Demeter (Bereket). Bu tanrılar, ölümsüzlükleri ve ambrosia ile nektar gibi yiyeceklerle beslenmeleri ile insandan ayrılırlar.
Arkaik Çağ (M.Ö. 800-500)
Arkaik çağda, demokrasi gelişmeye başlamış ve Solon aristokrasi ile alt tabakayı barıştırmıştır. Bu süreçte tiranlık ortaya çıkmış ve aristokrasi tarafından sona erdirilmiştir. Demokrasi, bu dönemde kurumsallaşmıştır. Şehirlerdeki ana alanlar akropolis, agora ve tapınaklardır. Bu dönemde dünyanın yedi harikası olarak kabul edilen yapılar şunlardır: Giza Piramidi, Babil'in Asma Bahçeleri, Zeus Heykeli, Rodos Heykeli, İskenderiye Feneri, Halikarnas Mozolesi ve Artemis Tapınağı.
Arkaik dönemde sanat, taşın anıtsallığı ile karakterizedir. Küçük Yunan şehir devletçikleri, tüm Akdeniz havzasına yayılmış ve Mısır sanatı ile etkileşime girmiştir. Naucratis etkisi bu dönemde belirgindir. Taştan anıtsal heykeller, Kouros ve Kore gibi figürlerle üretilmiştir. Kouros, başlangıçta erkek heykelleri olarak tasarlanmış, mezar taşı ve tanrı tasvirleri olarak kullanılmıştır. Kadın heykelleri Kore olarak adlandırılmış ve çeşitli kıyafetlerle betimlenmiştir. M.Ö. 5. yüzyılda Kouros heykelleri daha gerçekçi bir şekilde yapılmaya başlanmıştır.
Klasik Çağ (M.Ö. 500-400)
Klasik çağ, Persler ile yapılan savaşlar, Maraton Savaşı ve Perikles önderliğindeki Kallias Barışı ile tanınır. Atina ve Sparta arasındaki Peloponez Savaşları, Yunan birliğinin gücünü azaltmıştır. Bu dönemde, felsefe ve tarih yazımı da başlamıştır. Herodotos'un tarih yazımı, bu dönemin önemli bir özelliğidir.
Helenistik Çağ (M.Ö. 330-30)
Büyük İskender'in fetihleri ile başlayan Helenistik Çağ, onun ölümünden sonra Mısır'da Ptolemaioslar, İran'da Selevkoslar ve Makedonya'da Antigonoslar tarafından yönetilmiştir. Bergama’daki Zeus Altarı bugün Berlin’de sergilenmektedir. İskenderiye, Bergama ve Efes, bu dönemde önemli kültürel ve akademik merkezlerdi. Khiton adlı kumaş, bu dönemin kıyafetlerinde yaygın olarak kullanılmıştır. Kolonizasyon dönemi ile başlayan kölelik, Yunanistan'da kurumsallaşmıştır. Köleler, hiçbir politik hakka sahip değildiler. Ölümden sonraki yaşam inancı, yeraltı tanrısı Hades’in dünyasına geçerken kayıkçı Kharon’a bir obol vermeyi gerektiriyordu. Bu inanç, mezar kazımı ve taşıma geleneklerini de etkilemiştir. Ayrıca Sarkafagus adı verilen lahit mezarlar mevcuttur.