Aşk İçin Ölmeli Aşk O Zaman Aşk
William Shakespeare`ın unutulmaz eseri Romeo ve Juliet`i yazdım. Keyifli okumalar.
Romeo ve Juliet, İngiliz oyun yazarı William Shakespeare tarafından yazılmış bir oyundur. İngiliz Edebiyatının klasiklerinden biri olan eser, yazarın en ünlü oyunlarından birisidir. 1591-1596 arasında yazıldığı düşünülür. Dünya edebiyatlarında klasik bir konu olan iki düşman ailenin birbirini seven gençlerinin aşk macerasını işler. Eser, ilk kez 1594 yılında sahnelenmiş; defalarca operaya, baleye ve sinemaya uyarlanmıştır.
Hikâyenin kaynağı, İngiliz şair Arthur Brooke'in 1562'de yayımlanan Romeus ve Juliet'in Trajik Öyküsü adlı uzun şiirine dayandırılır. Sheakespeare hikâyeyi eklediği pek çok yardımcı karakterle geliştirmiş; konunun işlenişi ve üslubu onu özgün bir eser hâline getirmiştir. Romeo ve Juliet hikâyesi büyük bir aşkın dilden dile anlaşılmasını sağlamıştır. Bu sayede bu efsanevi aşk hikâyesi filmlere, tiyatrolara konu olmuş ve yüzyıllarca unutulmayacak bir eser haline gelmiştir.
Şimdi iki gencin fırtına dolu aşk hikayesine gelelim.
Romeo ve Juliet Hikâyesi düşman olan iki ailenin çocuklarının aşkını anlatır. İtalyan şehir devleti olan Verona`nın zengin ve asil ailelerinden Montegue ve Capulet aileleri arasında çok eski yıllara dayanan bir düşmanlık vardır. Oyun, bu ailelerin çocuklarının sokak kavgası ile başlar. Şehir muhafızları kavgayı durdurur ve Verona hükümdarı Prens Escalus bir daha iki grup arasında kavga çıkarsa kavgayı çıkaranların idam edileceğini söyleyerek gözdağı verir.
Bi gün Capulet ailesinin evinin bahçesinde bir maskeli balo düzenlenir. Tesadüf bu ya Lord Capulet, baloya kızı Juliet’e talip olan Kont Paris’i de davet eder. Montegue ailesine mensup Romeo da maskeli baloya kimliğini gizleyerek katılır. Romeo, Capuletlerin yeğenlerinden Rosaline`den hoşlanıyordur ama Rosaline onu reddetmiştir. Romeo’nun arkadaşı Benvolio, kıza yaklaşıp aşkını anlatabilmesi için Romeo’nun baloya gizlice katılmasına yardımcı olur. Romeo balo da Capuletlerin kızı Juliet`i görür ve gördüğü anda ona tutulur. Juliet`de boş değilmiş ki genç yakışıklının duygularına karşılık verir.
ROMEO: “Ah, parlak yanmayı öğretiyor meşalelere. Bir Habeşin kulağındaki mücevher gibi asılmış sanki gecenin yanağına; öyle zengin bir güzellik ki, el sürmeye gelmez, öyle değerli ki fazla gelir yeryüzüne! Şu güzel, akranları arasında nasıl görünüyorsa öyle görünür ak bir güvercin kargalar arasında. Dans bitince, durduğu yeri gözliyeyim, eline değsin de kutsansın kaba elim. Gönlüm hiç sevdi mi şimdiye dek? İnkâr edin gözlerim! Çünkü gerçek güzelliği görmedim bu geceye dek.” (William Shakespeare Romeo ve Juliet Birinci Perde Beşinci Sahne)
Ve hepimizin bildiği o meşhur ve romantik balkon sahnesi yaşanır. Gökyüzünün parıl parıl parladığı gecede Romeo, Juliet`in ışığından başka bir şey göremez. Juliet balkonda Romeo`da balkonun altındadır. Birbirlerine aşk dolu bakarken duygularını dile getirirler.
ROMEO: “Konuşuyor. Ey parıltılı melek, konuş yine! Çünkü göklerin kanatlı habercisi ölümlülerin hayretten açılan gözlerine nasıl görürtürse, tembel bulutlara binip havanın göğsü üzerinde yol alırken o, nasıl geri çekilip seyrederse insanlar, sen de, başımın üzerinde, öyle bir ihtişam veriyorsun bu geceye! ” JULIET: “Ah Romeo, Romeo! Neden Romeo'sun sen? inkâr et babanı, kendi adını reddet; bu elinden gelmezse, yemin et beni sevdiğine, vazgeçeyim ben Capulet olmaktan.” (William Shakespeare Romeo ve Juliet İkinci Perde İkinci Sahne)
Romantik akşamdan sonra Romeo, her gece Juliet`in odasına balkondan gizlice girer. Juliet`in dadısı da onlara yardım etmektedir. Gel zaman git zaman aşık çift birbirlerinden ayrı kalamadıkları için evlenmeye karar verir. Rahip Laurance, iki genci gizlice evlendirir. Fakat onlar düşman ailelerin çocuklarıydı, bu aşkı ne kadar sürdürebilirlerdi ki?
Kısa bir süre sonra Juliet'in kuzenlerinden Tybalt, Romoeo’nun gizlice baloya geldiğini öğrenir ve ağır hakaretlerde bulunarak onu düelloya davet eder. Romeo artık akrabası olarak gördüğü Tybalt ile kavga etmek istemez. Ama Romeo’nun arkadaşı Mercutio, hakaretleri sindiremeyip düelloyu kabul eder. Romeo kavgayı ayırmaya çalışırken Mercutio ölümcül yara alır ve ölür. Arkadaşının öcünü almak isteyen Romeo, Tybalt’ı öldürür. Bunun üzerine Verona prensi Escalus, Romeo’yu Mantua’ya sürgüne gönderir. Romeo kaçıp geceyi Juliet’in odasında geçirir ve sonra sürgün edildiği Mantua'ya gider.
JULIET:“ Çiçeklenen bir yüz altında saklı yılan yüzü! Hangi ejder bekçilik etmiştir böyle güzel mağaraya? Ey güzel zorba! Meleksi iblis! Ey kumru tüylü kuzgun! Kurt yaradılışlı kuzu! Ey tanrısal görünüşün gizlediği iğrenç öz! Ey göründüğünün tam tersi olan! Lânetli ermiş, namuslu alçak! Ey Tabiat, bir iblisin ruhunu böyle tatlı bir tenin ölümlü cennetine yerleştirdikten sonra cehennemde ne işin vardı senin? İçinde böyle kötü yazılar bulunan bir kitap böylesine güzel ciltlenmiş midir şimdiye dek? Yalan, böyle muhteşem bir sarayda barınsın, olacak şey mi bu? ” (William Shakespeare Romeo ve Juliet Üçüncü perde İkinci Sahne)
Tüm bu yaşananların ardından Juliet`in annesi ve babası da, genç kızlarını Kont Paris ile evlendirme hazırlıklarına başlamıştı bile. Ancak Juliet Romeo `ya aşıktır.. O Romeo’yu çok seviyor ve ona sadık bir şekilde kalmak istemektedir. İstemediği bu evlilikten kurtulmak için soluğu Rahip Laurance`in yanında alır. Rahip genç kıza onu kırk saat ölü gösterecek bi iksir verir.
Rahip Romeo`ya durumu anltatan bi mektup yazar. Ancak mektup zamanında Romeo`nun eline ulaşamaz. Ailesi Juliet`i öldü sanarak defneder. Romeo aşkının öldüğünü duyunca Juliet olmadan yaşamanın çok zor ve katlanılmaz bir hal alacağını düşünür. Onun mezarı başında kendini öldürme planı yapar. Yanına zehir alarak Verona`ya döner.
Romeo Juliet`in mezarı başında Kont Paris`i görür. Birbirleriyle kavga etmeye başlarlar ve Paris ölür. Ardından Romeo aşkının yanına yatarak zehri içerek intihar eder. Rahip Laurence, mezarlığa gelir, Juliet'i uyandırır. Romeo'yu ölmüş olarak gören Juliet, Romeo’nun hançerini alarak kendini öldürür.
ROMEO: “Ey gözler, son kez bakın! Ey kollar, son kez kucaklayın! Ve siz, ey dudaklar, nefes kapıları, hakka uygun bir öpüşle mühürleyin aç gözlü ölümle yaptığım bu süresiz anlaşmayı! Gel acı ilâç, gel ey tatsız kılavuz! Ey umutsuz kaptan, deniz tutmuş şu yorgun tekneyi yalçın kayalara bindiriver artık! Sevgilimin şerefine!” (William Shakespeare Romeo ve Juliet Beşinci Perde Üçüncü Sahne)
Başından sonuna kadar olayların tek şahidi olan Rahip Laurence, ailelere tüm olanları anlatır ve bundan sonra iki aile arasındaki düşmanlık sona erer.