Asrın Felaketinde Kimiz? Kimlerleyiz?

Çaresizlik denilen şey sizde vücut buluyor sanki.

Bir insan vazgeçmeyi düşündüğünde hayata yeniden bağlanmak için hiçbir nedeni kalmamışken bile neden tekrar ayağa kalmak zorunda kalır?

Bu soru tanımadığın milyonlarca insanın yaşam mücadelesi,umutları sizin ortak yolunuz olduğunda her bir saniye bile gereğinden fazla anlam kazanıyor da ondan.

6 Şubat sabahı tüm Türkiye olarak adeta kıyamet gününe uyandık.Akıllardaki tek soru " Ne yapabilirim? "di.

Yediden yetmişe birçok insan deprem alanına yardım götürmek için seferber oldu.Ülkemizdeki yazılımcı arkadaşlar bilgisayarlarının başında çok kısa sürelerde büyük işler başardılar.Yardıma ihtiyacı olan,yakınlarına ulaşamayan yüzlerce insanın yanında oldular.

Genç nüfusumuz da sahada birçok roller üstlendi.Büyüklerimizden kefen parasını dahi gönderenler oldu.Bunları özellikle dile getirmek istedim. Neden mi?Çünkü tüm dünyada o gün aynı duygular paylaşıldı.

Televizyon kanallarını belki bir can daha kurtarılıyordur ümidiyle açtığım çok oldu.Enkaz altından çıkan insanların ellerini sallaması,Hazal'ın "Yok daha muayene olmadım." sözü,elindeki bir paket bisküviyi kızlarına vermek için cebinde bekleten bir babanın çaresizliği bana şu satırları yazdırdı:

Tarifi yok belki yaşanılanların.

Ne gözler unutur görüleni ne de işitilenler duyulmazlıktan gelinir.

Evet bizler birbirini bilmeden bir olanlarız.

Asrın felaketinde kimiz kimlerleyiz?

Belki yakınını kaybedenin yanında,

Yardıma koşan insanların kalbinde,

Ya da o ıssız ve karanlık yerin altındayız.

Biz bir haftadır yürekleri kor ateşle yanan her insanın yanındayız.

Benim için yazması bir o kadar zor olan bu cümleler,duygularımı,düşüncelerimi anlattığım satırlar olarak kalacak.

Son olarak geçen gün okuduğum,bende derin bir iz bırakan haber üzerine bu satırlara ek olarak yazdığım bir parça var.Onu da sizlerle paylaşıp yazdığım ilk içeriği bitireceğim.

Hayat yoruyor bazen.Tüm yükünü sırtında hissettiriyor.En çokta insanın canını artık bir şey yapamayacağını bilmek yakıyor.Çaresizlik denilen şey sizde vücut buluyor sanki.Ne kadar acı daha sen bile tam değilken hep yarım kalabileceğinin farkına varmak.

Zor zamanlardan geçiyoruz ve son bir asırda dünyamızda gerçekleşmemiş bir felaket yaşadık.Etkileri uzun yıllar maalesef ki devam edecek.Bu deprem bizlere hayatımızdaki düzenin,planların bir dakikada önemini yitirebileğini gösterdi.

Zamanımız varken sevdiklerinize,değer verdiklerinize sıkı sıkı sarılın.