Atina’nın Kahramanı ve Kaderin Sınavı: Theseus (Bölüm 1)

Kaderin ve kahramanlığın kesiştiği bir yolculukta, Theseus’un efsaneye dönüşen adımlarını takip edin.

Bir kahraman düşünün ki canını hiç korkmadan tehlikeye atsın ya da kıvrak zekasıyla bir geleceğini belirlesin. Böyle hayal ettiğimizde her insanın farklı sebeplerden dolayı kendi kahramanları farklı olabilir. O kahraman genelde hiç dönülmez denilen kötü andan başarılamaz denilen dip durumdan çekip çıkartıverir insanı. İşte Atinalarıların o meşhur Kahramanı da Theseus’dur. Açık görüşlülüğü ve zekasıyla başaramayacağı hiçbir şey olmayan Theseus’un hikayesini gelin baştan sonra inceleyelim.


Theseus Atina’da büyük bir kahramanıydı. O kadar çok maceranın içinde yer aldı ki Atinalıların ‘Theseus olmadan hiçbir şey olmaz’ diye bir deyimi bile vardı. Theseus’un babası Atina kralı Aegeus’tu ama o bundan habersiz gençliğine kadar güney Yunanistan’da bir şehirde annesinin yanında kalmıştı. Aegeus çocuğu doğmadan önce Atina’ya geri döndü ama dönmeden önce bir oyuğa taşla kapladığı bir çift ayakkabı ve kılıcı yerleştirdi. Karısına da eğer bu çocuk gençlik çağına geldiğinde bu taşı kaldırabilecek kadar güçlenirse babası olarak çocuğu yanına kabul edebileceğini söyledi.


Çocuk diğer çocuklara göre çok daha hızlı gelişti ve annesi onu taşın yanına getirdiğinde taşı zorlanmadan kaldırmayı başardı. Annesi, Theseus’a artık babasının yanına gitmesi gerektiğini söyledi. Büyük babası onun emrine bir gemi vermişti ama genç bu yolun çok güvenli ve basit olacağını düşündüğü için gemiyi teklifini reddetti. Theseus gerçek bir kahraman olmak istiyordu ve bunu başarmanın karanlık ve zorlu yollardan geçtiğini biliyordu. Kendisine rol model olarak Herkül’ü görüyordu. Gemiyi reddettikten sonra Atina’ya karadan yola çıktı. Yolculuğu boyunca bir sürü tehlikeler atlattı ama hepsinin üstesinden gelebildi. Atina’ya giderken Yunanistan’ın gezginlere bile yasak olan topraklarındaki tüm tehlikeleri de temizledi. Atina’ya varır varmaz kahraman ilan edilen Theseus kral tarafından ziyafete davet edildi.


Aslında bu davet kahraman gencin Aegeus’un oğlu olduğunu bilen Medea tarafından gerçekleştirilmişti. Medea, Theseus’un insanların kalbini kazanmasından korkmuştu çünkü bu hem Aegeus üstünde hem de krallık üstünde güç kaybetme ihtimali demekti. O da bu genci ziyafete davet etip orada onu zehirlemek istedi. Medea o geldiğinde ona zehirli kâseyi uzattı ama Theseus bir an önce babasına kim olduğunu açıklamak istedi. Kral durumu hemen anladı ama o sırada Medea her zamanki gibi çoktan kaçmıştı.


Aegeus Theseus’un oğlu ve varisi olduğunu ilan etti. Zaten Atinalılar da onu çok seviyordu. Theseus’un Atina’ya gelişinden çok daha önce şehirin başına hala kurtulamadıkları bir bela bulaşmıştı. Girit’in hükümdarı Minos tek oğlunu Atina kralını ziyaret ettiğinde kaybetmişti. Kral Aegeus hiç olmaması gereken bir şey yapmıştı ve bunun bedeli çok ağır olmuştu. Aegeus misafirini tehlikeli bir boğayı öldürmek üzere tehlikeli bir keşife göndermişti. Tabii ki hiçbir savunması olmayan genç tehlikeli boğa tarafından öldürülmüştü.


Böylece Theseus, sadece Atina’nın değil, kaderin de kahramanı oldu. Zorluklarla dolu yolculuğu, onu hem bir savaşçı hem de halkının umudu haline getirdi. Ancak Atina’nın huzuru hâlâ gölgeler altındaydı ve Theseus’un önünde yeni sınavlar vardı.