Aytmatov'dan Yasak Bir Aşk Hikâyesi: Cemile

"Dünyanın en güzel aşk hikâyesi" seçilen hikâye gerçek bir aşk hikâyesi midir?

Cemile, yazara ilk büyük şöhretini kazandıran eseridir. Cengiz Aytmatov’un bu eseri yasak bir aşkı anlatır. Bu aşkın kahramanları ise Danyar ve Cemile’dir. Bu yasak aşk kendiliğinden doğuvermiştir. Yani maddi arzuların, ihanetlerin, çıkarların, intikam duygularının kirletmediği bir yasak aşk hikâyesidir.

Bu eser, evlilik-gelenek-aşk çatışması üzerine kurulmuş bir eserdir. Bu çatışmalar insanın kendisi olmasını sağlayan hürriyet arayışı arasındaki çatışmayı yansıtır. Cemile ve Danyar ise bu kuralları çiğneyip iç seslerini dinleyerek kendi hürriyetlerine sahip çıkarlar. Ancak, Cemile buna rağmen toplum değerlerine ve ahlak kurallarına bağlı olan genç bir kadındır. Cemile’yi yücelten de güzelliğinin yanında bu değerlere bağlı oluşudur. Cemile hiç şikâyet etmeyen ve her şeye rağmen hayat dolu bir kızdır.

Cemile, Sadık ile aşk evliliği kurmamasına, törelerle evlendirilmesine rağmen Sadık’ın ailesine karşı her zaman saygısını korumaktadır. Kimseye yalnızca ismi ile hitap etmez. Çünkü Kırgızlarda gelin, geldiği aileye ve topluma karşı saygısını korumak zorundadır. Ancak Cemile, saygı dışında pek de geleneğe bağlı yaşamamaktadır. Çünkü o, alp kadın tipidir. Erkeklerle cesurca konuşur, aile büyüklerinin yanında türkü söyler. Fakat Cemile’nin bu tavırları gençliğine bağlanıp görmezden gelinir.

Cemile’nin eşi Sadık, tamamen geleneklerine bağlı bir insandır. Cepheden gönderdiği mektuplarda bile önce babasından ve annesinden sonra küçüklerden ve en son ise Cemile’den söz etmesi onun geleneğine ne kadar bağlı olduğunu gösterir.

Yasak aşkın kahramanlarından biri olan Danyar ise cepheden yeni dönmüş, yaralı bir gençtir. Cemile ile Danyar’ın arasındaki bağ ise eserin başlarında acıma duygusuna dayalıdır. Ancak zamanla acıma duygusunun yerini masum bir aşk alır. Cemile ile Danyar arasındaki aşk, törelere aykırı bir aşktır. Cemile ve eşi arasındaki evlilik ise aşk üzerine kurulu bir evlilik değildir. Geleneklere bağlılık sonucunda ortaya çıkan bir evliliktir.

Danyar ve Cemile arasındaki yasak aşkta da zaman zaman dalgalanmalar yaşanmaktadır. Cemile’nin eşi Sadık Cemile’ye mektup yazar. Bunu gören Danyar ise üzülür. Fakat Cemile bunun üzerine Danyar’a karşı olan aşkını açıkça itiraf eder. Bu itiraf ile Cemile’nin aşkı arayan bir karakter olduğunu görürüz. Cemile, kocası Sadık’ı değil kendisini deli gibi seven Danyar’ı seçer. Bu yasak aşk sonucunda ise Cemile Danyar’a kaçar. Köylüler tarafından ahlak kurallarına bağlı olarak bilinen Cemile bunun üzerine budala olarak bilinmeye başlar. Çünkü Cemile, varlıklı aileyi bırakıp yoksul olan Danyar’a kaçmıştır. Kimse Cemile’nin iç dünyasındaki duygularını görmez. Cemile ve Danyar aşkını tek destekleyen kişi Seyit’tir. Seyit, Danyar’ın ruh zenginliğini fark eden tek kişidir Cemile’den sonra. Cemile ve Danyar aşkının gerçek olduğuna da inanır. Bundan dolayı Seyit, ailesine ve törelerine ihanet etme pahasına da olsa bu aşkı destekler ve kaçmalarına göz yumar.

Aytmatov’un bu eseri, gerçek aşkın ahlak değerlerinin, toplum kurallarının ve insan bedeninin ötesinde olduğunu gösterir. Bu esere göre kişi, hürriyetini ve kendi benliğini toplumsal ahlak kurallarında aramamalıdır. Çünkü kişinin hürriyeti kendi iç dünyasında saklıdır. Cemile, kendi kurallarını koyan, başkaldıran ve inandığı yolda yürümeye devam eden ancak bir yandan da geleneklerine saygı gösteren bir kadındır. Bu aşkın da başkahramanıdır aynı zamanda Cemile. Aytmatov’un asıl vermek istediği mesaj ise Cemile ve Danyar gibi toplum baskılarından, törelerin katı kurallarından sıyrılıp kararlar alındığında kişinin asıl hürriyetine kavuşacağıdır.