Toprak Ana Kitabının İncelemesi
2.Dünya savaşının yıktığı bir aile ve olanlara tanıklık eden Toprak Ana...
Kitabın ilk sayfalarında Tolganay'ın binbir emekle ekip, biçtiği toprak ile dertleşmesiyle başlıyor. Cengiz Aytmatov eserde Tolganay ve Suvankulu'un başından geçenleri ve savaş yıllarında halkın neler çektiğini, özlemlerini... anlatmıştır. Eserin ana kahramanı Tolganay kolhoz işiyle ilgilenmektedir. Her sabah tarlaya gider tarlaya bir şeyler eker. Yine tarlaya gittiği bir gün de Suvankul onun dikkatini çekmiştir. İlk başta Tolganay Suvankul'dan çekinmiştir ama zamanla bu çekingenliğini yenerek o da konuşmaya başlar ve böylece evlilğe giderler. İkisininde tek bir ideali vardır. Kendi topraklarını sürmek ve verimli bir çiftlik kurmaktır. Canla başla sabah akşam demeden her gün çalışırlar. İlk başta toprak sürmek ve çiftlik kurmak idelini öne sürselerde asıl amaçları atalarından süregelen geleneği devam ettirmektir.
İşler zamanla ilerlemiş Suvankul işi ilerletemek bilmek için traktör sürmeyi öğrenmeye ve okuma yazma öğrenmeye başlamıştır. Bu süre zarfında Tolganay ve Suvankul'un üç oğlu olmuştur. Kasım, Maysalbek ve Caynak. Bu çocuklar ailenin geleceği için umut ışığı olmuştur. Onlarda ataları ve diğer çocuklar gibi bu topraklarda büyümüşlerdir. Hepsinin ideali farklıdır Kasım annesi ve babası gibi tarlada çalışmak ve babası gibi biçerdöver kullanmaya başlamıştır, Maysalbek ise okumak için uzaklara gitmiştir, Caynak en küçük oğlu ise gençlik kolu başkanı olmuştur. Kasım hep yanlarında onlarla beraber tarlaya gidip gelir. Maysalbek fırsat buldukça metup yollar , Caynak ise ne zaman eve geliceği hiç belli olmaz ve bu durum Tolganay'ı çok sinirlendirir. Bir süre sonra Kasım Aliman adında bir kadınlar evlenir. Tolganay Aliman'ı kızı gibi sever ve benimser. Artık hasat zamanında tarlaya hepsi beraber giderler.
Bir gün yine hasat için tarlaya gittikleri vakitlerden birinde Aliman'ın çığlıklarını duyarlar. Herkes çığlığın geldiği yöne doğru koşar. Tolganay korku içinde gelinini bulmaya ne olduğunu anlamaya çalışır. Kasım Rus askerlerinden savaş çıktığının haberini almıştır. Tüm köy halkı telaş içinde bu durumu sorgular ve hemen tarlaya geri dönerler ki savaş sırasında yiyecek yemekleri evlerinde olsun. Zamanla köydeki erkekler birer birer askere çağırılır. Ve Tolganay'ın korktuğu başına gelir sıra Kasım'a gelmiştir. Bütün aile ne kadar üzülsede geri dönücek ümidiyle askere yollamıştır. Daha sonra Maysalbek'in askere çağrıldığının mektubu gelmiştir. Savaş hiç durmadan devam ederken cephedeki asker yetersizliğinden dolayı Suvankul'u da askere çağrırlar. Artık tüm işler küçük oğlu Caynak, Tolganay ve Aliman'ın sorumluluğundadır.
Uyandıkları bir gün sanki yarın gidermişcesine Caynak tüm işleri halletmeye koyulur. Tolganay şüphelenmiştir ama Caynak yarın eğitime gideceğini birikmemesini istediğini söylemiştir. Caynak eğitime gidip bir gün sonra dönünce bu sefer Tolganay daha da şüphelenmiştir. Caynak ise eğitimin uzayacağını o yüzden dinlenmemiz gönderildiğini ve yeniden çağırıcaklarını söylemiştir. Ama daha sonra yazdığı metupla anlaşılır ki aslında Caynak abileri ve babası gibi askere gitmiştir, orduya yardıma.
Artık tüm sorumluluk Tolganay'dadır ve ekip başı göreve Tolganay'a verilir . Biçerdöverle ilgilenir, traktör kullanmaya başlar. Yine hasat ekilen günlerden birinden Kasım'dan bir mektup gelir ve hem Kasım'ın hem de Suvankul'un şehit olduğu yazmaktadır. Aslında babası ve Kasım farklı yerler şehit olur fakat iki haberi aynı anda vermek için mektuplar aynı gün ulaşır ellerine. Bu haber üstüne Tolganay yıkılmıştır ancak güçsüz olmaya hak tanımaz kendine. Aliman gencecik yaşta dul kalmıştır onu toparlamaya çalışır var gücüyle. Hayata kaldıkları yerden devam etmeye çalışırlar. Aliman ise ruh gibidir. Sadece tarlaya gider ekinleri biçer başka yapılması gereken varsa onu yapar ancak hiç konuşmaz, kimseyle göz teması dahi kurmaz. Bir süre sonra ortanca oğlu Maysalbek'in şehit haberi ulaşır mektubuyla beraber. Tolganay hepsinden haber alırken Caynak'dan hiç bir ses seda olmaması onun da şehit olduğunu düşünmeye iter.
Tolganay ve Aliman acılarını birbirlerine tutunarak dindirmeye çalışırlar. Bazı askerler cepheden tek tek dönmeye başlar. İkisininde düşündüğü tek şey Caynak'ın da gelicek olmasıdır. Aliman her ne kadar sevinsede üzerine bir hüzün çöker. Keşke Kasım'da böyle gelse diye aklından geçirir.
Tolganay'ın tek düşündüğü şey ise Aliman'dır. Aliman'ın hayatını böyle karartmamasını , isterse mutlu olacağı bir evlilik yapmasını kendisini düşünmemesini söylemek ister. Mutlu olmak Aliman'ın da hakkıdır. Ama bunu ne zaman söylemek istese dili varmaz.
Ancak bir gün Aliman gece vakti evden gitmiştir. Tolganay uyku sersemiyle geri geliceğini düşünür ama epey saat geçer ve gelini gelmemiştir. Kapının tıkırdamasıyla Aliman belirir. Alimanın üstü başı dağılmış kıyafeti yırtılmıştır. Tolganay işin aslını öğrenmeye çalışsa da Aliman söylememiştir. Ancak Tolganay çok sonradan öğrenir ki sürü otlatmaya gelen bir çoban Aliman'ı hamile bırakmıştır.
Aliman'ın doğumu yaklaştıkça Tolgonay'a olan davranışları değişir. Tolgonay bir gece ahırda Aliman'ı doğum sancıları içerisinde bulur. Aliman hastaneye götürülürken yolda doğum yapar ve bir oğlu olur, ancak hayatını kaybeder. Tolgonay ismini Canbolat koyduğu torununa sarılarak hayata tutunur. Torununu zor şartlar altında büyütür. Bütün bu olaylara bitmeyen bir kıtlık ve açlık eşlik eder. Tolgonay’ın sık sık dertleştiği, her şeyin başladığı ve bittiği kaynak olan Toprak Ana ise tüm bu yaşanılanlara tanıklık edip Tolganay'ın tüm derdini omuzlamıştır.