Baban Karun Mu?

İnsan elinindekinin kıymetini bilmeli. Çünkü olan ile ölmüşe çağre yok.

Bizim evde ne zaman müsriflik adına bir hareket yapılsa bu şekilde uyarılırdı. "Senin baban Karun mu?" denir ve yaptığı şeyin farkına varılması beklenirdi. Karun demişken, siz Karun'un hikayesini biliyor musunuz? Bilmiyorsanız hadi gelin beraber bir göz atalım.



Karun Kimdir ve Ne Zaman Yaşamıştır? 

Parayı icat etmeleri ile bilinen Lidyalıların kralı olan Karun veya bilinen diğer adıyla Krezüs, M.Ö. 560-540 yılları arasında yaşamış ve hüküm sürmüştür. 35 yaşında kral olan İzhar'ın oğlu Karun, kendi adına özel ilk parayı bastırması ile bilinir.

Paralı ordu sistemini kuran ilk kişidir ve bu çevresindeki birçok krallık üzerinde hakimiyet kurmasını sağlamıştır. Aynı zamanda Eski Mısır'ın en büyük hükümdarlarından Firavun'un yakın arkadaşı olmuştur.

Hem Karun hem de Firavun, Hz. Musa'nın peygamber mertebesine yükseldiğini kabul etmemiştir. Öyle ki, birlik olarak ona çeşitli tuzaklar kurmak ve insanların gözündeki itibarını zedelemek istemişlerdir. Arkadaşı Firavun'a, Hz. Musa'ya çirkin bir iftira atma fikrini veren de Karun'dur. Bu fikri kabul eden Firavun, tüm halkın huzuru karşısında Allah'ın peygamberinin zina yaptığı iftirasını atmıştır.

Karun aynı zamanda, Hz. Musa'ya karşı insanları kışkırtmak için isyan çıkmasına vesile olmuştur. Bunun için sadece Firavun ile değil, Ruben kabilesinin ileri gelenlerinden olan Abiram ve Datan ile de işbirliği içinde olmuştur. O dönemin tüm kabilelerinin liderlerini toplamış ve Hz. Musa'ya karşı isyan etmeleri için onlarla konuşmuştur. Ancak daha sonra, kabilelerin toplandığı yerde büyük bir zelzeleyle tüm çadırlar yerin dibine girmiştir.



Kendisi aslında çok fakir biriydi. Hazret-i Mûsâ’nın duâsı berekâtıyla kendisine simyâ, yâni kıymetli maddelerden altın yapma ilmi verildi ve bu güç bir noktadan sonra gözünü kör etti. Bundan sonrada yaşınılanlar malumunuz zaten. Kötülük cezasız kalmaz. Hiçbir güç sonsuz değildir.

O yüzden verilen yeteneğin ve onun getirisinin kıymetini bilmeliyiz. Kaybedince değil zamanında hakkını vermeliyiz.