Bebeklerin dil öğrenimi doğumdan önce başlıyor
Bebeklerin dil öğrenimi ile ilgili bir araştırma.
Yeni doğan bebeklerin, rahimde en çok maruz kaldıkları dile karşı bir hassasiyet gösterdikleri ortaya çıktı. Bu bulgu, dil gelişiminde doğum öncesi deneyimlerin önemli bir rol oynadığını gösteriyor.
Bilim İlerleme dergisinde yayınlanan bir çalışmada, Paris’teki Robert Debré Hastanesi’nden 33 Fransızca konuşan anne adayı ve yeni doğan bebekleri üzerinde deneyler yapıldı. Bebeklerin beyin dalgaları, elektroensefalografi (EEG) adı verilen bir yöntemle kaydedildi.
Çalışmanın yazarlarından Judit Gervain, Padova Üniversitesi’nde profesör ve CNRS ve Université Paris Cité’de kıdemli araştırma bilimcisi. Gervain, “Yetişkinlerde, bir dizi nöral salınımın veya beyin dalgalarının konuşma ve dil anlamada bir rol oynadığını biliyoruz. Farklı frekansta salınan dalgalar, konuşmadaki farklı birimlerin ritimleriyle uyum sağlıyor, örneğin hece veya bireysel konuşma sesleri.” dedi.
Araştırmacılar, yeni doğanların, rahimdeki dil deneyimlerine bağlı olarak, benzer bir beyin yapısına sahip olup olmadığını ve beyin ritimlerinin annelerinin ana diline uyum sağlayıp sağlamadığını belirlemeye çalıştılar.
Deneyde, bir ila beş günlük bebeklere, İngilizce, Fransızca ve İspanyolca’da “Altın Saçlı Kız ve Üç Ayı” masalının parçaları farklı sıralarda çalındı. Bebekler Fransızca seslere maruz kaldıklarında, konuşma algılama ve işlemeyle bağlantılı olan uzun menzilli zamansal korelasyonlar adı verilen bir tür beyin sinyalinde artış görüldü. Bu sinyaller, diğer diller duyulduğunda azaldı.
Bu sonuçlar, bebeklerin doğumdan önce bile annelerinin ana dilini tanıdıklarını ve bunun daha önemli bir dil olduğunu düşündüklerini gösteriyor. Gervain, “Bu, esasen ana dillerini öğrenmek için bir destek.” diyor.
Daha önce yapılan araştırmalar, fetüslerin, gebeliğin beş ila yedi ayı arasında rahim dışındaki sesleri duyabildiklerini göstermişti. Yeni doğan bebekler, doğumdan birkaç gün sonra annelerinin sesini ve ana dilini tercih ediyorlar. Hatta rahimde duydukları ritimleri ve melodileri bile tanıyabiliyorlar. Bu da, doğum öncesi dönemde gelişmiş bir işitsel işleme seviyesine işaret ediyor.
Çalışmanın yazarları, “Bu sonuçlar, dil deneyiminin, doğumdan önce bile, bebek beyninin işlevsel organizasyonunu şekillendirdiğine dair bugüne kadarki en ikna edici kanıtı sağlıyor.” diyorlar.
Bu bulgu, erken insan gelişimindeki bu ilginç yönü anlamak için önemli bir adım. Dil gelişiminin önemli bir parçası olan ana diline özelleşme, bebeklerin birinci yaş günlerine kadar başlamıyor. Ancak bu çalışma, dil öğreniminin rahimde başlayabileceğini gösteriyor.
Gervain, “Tabii ki, karna konuşmak güzel. Ama biz, alışveriş yapmak veya komşuyla konuşmak gibi doğal, günlük aktivitelerin bile bebeğin öğrenmesi için bir iskele oluşturduğunu gösteriyoruz.” diyor.